Bölüm 6

1.1K 46 3
                                    

Onun düşünceleri sadece onaydı. Hastalık boyutuna ulaşan bu aşk onu her gün dibe çekiyordu. Bunun farkındaydı elbette. Elinde olmadan yine hayallere daldı. Birlikte sahilde el ele dolaşıyorlar. Gözleri gözlerine değiyor sevdiği adamın. Onun da aşktan parlıyor gözleri. Hafiften bir rüzgâr esiyor yüzlerine doğru. Adam genç kızın yüzüne düşen bir tutam saçı kulağının arkasına itiyor. Sonra alnına bir öpücük konduruyor. Yaprak minnetle ve aşkla bakıyor onun öpüşlerine. Dudakları beliriyor hayalinde. Dolgun dudakları henüz hiç değmemişti onunkilere. Evlenene kadar sabretmesi gerektiğini söylüyor kulağına. Adam anlayışla gözlerini açıp kapatıyor. Kızın dokunulmazlığı cezp ediyor onu. Kimsenin dokunmadığı bir aşka hayranlıkla bakıyor. "Seni seviyorum" diyor. Kısık sesle söylediği bu iki kelime kulaklarına hücum ediyor. Sanki ilk kez duymuş gibi şaşırarak bakıyor sevdiği adama. Ben de seni diyemiyor. İlk o söylemiş gibi "seni seviyorum" diyebiliyor. Kulağına dolan sesle kendine geliyor Yaprak. Yeğeni son ses ağlıyordu. Apar topar kalkıp odaya girdi. Eniştesinin kucağında görüyor Hayatı. Büyük bir titizlikle tuttuğu bebeği sanki bir beden büyük gelmişti eniştesine. Komik gelmişti bu hali ona. Gülerek eniştesine

"Korkma korkma yemez seni" Diye dalga geçiyor kendinden yaşça büyük olan ablasının eşine. Ablası,

"Dalga geçme kız, zaten zoraki aldı onu kucağına. Baksana nasıl eğreti tutuyor onu."

"Abla senin bu kocanla işin var haberin olsun."

"Sorma ikisinin arasını nasıl yapacağım bilmiyorum" Dalga geçtiler gözlerini bebeğinden ayırmayan adamla. Yaprak yeğenini kucağına almış sallıyordu.

Odanın kapısı tıklatılınca, herkes kapı açılmadan dışarı görmeye çalışıyor gibi baktı. Burak

"Gir" Diyebildi en sonunda. Toprak meraklı ve neşeli gözlerle önce kafasını uzatıp içeriye şöyle bir baktı. Sonra gülümseyerek içeri girdi. Önce Burak ile sıkışıp tebrik etti. Sonra Çiçeğin yanına gitti. Yanaklarından öptü manevi ablasını

"Rabbim sağlıkla sıhhatle büyütmeyi nasip etsin ablacım."

"Teşekkür ederim Toprak'cım. Hoş geldin." Sitemkar bakışlarla yüzüne bakmaya başlayınca

"Tamam tamam haklısın. Bir şey demiyorum."

"Söylemeyeceksin tabi. Bir sefer gelebildin iki yılda evime. Tabii şimdi sevgili Yaprak'cığın burada ya hemen geldin." Bıyık altı güldü esmer delikanlı göz ucuyla Yaprağa bakarken.

"Yok, canım ne alakası var. Küçük Hanımı görmeye geldim ben" Kucağında Hayat'ı sallayan Yaprağın yanına gitti. Güvenli kollarda olduğunu hissetmiş gibi huzurla uyuyan mucizeye baktı. Yüzünün küçücük olması garibine gitmişti.

"Bu kız çok küçük." Yaprağa baktı cevap beklercesine

"Yok, ya gayet iyi! Üç kilo dört yüz gram doğdu." Kaşlarını yukarı kaldırdı. Bu ufacık bedenin o ağırlıkta olmasına da şaşırdı. Hayat iyice uykuya daldığı için onu beşiğine koydu. Sonra sıkıca can kardeşine sarıldı.

"Özledim."

"Ben de" Dedi fısıltı şeklinde Toprak... Çiçek birbirlerine sarılıp özlem gideren iki gence baktı. Aslında birbirlerini öyle güzel tamamlıyorlardı ki! Keşke bu durum onları bir araya getirmek için yeterli olsaydı. Onlar hayatlarını sevgili olarak değil, iki kardeş olarak birleştirmek zorundaydılar. Hem akrabaydılar hem de sütkardeştiler. İster istemez bu şekilde yaşamak zorundaydılar. Çiçek

"Toprak senin de zamanın geldi artık ne zaman evlendiriyoruz seni? Yok mu şöyle güzelinden bir gelin adayı?" Toprak şoka uğramış gibi önce sorunun geldiği kişiye, sonra ise Yaprağa baktı. Şaşkın halinden kurtulup hazır cevaplığını kullandı.

HIRÇIN DALGALAR (Kavak Ağacı) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin