Ege çocukluk arkadaşı, minnet borçlu olduğu, o zamanlarda aşkından kör olduğu bu kız için elinden ne geliyorsa yapmak istiyordu. Ömer ile birbirlerini tamamlıyorlar ve yakışacaklarını düşünüyordu. Ömer sessiz olduğu kadar korumacı bir tavrı vardı. Yaprak ise elindekine sıkı sıkı sarılan bir mizaca sahipti. Öfkeli olduğu kadar uysaldı da. Ömer öfkelendiğinde yanında durmayı istemeyeceğin cinstendi. İkisinin ortak noktaları çok fazlaydı. Aralarını yapmak onu mutlu edecekti. Bir yandan da Toprak için üzülüyor ve endişeleniyordu. Yaprağa duyduğu bu aşkın hiç bir zaman karşılık bulamayacağını biliyor ve sadece yapabildiği tek şeyi, onu mutlu etmeye çalışıyordu. Çok zor bir durumun tam göbeğindeydi Toprak.
Ömer fark etmişti kızın gözlerinin parladığını. Ege'nin planı onu korkutmamış aksine mutlu etmişti. Düşüncelerini çok çabuk belli ediyordu mimiklerinden. Kolay okunabilen bir yüzü vardı. Bir o kadar da esrarengiz geliyordu ona. Onu keşfetmek istiyor, her anına tanık olarak yaşamak istiyordu. Sadece iki kere karşılaştığı bu kız bir an da hayatının tam ortasına bomba gibi düşmüştü. Bu durumdan şikâyet etmek şöyle dursun yüzünden eksiltemediği gülücüklere neden oluyordu. Onunla Trabzon'u keşfetmek harika olacaktı. Hem memleketini hem de bu gizemli kızı tanıyacaktı.
Dört farklı hayat, dört farklı kalp masadan kalktılar. Ege Yaprağı köşeye çekip telefon numarasını alırken, Ömer ve Toprak göz gözeydiler. Sessizlik aralarındakini söylemeye yetecek bir deyim değildi. İçten içe Ömer'e nefret duyan Toprak, her nefesinde onu öldürmeyi istiyordu. Ömer ise bu bakışlarda bir gariplik olduğunu seziyordu. Farklı bir tavrı vardı Yaprağa karşı. Korumak ya da sahiplenmek gibi kavramların hepsini taşıyordu. Ama en çok da aşkı okumuştu gözlerinden. Diğer türlü bu kadar öfkeyle bakamazdı bu gözler. Ege ve Yaprak geldiklerinde ikisinin keyfide yerindeydi. Sadece bir anlık neşesi yerine gelen Yaprak, ayrılık saati olduğunu idrak edince yüzü anında düştü. Ömer elini önce Toprağa, sonra Yaprağa doğru uzattı. Ağır çekimde kaldırdı ve onun avucunun içine bıraktı terden sırılsıklam olmuş elini. Şefkatle sıktı, incitmekten korktuğu kelebeğin kanadı gibi tuttu parmaklarını. Diğer elini gözlerini kızdan ayırmadan elinin üzerine koydu. Bırakmak istemedi elini, kız geri çekmeye çalıştı. Utanmıştı elinin ıslaklığından. Ömer'in umurunda değildi o ıslaklık. Sadece ömür boyu tutmak istediğini fark etti bu eli.
Fakat ayrılık vakti gelmişti. İki ayrı taksi farklı taraflara doğru yol aldı. İki arabada da sessizlik hâkimdi. Yaprak dakikalar önce yaşadığı anların gerçekliğinden hala kuşku duyuyor fakat elinde olan sıcaklığı hissedince yüzüne bir gülümseme yerleştiriyordu. Toprak yanında oturan ama yüzyıllar kadar uzakta olan Yaprağın acısını yaşıyordu. Bu gece yazmak istedi. Kendi gözleriyle gördüğü Yaprağı anlatmaya karar verdi. Hiç bir zaman eline geçemeyecek bir mektup.
En kaygısız olan Ege'ydi. O çocukluk yıllarında yeterince sıkıntılı dönemler yaşamış ve artık hiç bir şeyi kafasına takmamaya karar vermişti. Bunun hakkını da veriyordu. Kafasını koltuğa yaslayıp kendini uykuya teslim etti. Ömer ise yanında farklı âlemlere dalmıştı. Biraz önce elinin içinde olan o eli düşünüyordu. Yaprak ona hayrandı onu anlamıştı. Bugüne kadar hiç karşılaşmadığı bir hayranlık! Çekingen ve uzak durmaya çalışan bir hayran. Fotoğraf çekilmek için ısrar etmeyen. Teklif dahi etmeyen! Ona dokunmak için korkan bir hayran. Gözlerini kapattı. Yaşadıkları gerçek miydi? Bu gece olanları gerçekten yaşamış mıydı? Böyle bir kız gerçekten var mıydı? Yıllardır beklediği o aşk Yaprak mıydı yoksa? Kader karşısına çıkarmak için neden bu kadar beklemişti ki! Keşke onun ilki olabilseydi. Ege ve Toprak gibi çocukluk arkadaşı olsaydılar. Bu kadar masum bir kızın mutlaka daha önce erkek arkadaşı olmuştur diye geçirdi içinden. Daha yeni tanıdığı kızın başka erkekler tarafından beğenilmesi ona kıskançlık hissettirmişti. Hatta Toprağın yanında olması bile ona garip geliyordu artık. Bu duygularla nasıl başa çıkacaktı? Bir daha ne zaman karşılaşacaktılar? Özlemişti kızın kaçamak bakışlarını.
Yaprak eve gittiğinde herkes uyuyordu. Yavaşça yeğeninin odasının kapısını açtı, beşiğinde yatan kuzusuna baktı. Mışıl mışıl uyuyordu. Gülümseyerek baktı uyuyan güzelliğe. Kapıyı yavaşça kapatıp kendi odasına gitti. Yatağın ucuna oturdu. Elbise içinde çok bunalmıştı. O an çıkarıp rahatlamak aklına bile gelmiyordu. O sadece yaşadıklarını an be an düşünüp yeniden mutlu olmak istiyordu. Ayakkabılarını çıkarıp kendini yatağa attı. Kollarını başının altına koydu ve gözlerini tavana dikti. Kalbi hala deli gibi atıyordu. Elindeki sıcaklık hala olduğu yerdeydi. Ömer'i düşünerek geçirdiği onlarca gece gibi uykuya daldı. Sadece bir fark ile. Bu sefer gerçekten karşılaştığı o bakışlarla daldı huzurlu bir uykuya.
Uyandığında çoktan öğlen olmuştu. Apar topar yataktan kalkıp hemen odadan çıkıp ablasının yanına gitti. Her şeyi anlatmalıydı. Tüm ayrıntıları ile ablası öğrenmeliydi. Ablasının odasına gittiğinde kimse yoktu. Hayat'ın odasına gitti. Orada da kimsecikler yoktu. Alt kata indiğinde endişeli bakışlar ile karşılaştı. Hayat ablasının kucağında, eniştesi Burak ise eli belinde salonda volta atıyordu. Ortada bir gariplik vardı ve bu durum hiç hoşuna gitmemişti.
"Neler oluyor?" Diye sordu. Eniştesi sinirli bakışlarla ona döndü.
"Sen ne yaptın Yaprak?" Deyince haklı olduğunu anladı. Ama ne yaptığını bilmiyordu ki!
"Allah Allah ne yapmışım?" Kumandayı eline alıp bir yerlere bastı. Sonra arkadan magazin haberlerinde duyulan dış ses konuşmaya başladı.
"Son dakika Ömer Saygın gizemli sevgilisi ile mekân çıkışı yakalandı. Gizemli sevgili kameralardan kaçarken, Ömer Saygın sorularımıza yanıt verdi. Ama kız arkadaşından gözlerini ayıramıyordu. Aralarında ki ilişki sorulunca menajeri tarafından yanıt alabildik. Ömer Saygın gerçek aşkı kendi dünyasının dışında bulmuş anlaşılan. Bu karara saygı duyuyor ve mutluluklar diliyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIRÇIN DALGALAR (Kavak Ağacı) (Tamamlandı)
Roman d'amourÖyle bir aşk düşünün ki! Birbirlerini görmeleri ve kavuşmaları imkansız. Biri Karadeniz'in hırçın kızı, diğeri ise parıltılı bir hayatın içinde olan ünlü bir oyuncu. İmkansızlıkları olur hale getiren bir hikaye. Bu satırlarda tanıyacak olduğumuz bir...