Bölüm 21 ~İyileşirken~

814 48 0
                                    

                       ~ESİLA~
Gözümü açtığımda odamdamda Savaş vardı.
Hasta yatağının yanındaki koltukta oturmuş başını geriye atarak gözlerini yummuştu.
Adem elması o kadar güzel gözüküyordu ki.
Yatakta kendimi dikleştirdiğimde Savaş başını o kadar hızlı kaldırıp bana baktı ki bi an hazılıksız yakalandım ve yerimden sıçradım.
"Uyanmışsın,"dedi.
Tam ağzımı açıp konuşacakken boğazımın ne kadar kuru olduğunu fark ettim.
"Su,"diyebildim sadece.
Savaş yanımdaki sehpadan bana bir bardak su uzattı.
Suyu hızla yudumlayarak konuşmaya başladım.
"Savaş eğer kendini suçlamaya başlayacaksan hiç başlama.Senin bir suçun yok ve ben,"lafım yarıda kesilmişti.
Çünkü Savaş beni öpmüştü.Bir saniye ne?
Ben ne olduğunu daha yeni idrak edebilmişken Savaş geri çekildi.
Yüzümü avuçlarının arasına aldı ve bana bakarak,"Ben denemeye karar verdim ama bu olay yüzümden benimle birlikte olmak istemezsen anlarım,"dedi.
Yüzümü tutan ellerini tuttum.
Gülümsememe engel olamıyordum.
"Sen kafayı mı yedin?"diye sordum sırıtışımın arasından ve Savaş'ı omuzlarından tutup kendime çektim.
İlk kez öpüşmeyi başlatan taraf bendim.
Sonunda ayrılabildiğimizde "Su,Cansu ve Ege'yi görmek istiyorum,"dedim ve Savaş'ın cevap vermesini beklemeden uzandığım yerde doğruldum.
Doğrulmam ile inlemem bir oldu.
"Bir dur Esila,"dedi Savaş sanki çocuk azarlar gibi.Beni omuzlarımdan tutarak nazikçe geri yatırdı.
"Sana tekme attıklarında iki kaburganı kırmışlar.Yere düşerken de bileğini incitmişsin,"dedi.
Bunları söylerken yüzü geriliyordu.
Elimle nazikçe yanağına dokundum.
"Savaş.Yapma,"dedim fısıldayarak.
İçten içe kendini suçladığını biliyordum.
"Yanıma gelir misin?"diye sordum.
Savaş hiç itiraz ettmeden serumlu elime özen göstererek yanıma uzandı.
Bana sarılmıyordu ve nedenini anlayabiliyordum.Çünkü kaburgam hala sızlıyordu.
Bir süre sonra içeri Cansu girdi.
Biraz konuştuktan sonra gittiler.
Başımı çevirip yanı başımda yatan Savaş'a baktım.Başını koynuma koymuş gözlerini kapattmıştı.Bir elini de kaburgamı acıtmamak adına karnımın biraz altına koymuştu.
Savaş'ın yüzünü biraz daha inceledim.Her bir detayına baktım,ezberlercesine.
Çok yakışıklıydı ve ona sahip olduğum için kendimi şanslı hissediyordum.
• • •
2 gün sonra hastaneden taburcu olmuştuk.
Ege ve Demir okula gittmişlerdi.
Cansu da Ateş'in evine gittmişti.
Su ve ben evde kalmıştık.
Araz ve Savaş bizim evde kalıyorlar ve Ege'nin yokluğunda bize bakıyorlardı.
Malum yürüyemiyoruz.
Salondaki salondaki L koltuğun bir ucunda ben bir ucunda Su yatıyordu.
"Araz su,"diye mırıldandı Su.
Acıtasyon yapıyordu ve bunun farkındaydım.
Su ya bakıp gülümsedim.O da dayanamayıp kıkırdadı.
"Savaş,"dedim başımı onun oturduğu tekli koltuğa uzatarak.
"Tuvalete gittmem lazım,"diye mırıldandım.
Savaş oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi.
Beni kucağına aşıp tuvalete kadar getirdi.
"Bir ihtiyacın olursa seslen,"dedi ve kapıyı kapadı.
Gözlerimi devirdim.
"Merak etme Savaş tek başıma işeyebiliyorum,"dedim arkasından.
İşimi halledim ellerimi yıkamam için topallayarak lavabonun önüne geldim.
Aynadan kendime baktığımda korkunç gözüktüğümü fark ettim.
Yüzüme indirilen silah kabzası yüzünden alnımın sağ tarafında iz vardı.
Yanağımda ise hafif bir kızarıklık.
Gözlerimim altı morarmıştı.
Topallayarak kapıyı açtım ve Savaş'ın yanından geçtim.
Aynada kendimi görmek moralimi bozmuştu biraz.
Savaş kapıya yaslanmış bana bakıyordu.
Yavaşça yanıma gelip beni kucağına aldı.
"Ne oldu?"diye sordu beni merdivenlerden indirirken.
"Çok korkunç gözüküyorum.Bana o geceyi hatırlatıyor,"dedim.
Savaş alnıma öpücük kondurdu.
Beni yavaşça L koltuğa bıraktı ve oturduğu tekli koltuğa geri döndü.
O sırada Su Araz'a "Araz dolapta meyve olması lazım onları yıkayıp getirsene,"dedi.
Araz oflayarak oturduğu yerden kalkıp mutfağa gitti.
"Televizyon karşısında iyi gider,"diye seslendi Su Araz'ın arkasından.
"Su ben odama çıkıyorum.Yatağıma uzanıp kitap okumaya ihtiyacım var,"dedim ve uzandığım yerden doğruldum.
Su bana içten bir gülümseme gönderip "Tamam,"dedi.
Savaş otomatikman kalkıp yanıma geldi ve beni kucağına aldı.
Beni odama götürüp kapıyı kapattı.
Üstüme pijamalarımı giymeye ihtiyacım vardı o yüzden Savaş'a baktım.
Ayaklarını uzatmış,adem elmasıni gözler önüne serercesine boynunu geriye atmış gözlerini kapatıyordu.
Dolaptan pijamalarımı çıkardım.
Fırattan istifade ev eşofmanımı çıkarıp pijamamı giydim.
Üzerimdeki tişörtü boynumdan çıkarmıştım ki dudaklarımdan küçük bir inilti koptu.
Savaş panikle yanıma geldi.
Tişört boynumda kalmış,sütyenim ve sütyenimin açıkta bıraktığı kadarıyla göğüslerim açıkta kalmıştı.
"Savaş kitlendim,kaburgam acıyor,"dedim yüzümü buruşturarak.
Gözlerim dolmuştu.Bu çok sinir bozucuydu!
"Tamam sakin ol ben halledeceğim,kolunu kaldırabiliyor musun?"diye sordu.
"Savaş,hayır.Hiç bir şey,hiç bir şey yapamıyorum canım yanıyor,"dedim artık tamamen ağlıyordum.
Ağzımdan küçük bir hıçkırık kaçtı.
Banim ağlamam ile Savaş biraz daha gerilmişti.
Şu an ikimizde nedenini bilmediğim bir şekilde panik içindeydik.
"Üzgünüm Esila ama yapıcak başka bir şey bulamıyorum,"dedi Savaş ve ben ne olduğunu anlayamadan tişörtümün yakalarını tuttu.
Tişört Savaş'ın ellerinde iki parçaya ayrılarak bedenimi özgür bıraktığında hala ağlamaya devam ediyordum.
Kollarım ve ellerimle açık kalan göğüsümü örtmeye çalıştım.
Savaş kolumu yavaşça tutarak aşağı indirdi.
"Sana tişört giydirmemi ister misin?"diye sordu.
Başımı iki yana sallayarak "Hareket edemiyorum,"dedim ve ağlamaya devam ettim.Ağzımdan küçük bir hıçkırık daha kaçtı.
Elimi kaldırıp göz yaşımı bile silemiyordum!
"Gömlek?"diye mırıldandım.Gömlek giymekten nefret ediyordum ama şu an aklıma başka bir alternatif gelmiyordu.
Savaş göz yaşlarımı silemediğimi fark ettiğinde yanıma eğildi ve yanağımdaki göz yaşlarını elleriyle sildi.
"Şimdilik böyle kal.Biraz rahatlamanı bekleyelim sonra sana tişört giydiririz,"dedi.
Başımı yavaşça olumlu anlamda salladım.Ağlamam dinmişti.
Savaş oturduğu yerden kalktı ve beni oturduğum yerden kucağına alıp nazikçe yatağa yatırdı.
Ellerimi kaldırabildiğim kadarıyla göğüsümün üstünü örttüm.
Savaş durumu anlamış olacak ki üstümü yorgan ile örttüğünde kendimi biraz daha rahat hissediyordum.
Savaş yanıma uzandı başımı Savaş'ın göğüsüne koydum.Ağlamam yüzünden nefes alışım değişmişti ve derin derin iç çekiyordum istemsizce.
"Ağlamana dayanamıyorum,"dedi Savaş saçlarımla oynarken.
Başımı koyduğum göğüsü göz yaşlarım yüzünden ıslanmıştı.
Başımı hafifçe kaldırıp yaşlı gözlerim ile fısıldadım.
"Teşekkür ederim"
Savaş sanki çok garip bir şey demişim gibi şaşırdı.Fakat hemen toparlandı ve saçlarımla oynamaya devam etti.
Uykum gelmişti.Yavaş yavaş gözlerim kapanırken ve uykuya dalmak üzereyken Savaş'ın sesini duydum;
"Rica ederim,sevgilim"

Mahşerin Dört AtlısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin