Bölüm 45 ~Otel~

484 37 0
                                    

~ESİLA~
Soğuk sunile yüzümü yıkadıktan sonra aynada kendime baktım.Bir hafta öncesiyle karşılaştırılmaz bir şekilde iyi görünüyordum.
Cansu Ateş ilebirlikte İzmir'e gittmişti.Cenaze işleri vardı ve aynı zamandaikisinin de birbirine ihtiyacı vardı.
Su'nun odasının kapısını açıp seslendim.
Sonra Ege'nin kapısını yumrukladım ve mutfaka geçtim.
Bu gün Cansu olmadığı için kahvaltı olmayacaktı.Bu yüzden üç tane tost hazırladım ve kendiminkini yemeye başladım.
Sonrasında tanıma Ege ve Su da geldi.
"Dalga geçiyor olmalısın Esila,"dedi Ege.
"Ne var?"dedim ağzımdaki lokmaya aldırmadan.
"Hayatımda yediğim en kuru tost.Sosu tostun neresine sıktın çok merak ediyorum,"dedi Ege.
"Çok biliyorsan erken kalkıp sen hazırlasaydın,"dedim.
Su başını iki yana sallayıp "Bu eve bir Cansu şart,"dedi ve tostundan bir ısırık aldı.
•••
Okula geldiğimde Savaş sırada oturup telefonu kurcalıyordu.
Hızla yanına gidip çantamı sıraya bıraktım.
"Günaydın,"dedim enerjik bir şekilde.
"Günaydın,"dedi Savaş gülümseyerek.
Savaş okulda ben ve arkadaşları dışında kimseye samimi davranmıyordu.Herkesin gözünde somurtkan ve soğuk biriydi.
Benim yanımda böylesine güler yüzlü olması beni açıkcası mutlu ediyordu.
"Ben lavaboya gidip geliyorum,"dedim ve hızla sınıftan çıktım.
Lavaboya girdiğim de iki kız aynanın önüne makyaj yapıyordu.
Sabah sabah bu ne uğraş?
Onları çok takmadan üçüncü lavabonun önüne geldim ve yüzümü soğuk suda yıkadım.
Yüzümü peçete ile kuruladıktan sonra aynanın karşısında at kuyruğumu düzeltmeye başaladım.
Makyaj yapan kızlardan biri bana göz ucuyla bakıyordu ve bunu seziyordum.
"Savaş'ın sevgilisine bak.Hiç yakışmıyorlar,"dedi arkadaşına.
Bir an affaladım sonrasında kıza döndüm ve şaşkınlık içinde ona baktım.
"Burada olduğumun farkındasın değil mi?"dedim.
"Farkındayım,"dedi ve pişkince bana yüzünü döndü.
Kalçasını lavaboya dayayıp ellerini bağladı.
"Savaş seni terk ettmemiş miydi ya?Nasıl oldu da onu kendine geri döndürdün?Hamile falan ısın?"dedi ve kahka attı.
"Sana hiç bir açıklama yapmak zorunda değilim.Sakın insanlara gidip benim hakkımda yalan yanlış şeyler söyleme,"dedim ve tam kapıya yönelmişken durdum.
"Savaş'ın yannda çok sönüksün biliyorsun değil mi?Seni tekrar terk ettmesi uzun sürmez.Ve sen terk edildiğinde ben orada olucam,Savaş'ın yanında,"dedi kız.
Göz ucuyla ona bakıp tuvaletten çıktım.
Boş yere sinirlenip kavga ettmek istemiyordum.Hele o kızla muhatap olmak!Midemi bulandırıyordu.
Sınıfa geri döndüğümde elimde olmadan yüzüm düşmüştü.
Sırama oturup gözlerimi önümdeki kitaplara dikip düşünmeye başaladım.
Gerçekten beni Savaş ile yan yana görenler bunu mu düşünüyordu?
"Hey,ne oldu sana?"diye sordu Savaş.
Yüzüme zoraki bir gülümseme yerleştirip Savaş'a döndüm.
"Yok bir şey,"dedim.
"Yalancı.Ya şimdi anlatmaya başlarsın ya da ben seni zorla konuştururum,"dedi Savaş.
O kadar iddialı konuştu ki güldüm.
"Nasıl yapıcaksın onu?"dedim.
Savaş bi anda üstüme atıldı ve ellerimi tek elli ile tutup beni gıdıklamaya başladı.
Karnımda tikim olduğunu biliyordu!
Şu an oturduğum yerde resmen sırt üstü yatıyordum.
Ellerimi tutan elini asla gevşetmiyordu.
"Tamam dur!Tamam,"dedim kahkahalarımın arasında.
Dersin başlamasına daha vardı bu yüzden sınıf da az kişi vardı.
Olanlar da bize dönmüştü.
"Ama burada anlatamam çok kalabalık,"dedim bize bakan insanalara bakarak.
Savaş bakışlarını benden ayırıp sınıfa döndü.
Onun dönmesi ile herkes önüne dönmüştü.
Utanarak ellerimle yüzümü kapadım ve kahka attım.
"Kabadayının tekisin,"dedim fısıltı halinde.
"Konuyu değiştirme ve anlat,"dediğinde Savaş kimsenin duymamasına özen göstererek tuvalette yaşadığım olayı Savaş'a anlattım.
Savaş derin bir nefes alıp arkasına yaslandı.
"Bri daha biri sana böyle bir şey yaptığında hemen bana söyle.Ayrıca bu kadar sessiz kalmak zorunda değilsin,"dedi Savaş.
"Kavga ettmek istemiyorum.Kavga ettmekten ve birisine vurmaktan nefret ediyorum.Ne olursa olsun bu yola başvurmak hoşuma gitmiyor,"dedim.
Savaş sanki kedi sever gibi saçımı karıştırdı.
"Ne yapıyorsun ya?"dedim ve saçımı düzeltim.
"Tuvaletteki kız Simge'ydi büyük ihtimalle.Ben onunla konuşurum dedikodu yaymasına izin vermem,"dedi Savaş.
"Simge kim?Ayrıca Simge olduğunu nasıl anladın?"dedim.
"Dudakların da botoks var mıydı?"
"Biraz şişikti ama be-"
"Saçları siyah ve fönlü müydü?"
"Yani doğal da olabilir tabii ama düzd-"
"Safsın Esila,saf,"dedi Savaş.
Kaşlarımı çattım.
"Simge idi o kişi,"dedi Savaş.
"Simge kim?"
"Senden önce neredeyse her gün yanıma geliyor beni rahatsız ediyordu.Sürekli benimle konuşmaya çalışıyordu onu sürekli reddetiyordum ama anlamıyordu.Bi gün beni aşırı sinirlendirdi bende ona bağırıp tehdit ettim.Belki biraz küfür ettmiş de olabilirim o günden sonra da gelmedi.Zaten bir kaç gün sonra okula sen geldin,"dedi Savaş.
"Ne yaptı da bu kadar sinirlendirdi seni?"
"Aklı sıra beni kıskandırmak için gidip Demir ile yattı,"dediğinde şok oldum.
Savaş benim şaşkın bakışlarımı görünce kahaka attı.
Gamzelerinin ortaya çıkması ile yüzüm yumuşadı.
"Ne var?"diye sordum.
"Cidden çok safsın Esila,"dedi Savaş ve bana sarıldı.
"Keşke herkes senin gibi temiz kalpli olsa,"dedi Savaş.
Kıkırdadım.
•••
Okul çıkışı kızlara haber verip Savaş ile bir otele gitmiştik.
Otel Savaş'a aitti.Bunu Savaş söylememişti ama anlamıştım çünkü otelin adı Savaş'ın soy adıydı ve içeri girdiğimizden itibaren inanılmaz bir özen ile karşılaşmıştık.
Yarın cumartesiydi ve Savaş bu gece burada kalabileceğimizi söylemişti.
Otel odasına çıktığımızda Savaş gözlerimi elleri ile kapadı ve ve beni içeri soktu.
"Hazır mısın?"diye sordu.
"evet hazırım,"dedim.
Savaş ellerini yavaşça çekince şok oldum.
Burası çok güzeldi.Bütün şehri gören bir manzarası balkonda güzel bir masa ve içecekler vardı.
Etrafta gül yaprakları vardı.
Gülerek Savaş'a baktım.
"Gül yaprakları benim fikrim değildi,"dedi Savaş.
Kıkırdadım.
Parmak ucuna kalkıp Savaş'ın dudağına küçük bir öpücük bıraktım.
Tam geri çekilmişken Savaş beni çekti ve tekrar öptü.
Birbirimizinden ayrılmadan biraz ilerledik.
Sırtımın yatak ile buluşması ile ürperdim.
Savaş geri çekilip bana baktı.
"Eğer istemiyorsan durabiliriz.Aslında planda bu yoktu,"dedi Savaş.Korkmamdan endişe duymuştu ve her halinden belli idi.
Tamam biraz korkuyordum hatta birazdan fazla ama Savaş'a güveniyordum.
"Sorun değil,ben hazırım sanırım,"dedim.
"Sanırım?"
"Sanırım değil.Ben hazırım,"dedim gülerek.
Savaş gülümsedi ve beni tekrar öptü.
O gece kendimi tamamen Savaş'a bırakmıştım ve pişman değildim.

Mahşerin Dört AtlısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin