Bölüm 39 ~Yeni Uğraşlar~

487 32 3
                                    

~Ege~

Su Bürkan'ın onu baloya davet ettiğini söylediğinde neden bunu bir bok yedim diye söylediğini anlamamıştım. Ve sonra gözümün önüne eski sevgililerimizin adam vurma sahnesi geldi. Bir anda aydınlandım. Süper değil mi!? Su nasıl yaptıysa diğerlerine baloya gitme fikrini kabul ettirdi. Daha fazla olayı kaldıramazdım. Cidden. Ama tabii ki de dinlenmedim ve Su tamam dedirtene kadar beynimi yedi. Sonuç olarak aptal bir baloya gitmek zorundaydım. Yey(!) En azından partnerim okuldan olmak zorunda değildi. Buğrayla gidecektim. Sonra da biraz takılırdık. Sonuçta artık bir sevgilim yoktu. Kızlarla muhabbet ederken sınıfa fizikçimiz girdi ve ders doldurmaya geldiğini söyledi. Zaten neden iki derste de bizi salsınlar ki? Sakince yerime geçtim. Ve unuttuğum bir detay sırıttı. Demir. Suratına bön bön bakıp yerime geçtim. Kafamı masaya gömdüm ve uyumaya başladım. Bana oldukça kısa bir süre gibi gelen 5 dersten sonra Cansu gelip beni dürttü ve "Yemek yemeye gidiyoruz gelecek misin?" diye sordu. Kafamı zorla hayır anlamında sallayıp geri uyudum.

Bir süre sonra acıktığımı hissedip kafamı kaldırdığımda Demir'i yanımda kitabımı okurken buldum. Sınıfta yalnızdık. Kitabımı bırakıp gülümseyerek "Günaydın güzelim." dedi. Bir saniye o neden benim kitabımı okuyordu!? Bi saniye daha GÜZELLİK mi!? Uykulu gözlerimi sıkıp açtım. Elinden kitabı alıp sinirli bir şekilde "Kitabımı benden izinsiz almaya bir daha cürret etme!" dedim ve ayağı kalktım. O kadar hızlı kalkmamam gerektiğini biliyordum. Her tarafın kararmasıyla geri yerime oturdum. Bütün dünya etrafımda dönüyordu. Süper! Demir endişeli endişeli "Ege iyi misin?" dedi. "Süperim canım. Sadece kalkıp sonra geri yerime düşmeye bayılıyorum(!)" dedim. Demir'in konuşmasına izin vermeden bu sefer sakince kalkıp yürümeye başladım. Bir şey değişmemişti hala her yer dönüyordu ama Demir'den uzaklaşıyordum. Yni bayılırsam onun yanında bayılmayacaktım. Kendimi cidden iyi hissetmiyordum. Duvara yaslandım ve her yerin karanlığa gömülmesini izledim.

Revirin inanılmaz rahatsız olan yatağında uyandığımda Demir başımda bekliyordu. Kitabımı okuyarak. Biraz daha yürüyememiştim dimi. Fuck. "Günaydın güzellik, tekrardan" dedi. Doğrulup kitabımı alacaktım ama her yerin hala döndüğünü fark ettim. Yemek ve uyku düzenimi mahvetmiş olmam bana şu an çok güzel giriyordu. Demir'e "Öncelikle bana sakın bir daha güzellik deme! İkinci olarak neden buradasın ve kızlar nerede" dedim. "Cidden benle konuşmayacak mısın?" sorusuna "Evet, lütfen sadece sorduğum sorulara cevap ver. Zaten başım hala inanılmaz derecede dönüyor bir de bir aptalla uğraşamam." diye cevap verdim. Yalan yoktu. Cidden uğraşabilecek enerjim yoktu. Demir acı acı gülümseyerek "Kızlar sınıfta şimdi çıkıp birini gönderirim." dedi. Neden yavru bir köpeğe benziyordu? O odadan çıkarken ben gözlerimi kapattım. "Uyandın mı?" sorusuyla gözlerimi yine açtım. Bu kimdi ve ben bu güne kadar bu çocuğu nasıl fark etmemiştim. "Uyandım...?" dedim. "Doğu. Ve sen?" dedi. "Ege" diye cevap verdim. "Tanıştığımıza memnun oldum Ege." dedi. Sesi çok mu güzeldi? "Burada tam olarak ne işin var acaba?" dedim. "Bayıldığını ben gördüm. Ama Demir saçma salak triplenerek seninle buraya gelmeme izin vermedi. Demir'e pek güvenmediğim için kontrol etmek istedim. İyisi değil mi?" dedi. Demir'e neden güvenmediğini ve Demir'in nasıl triplendiğini çok merak ediyordum. Ama susuz ve yorgundum. "Su" dedim sadece gülümseyerek "Tabii ki." dedi ve bana su getirdi. Su odaya girdiğinde bardağı elimden alıyordu. Su "Ege iyi misin canım!" diye yanıma geldiğinde Doğu "Kendine dikkat et Ege. Görüşmek üzere." dedi. Bende gülümsedim. Çocuğun çıkmasıyla Su'nun "O kimdi!?" diye sorması bir oldu. Kısaca anlattım ve çok yorgun olduğumu söyleyerek uyumaya devam ettim.

Eve döndüğümüzde kızların bütün ısrarlarına rağmen işe gitmeye inat ettim ve bara doğru yola çıktım. Kendimi çok daha iyi hissediyordum. İçeri girdiğimde Doğu'yu gördüm. Hazırlandım ve yanına gidip "Sizi buralarda daha önce görmemiştim bayım ne için gelmiştiniz?" dedim. "Buralarda sağlık durumu sabah pek iyi olmayan bir güzellik abidesi varmış onu kontrol etmeye geldim." diyip gülümsedi, ben de gülümsedim. Tam ağzımı açacaktım ki birinin beni izlediğini hissettim. Kafamı kaldırdığımda Demir'i gördüm. Şaşırdım mı? Tabii ki hayır. Umursamadan Doğu'yla flörtleşmeye devam ettim. Demir'in kudurduğunu hissedebiliyordum. Doğu "Demir tam olarak neyin oluyor öğrenebilir miyim?" diye sorduğunda sadece "Ex" diye cevap verdim. Demir'i çıldırtmak için tam olarak ne yapmam gerektiğini biliyordum. Doğu'yla birlikte çıkmak! Ben de onu yaptım. Mesaimin bitişine doğru beni bırakıp bırakamayacağını sordum. Gülümseyerek "Tabii" diyince fikrim değişti ve "Kendi evine de götürebilirsin." dedim sırıtarak. O da gülümsemesini bozmadan "Buna daha çok tabii" dedi. "Bu arada baloya gidecek misin?" diye sordu ve ben kafamı salladım "Benimle gitmeye ne dersin?" diye sorduğunda daha çokkafamı salladım. Deliler gibi flörtleşiyordum ve Demir'in bunları duyduğuna emindim. Yanında sabah okulda gördüğüm kız vardı. İçinin yağları erimek deyimini hiç bu kadar hissetmemiştim.

Bardan çıktık ve arkamızdan Demir de çıktı. Doğu'nun arabasına bindik ve Doğu arabayı çalıştırdı. Kızları arayıp beni merak etmemelerini sonra konuşacağımızı söyledim. Doğu'nun evine girdik ve kendimi ona bıraktım.

Mahşerin Dört AtlısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin