Bölüm 51 ~Bir aptal~

440 30 0
                                    

~Ege~
Kapıma Esila'nın vurmasıyla gözlerimi açtım. Oldukça uzun bir süre sonra ilk defa kendi yatağımda ve biri için endişelenmeden yatıyordum. Bir sabaha uyandığıma sevineceğimi düşünmezdim. Ama olmuştu işte. Her şey normale dönmüş gibiydi. Sevgililerimizle aramız düzelmişti, Su eve dönmüştü, ben işe gidip geliyordum falan. Tek fark Araz'ın bizimle kalmasıydı. Ama diğerleri de günlerinin çoğunu bizim evde geçirdiği için pek bir şey değişmiyordu. Sanırım mutluydum. Yataktan çıktım. Aşağı indiğimde Demir dışında herkesin buradaydı. Kahvaltı ettikten sonra evde kalmak istemediğimi hissettim. Kızlara söyleyip evden çıktım. Kitapçıya gittim çünkü yine okuyacak kitabım kalmamıştı ve yapacak hiç bir şey bulamiyordum sonuc olarak kitap en mantıklı şeydi. Aklıma Demir'in beni o deliden kurtardığı gün geldi ve titredim. Kötü günleri hatırlamak veya yaşamak istemiyordum artık. Umursamadan kitapçıya girdim. Yaklaşık 1 saatimi kitapçıda harcadıktan sonra kitapçıdan çıkıp herhangi bir kafeye dogru yürümeye başladım. Bir şeyler içip eve dönecektim. Yürürken bir kafede Demir'e benzeyen bir çocuk ve dört kızın oturduğunu gördüm. Tam ilerleyecektim ki Demir'e benzeyen çocuğun aslında Demir olduğunu gördüm. Ne!? Kızların hepsini tanıyordum ama adlarını bilmiyordum. Okulda görmüştüm hepsini. Kimdi bunlar? Ve neden Demir'le beraberlerdi. Bi de dalga gecer gibi kahkaha atıyorlar. Damarımın attığını hissettim. Yanlarına yaklaştığımda Demir'in "Pelin uzatma! Yeter artık kaybolun!" dediğini duydum. Adının Pelin olduğunu öğrendiğim kız "Demir ne demek uzatma ben Araz'ı seviyorum ve o aptala kaptıracağımı sanıyorsan yanılıyorsun!" dedi. Kızlardan birinin ağzına açmasına engel olarak konuşmaya girdim "Merhaba ben Ege Demir'in sevgilisi, 'o aptal' dediğin kızın kankası ve eğer saçma salak konuşmaya devam edersen ağzına sıçacak kişi. Siz?" dedim. Bence oldukça sakindim ama Demir "Sevgilim sakinleş." dedi. Bi tane kızın bana nefretle baktığını gördüm. Ben de Demir'e dönüp "Elimden geldiği kadar sakinim!" dedim dişlerimi sıkarak. Pelin denilen kız hala rahat rahat oturuyordu. Demir ona dönüp "Defol dedim!" dedi ve ayağa kalkıp elimden tutup beni çekiştirerek uzaklaştırdı. Aslında bunu yapması iyi olmuştu yoksa cidden birini dövebilir ve aptallar yüzünden polislerle uğraşabilirdim. Demir beni hala sürüklüyordu. Durup birden kolumu çektim ve Demir'e "Sadece sorularıma cevap ver. Bir o kızlar kimdi? İki o gerizekalı Su'ya aptal deme hakkını nasıl buluyor? Üç sen niye onlarla beraberdin? Ve dört neden konuşmama izin vermiyor ve beni sürüklüyorsun!?" diye bağırdım. Demir "İlk olarak onlar umursaman gereken insanlar değil. İkinci olarak Pelin gerçekten umursanacak veya kafaya takılacak biri değil. Üçüncü olarak amacım cidden onlarla buluşmak değildi, birden karşıma çıktılar. Dördüncü ve sonuncu olarak çok sinirlisin sonradan pişman olacağın bir şeyi yapmani istemedim." dedi. "Çok afedersin de gerizekalı bir orospunun yüzünü dağıttıktan sonra pişman olmazdım. Ve ben sakinim inan ki sakinim!" diye bağırdım. Yalandı sinirden başım dönüyordu. Demir elimi tutup beni yarı sürükleyerek yarı yürümeye zorlayarak beni deniz kenarına götürdü. Oturduk ve ben sinirden ellerimi parçalarken Demir sessiz kaldı. Benim tek düşünebildiğim şey Pelin'i nasıl öldürebileceğimdi. Ağzıma gelen kan tadıyla kendime geldim. Demir "Sakinsin öyle mi?" dedi alaycı bir sesle. "Yemin ederim ki seni burda öldürürüm. Kapa çeneni." diye tepki verdim. Demir "Gerçekten özür dilerim. Bir grup gereksiz insan için kendine zarar verme lütfen. Bir daha hiç biriyle konuşmam bile!" dedi. "Hayır iletişimi kesmeni istemiyorum. Hatta ve hatta o Pelin aptaliyla bi buluşma ayarlayıp onu dövmemem için ayağıma getirmeni istiyorum! O yalancı sarı saçlarını köklerinden koparma-" derken ne dediğimi fark ettim. Ben bu kadar nefret dolu bir insan değildim. Demirin gözlerindeki yarı korkulu yarı gururlu bakış beni daha çok sinirlendirdi. Gülerek "Körle yatan şaşı kalkar!" dedi. Sinirim bozulmuştu gülüyordum. Ama Su'yu kaybetme tehlikesi geçirmemden bir hafta sonra bu aptalla karşılaşmak beni cidden etkilemişti. Elimde olsa gerçekten öldürürdüm. Biraz daha sakinlestikten sonra acıktığını hissettim ve beraber yemek yemeğe gittik.
Eve girdiğimde Su ve Araz televizyon izliyordu. Neden olduğunu anlamadığım bir şekilde Araz'a da kızgındım. Sadece "Selam!" diyip mutfağa geçtim. Esila ve Cansu yemek yapıyordu. Olayları hızlı bir şekilde anlattım ve Esila'dan kızlardan birinin büyük ihtimalle Savaş'ı kıskandırmak için Demir'le yattığını öğrendim. Ve Cansu da Pelin'in daha önce de okulda Su'ya aptal aptal triplendiğini öğrendim. Daha da sinirleniyordum. Derin derin nefes aldım. Kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum ama pek başarılı değildim. Her nasılsa yemekte Su'ya her şeyi anlatıp Araz'ı sorguya çekmedim. Biraz televizyon izledikten sonra odama çıktım ve o günü olaysız bitirdim.
Sabah kalktığımda Su ve Araz hastaneye kontrole gitmişti. Esila ve Cansu da Savaş ve Ateş'le birliktelerdi. Kahvaltı için mısır gevreği hazırlarken kapı çaldı. Sütü koymuş olduğum için gelene küfrederek kapıyı açtım. Sanırım bugün görmek istediğim son kişi demek yanlış olurdu. Çünkü görüp en azından o yapılma burnuna bir yumruk atmak istiyordum. Pelin. "Aa ne oldu dün yumruğu yiyemedin bugün yemek için mi geldin!?" diye sordum. Iğrenç bir sekilde sırıtarak "Su'yu görmeye geldim seninle işin yok canım." dedi. Canım mı dedi o bana!? Sakindim çok sakindim. Mısır gevreğime süt koymuştum ve yumuşamadan yemeye gitmeliydim. "Defol!" dedim ve kapıyı kapattım. Kapıyı ittirip içeri girdi. Sinir kat sayım artıyordu. "O gerizekalı nerde?" dediği an kanın beyime sıçradığını hissettim ve suratının ortasına yumruğu vurdum. Devamında ne olduğunu pek hatırlamıyorum ama Pelin kanlı bir suratla evden çıktıktan sonra kapıyı kapadım yerdeki kanı sildim ve gidip mısır gevreğimi döktüm. Yenisini hazırladım ve bitirmeden kapı yine çaldı. Bu sefer gelen polisti. İçimden küfrederek karakola gittim. Tek olasılık olan Pelin oturmuş bana bakıyordu. Yüzü dağılmıştı ve ben güldüm. Telefon hakkımı kullanmak istedim. Demir'i ararsam trip yiyeceğimi hissettiğim için Esila'yı aradım. Esila ve Cansu beraber oldukları için beraber geleceklerini söylediler ve ben de oturup onları bekledim.

Mahşerin Dört AtlısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin