Bölüm 50~Hafıza Kayıbı~

457 31 0
                                    

~Su~
Gözlerimi açtığımda karşımda doktoru buldum. "Uyanmışsınız. Hemen söyleyelim sizi normal odaya alsınlar. Bir de arkadaşlarınıza haber verelim." Ne? Ne olmuştu. Neredeydim? Normal odaya alınmamla içeriye üç kişi girmişlerdi. Bunlar kimdi. İkisi erkek biri kızdı? Sarışın olan erkek bana sarılmaya çalışmıştı.
"Ne yapıyorsun sen! Uzak dur benden yaklaşma!"
"Su ne diyorsun sen?"
"Kimsiniz siz? Ne yapıyorsunuz burada?"
"Su eğer bu bir şakaysa hiç komik değil." Kız olan konuşmuştu.
"Lütfen uzak durun benden çıkın. Ben bilmiyorum. Ne oldu bana?" Ağlıyordum. Korkuyordum. Ağlayan sadece ben değildim. Bana sarılmaya çalışan çocukta kızda ağlıyordu. Ama neden? Diğer çocuk kızın yanına gitmişti. Kıza Esila diyip duruyordu. İsmi bu olmalıydı. Esila'yı sakinleştirmeye çalışıyordu. Esila ise Savaş bir şey yap diyip duruyordu. Bu da onun ismi olmalıydı. Ama sarılın çocuğun ismini hâlâ bilmiyordum. Savaş denen çocuk çıkmıştı. İçeri geldiğinde yanında doktor vardı.
"En son ne yapıyordun hatırlıyor musun?"
"Be- ben bilmiyorum."
Doktor bana kafa sallayıp odadakilere dönmüştü. "Geçici bir hafıza kaybı yaşıyor. Bu süreci hızlandıramayız. Ama belki sizler yapabilirsiniz. Ona hatırlatacak bir şeyler gösterin."
"Hafıza kaybı mı?" Doktor bana dönmüştü.
"Korkmanızı gerektirecek bir durum yok. Dediğim gibi bu keçici bir durum."
"Benden nasıl korkmamamı beklersiniz? Ben hatırlamıyorum. Hiç.. hiç bir şey." Ağlıyordum. Esila isimli kız yanıma gelip bana sarılmıştı. İzin vermiştim bu sefer çünkü buna ihtiyacım vardı. Esila'ya bakıp "sen biliyor musun? Lütfen yardım et. Ben çok korkuyorum."
"Korkma." Doktor şimdi biraz uyusun uyumak hatırlamasına yardımcı olabilir demiş ve çıkmıştı. Esila bana odadakileri tanıtmıştı. O an fark etmiştim en son gördüğüm şey Araz'ın yüzüydü. Yatakta aniden doğruldum. Tüm gözler bana dönmüştü. Araz'a dönüp "sendin." Dedim. Afallamıştı. Hepsi afallamıştı.
Bana yaklaşıp "ne bendim?" Diye sordu.
"En son gördüğüm şey sendin. Senin yüzün." Gözleri ışıldamıştı. Bir süre sonra gözlerimi gözlerinden çektim. Ve geri uzandım. Gözlerimi kapatmış ve uyumuştum. Uyandığımda 4 kişi daha gelmişti odaya. "Cansu? Ege? beni gördüğünüze sevinmediniz mi? Esila beni ilk kez görmüş olsa 10 kere sarıldırdı herha-... Siktir. Ben hatırladım. Hatırladım. Sevinç gözyaşları döküyordum şu an. Kızlar bir anda üstüme çullanmışlardı. Sonra içeri doktor gelmişti ve herkesin dışarı çıkmasını istemişti. Ama Araz çıkmamıştı. O benimle kalmıştı ve buna memnundum. Doktor muayenemi yapmış ve çıkmıştı. Adam çıkınca Araz yanıma gelmiş ve telefonunu çıkartmıştı. Onun yanıma gelmesi için yana kaymıştı. Yanıma uzanmış ve fotoğraflara bakıyorduk. Bana ilk gösterdiği fotoğrafta sahildeydik. Omzuna yaslanmış ağlıyordum. "Burada sahildeydik. O zamanlar sevgili değildik. Yeni tanışmıştık daha." Hatırlıyor gibiydim. Kafamı Araz'a çevirip. Kocaman gülümseyerek "devam et sanırım işe yarıyor." Fotoğraflar teker teker sıralanıyordu anılar da aynı şekilde. Ama gene de eksiklikler vardı. 2 saattir fotoğraflara bakıyorduk. Bir yerden sonra uykum gelmişti ve uyumuştum. Sabah tekrar uyandığımda yanımda Araz vardı. Diğerlerini dün yollamıştı. Araz hâlâ uyuyordu. Bende burada sıkılmaya başlamıştım. Yoğun bakımla birlikte tam 5 gündür buradaydım. Kısa süre sonra Araz'da uyanmıştı. Doktoru çağıracağını söyleyip çıkmıştı. Bende olanları düşünüyordum. Esila ve Cansu'nun kaçırılması, benim vurulmam, arkadaşlarım ve Araz. Bir anda dank etmişti ben hatırlıyordum. Ateş'i,Demir'i,Savaş'ı, kız kardeşlerimi ve Araz'ı herkesi hatırlıyordum. Araz odaya "Doktoru bulamadım sa-..." sözünü tamamlayamamıştı çünkü dudaklarına yapışmıştım. Sonra Araz'dan ayrılıp. "Araz ben hatırlıyorum. Her şeyi dostlarımı,kızları,seni. Bizi. Hatırlıyorum." Araz bana sımsıkı sarılmıştı. Bende aynı şekilde karşılık veriyordum. Biz bu şekilde sarılırken içeriye diğerleri girmişti. Araz'dan ayrılmamıştım. O da beni bırakmamıştı zaten. Ege bize bakıp konuşmuştu: "Hatırladı mı?" Araz'ın kafa salladığını hissedebiliyordum. Araz'dan hâlâ ayrılmamıştım. Ama Ege arkamdan beni çekip, Araz'a da "Yeter be! Sal arkadaşımı." Diye söylenip beni kendisine çekmişti. Sırayla herkese sarılıp tekrar Araz'a dönmüştüm. Ağlıyordu. "Neden ağlıyorsun? Her şey geçti bak ben iyiyim."
"İyi falan değilsin Su. Uyduruyorsun hatırlamıyorsun neler olduğunu."
"Ne? Hayır Araz ben gerçekten hatırlıyorum." Kafamı diğerlerine çevirdiğimde yoktular yok olmuşlardı. Tekrar Araz'a döndüğümde o da yoktu. Çığlık atmıştım. Aynı zamanda biri bana sesleniyordu.
"Su?Su!"
Gözlerimi açtığımda ağladığımı fark ettim. Karşımda Araz vardı. Hastane odasındaydım.
"Su sakin ol. Kâbus gördün. Bir şey yok iyisin."
"Araz" diye mırıldanıp isyana geçmiştim.
"Gidelim. Araz lütfen çıkar beni buradan." Elimle tuttuğum gibi serumları çekmiştim. Esila hemen yanıma koşmuştu. Diğer yanımda da Araz vardı. Savaş doktora çıkacağımızı söylemeye gitmişti.
Lanet olsun ki hepsi rüyaydı. Unutmam. Yok olmaları. Hepsi. Hepsi birer rüyaydı. Sonunda arabaya bindiğimizde Savaş ve Esila önde Araz ve ben arkada eve gidiyorduk. Esila arkasını dönüp "Rüyanda ne gördün de hastaneden hemen çıkmak istedin?" Derin bir iç çekip gördüklerimi anlattım. Araz beni kendisine çekmişti. Ona sıkıca sarılıyordum. Eve vardığımızda geri kalan herkes salondaydı. Hepsi geçmiş olsun diyorlardı. Hepsine teşekkür edip Araz'la yukarı çıktım. Şu an ihtiyacım olan tek şey Araz'ın kokusunu içime çekerek uyumaktı.

Mahşerin Dört AtlısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin