Bu hikaye olmazı olur hale getirmek adına yazılmıştır. Bize uzak gelen, ya da ulaşılmaz diye adlandırdığımız kavramların o kadar da zor olmadığını anlatabilmek adına yazılmıştır. Sanatçı hayranlığı küçük yaşlardan itibaren çoğumuzun yaşadığı bir duygudur. Gece onların hayalini kurarak uyuyanların sayısı oldukça fazladır. Bazen bu iş öyle bir hale gelir ki, kurtulamayanlar doktor desteği almaya karar verirler. Elbette belli bir zamandan sonra artık kendini hayatın akışına kaptırır ve gönlün başka birine kayar. Çünkü gözlerinde kaybolmak istersin sevdiğinin, fotoğraflar yetmez belli bir yerden sonra. "Seviyorum" Kelimesine hasret kalırsın. Kulakların bu iki kelimeye doymak ister. Ağladığında gözyaşın silinsin istersin. Bütün bunları sadece uzaktan sevdiğin biri tarafından yapılamayacağını idrak ettikten sonra, gözlerin gerçek dünyaya açılır.
Benim hiç bilmediğim bir dünyadır, magazin dünyası. Çoğu kere kanal değiştiririm veya ilgilenmem. Saçma gelir bana. Sadece göz önünde oldukları için, ulaşılmaz olmaları tuhaf gelir bana. Kabul edelim ki, o göklere çıkardığımız kişilerde etten kemikten insanlar. Hayran olmaya elbette karşı değilim. Fakat insanların onları kendi dünyalarında merkeze oturtmalarına karşıyım. Sosyal medyada olan yorumlar son zamanlarda dikkatimi çekiyor. İlişkilerin bu kadar rahat yaşanmasını normal karşılayan insan sayısı oldukça fazla! Dini kurallarımız hiçe sayılıyor. Evlenmeden aynı evde yaşayanlar, hamile kalanlar ya da boşandıktan sonra hemen başka bir ilişkiye başlanılması ne kadar normalleştiriliyor. Bu tür durumlar göz önünde oldukça, gençlerimizde bunların normal olduğu kavramı oluşuyor. Anneler babalar engel koyduklarında, anlayışsız oluyorlar. Dünyanın nereye gittiğini bilmiyorum ama ahlak kavramı maalesef yerlerde sürünüyor.
Bu kitap belki de bu yaşananların normalleştirilmesine karşı bir savaş olarak yazılmıştır. Eminim ki bana kızanların sayısı oldukça fazla olacak. Bana geri kafalı diyenlerde olacak. Fakat şöyle bir gerçek var ki! Şimdilerde toplum baskısı diye adlandırılan yazılı olmayan kurallara bağlı olunması taraftarıyım. Şu geri kafalı dediğimiz kişileri dinlediğinizde, evliliklerinin mezara kadar sürdüğünü görürüz. Zorluklara, hayat mücadelesine rağmen yıllara meydan okumuşlar. Şimdi evlilikler saçma sapan sebeplerle mahkemelere taşınıyor. Araştırma yapmadım ama adliyelerde en çok görülen davaların boşanmalar olduğunu düşünüyorum.
Hikayeye başlamadan önce sizinle dertleşmek istedim. Umarım birilerinin düşüncelerine ortak olmuşumdur. Şimdi sizi kurguladığım bu hayatla baş başa bırakıyorum...
...
Karanlık ne kadar görülmez olabilir ki! Gözlerin o sonsuzluğa alıştığında artık objeler şekillerini belli etmeye başlarlar. Yani hiç bir karanlık sonsuza kadar belirsiz kalmaz. Aşk denilen kavram da tıpkı o alıştığınız karanlığa benzer. Elde ettikten sonra cazibesini kaybeder. En çok ulaşılmazlık aşık eder kendine. Uzaklık bağlar seni o kalbe. Elinin altında olmadığında özlersin ve aşk diye adlandırırsın.
Fakat sevgi aşk gibi değildir. Saygıdır, önemsemektir. O söylemeden bilmektir sıkıntısını. Sırf o ağlıyor diye, gözünden akan yaşlara engel olamamaktır. Sevgi bağımlılıktır. Olmadan nefes alamamaktır. Aşkın yaşatabileceği en güzel duygu sevgidir. Aşk bittiğinde, küllerinden sevgi doğuyorsa işte o ömürlüktür. Sevgi, kara toprağa kadardır. O gittikten sonra bile sevmektir. Kıyafetini hasretle koklamaktır. Yanına gidene kadar devam etmektir onunla yaşamaya.
Bazen yanlış kalbe misafir olursun. Aşk diye, sevgi diye bağırırsın, fakat kulakları kapalıdır. Seni görür, konuşur ama duygularına kördür, sağırdır yüreği. Başkasının sevdasıdır belki de. Senin elinden gelen ise sadece mutluluğu için dua etmektir. Sen seversin, sevmeye devam edersin, ama artık karşılık beklemekten vazgeçersin ya da öyle sanırsın. Hayat bir yerlere sürükler seni ve savrulursun hoyratça. Bir gün kendini bulursun başka birinin gönlünde. Sen de sevilmenin tadını sonuna kadar çıkarırsın. Kalbinde bıraktığı yaranın yeri kabuk bağlamaya başlar ve sen artık sevilen olursun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIRÇIN DALGALAR (Kavak Ağacı) (Tamamlandı)
RomanceÖyle bir aşk düşünün ki! Birbirlerini görmeleri ve kavuşmaları imkansız. Biri Karadeniz'in hırçın kızı, diğeri ise parıltılı bir hayatın içinde olan ünlü bir oyuncu. İmkansızlıkları olur hale getiren bir hikaye. Bu satırlarda tanıyacak olduğumuz bir...