Yaprak kaldığı odayı yeniden gözden geçirdi. Arkasında eşya bırakmak istemiyordu. Ablası o gittikten sonra bulursa üzülmesini istemedi. Valizini önceden hallettiği için, bir kenarda duruyordu. Trabzon'a gitmek için her şey tamamdı. Ömer ile kendi mahallelerinde olan bir kafede buluşacaklardı. Göz önünde olmaları şu an çok tehlikeli olurdu. Ablasından zor da olsa izin almış, ne giyeceğine karar vermeye çalışıyordu. Dolabın kapıları açık tırnakları dişinin arasında düşünürken odanın kapısı açıldı ve ablası kendi odasına girdi.
"Seçemedin değil mi?" Dedi dalga geçercesine.
"Evet, abla yardım et bana."
"Kıyamet kopacak sanırım, ben ısrar etmeden kardeşim bana kıyafet seçmem için yalvarıyor. Bugünün tarihi neydi bir yerlere not alayım" Deyip dalga geçmeye devam etti. Pes eden Yaprak kendini ablasının yatağına attı.
"Of çok zor bu işler. Kendimi güzelleştirmek istiyorum."
"Sen zaten güzelsin." Yatakta ayaklarını bağdaş kurup ablasına bakarak
"Abla o kadar yakışıklı ki ona yakışmak istiyorum" Dedi elleriyle oynayarak. Ablası daha bir kaç saat önce başlayan ilişkinin kardeşini şimdiden düşüncelere sevk etmesine üzüldü. Fakat üzüleceğini bildiği için düşüncelerini kendine sakladı. Nasıl olsa yaşayarak öğrenecekti. Eğer engel olmaya kalkarsa, hayatı boyunca ondan nefret edebilirdi. En son isteyeceği şey kardeşi ile arasının açılması olurdu. Dolabında uygun kıyafetleri seçmeye çalışırken babası ile yaptığı konuşma geldi aklına. Babasına Yaprak ile o delikanlının arasında bir ilişki olmadığını anlatmıştı. Ama şu an söylediklerinin tam tersini yaşıyordu. Gerçi babası ile konuştuğunda böyle bir durumun olmaması onu biraz rahatlatıyordu. Yine de ne olursa olsun babası duyduğunda ona çok kızacaktı.
Yaprak ablasının seçtiği bir kaç kombini seçip aynanın karşısında kendini incelemeye koyuldu. Artık giydiklerine dikkat etmesi gerekiyordu. Ömer'in etrafında onlarca güzel ve bakımlı kadın vardı. Onlara gözünün kaymaması için kendi ile ilgilenmeye başlamalıydı. Saçlarını toplayıp atkuyruğu yaparken, aniden aklına gelen düşünce ile onu izleyen ablasına döndü. Heyecanla konuşmaya başladı.
"Ben ne yapıyorum böyle abla?" Çiçek kardeşinin sorusu üzerine biraz şaşırmıştı.
"Hazırlanıyorsun işte."
"Abla ben böyle biri değilim ki! Dışarı çıkarken ne zaman bu kadar hazırlandım ki, şimdi böyle davranıyorum." Ablası kardeşinin kafasının karıştığını anlamıştı. Yanına gidip kollarından tuttu onu ve
"Güzelim erkek arkadaşın ile buluşacaksın ve bunun için kendine özen göstermen gayet normal." Kendini ablasının ellerinden kurtararak
"Hayır, abla doğal falan değil. Buluşmaya giderken takıp takıştırılması kadar saçma bir şey yok. Olduğun halin dışında biri olarak sevdiğin adamın karşına çıkman yalancılıktan başka bir şey değil. Ben Ömer'e asla yalan konuşmayacağım. Kendimi ona güzel göstermek için ekstra bir çaba sarf etmeyeceğim. Bana dün konuştuğumuzda ne dedi biliyor musun? Sen etrafımdaki kadınlardan o kadar farklısın ki, senin bu doğallığın beni sana her geçen saniye daha çok bağlıyor. Bana bu şekilde itirafta bulunan bir adama ben sahte bir Yaprak ile karşılık veremem." Bir solukta anlattıkları karşısında Çiçek onun ne kadar haklı olduğuna karar verdi. Kardeşine sarılarak onu onayladığını göstermek istedi. Ablasının seçtiği kıyafetleri değiştirip Trabzon'a giderken giymek için hazırladıklarını geçirdi üzerine. Şimdi hazırdı işte sevdiği adam için. Olduğu gibi, gerçek Yaprak ile karşısında olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIRÇIN DALGALAR (Kavak Ağacı) (Tamamlandı)
Storie d'amoreÖyle bir aşk düşünün ki! Birbirlerini görmeleri ve kavuşmaları imkansız. Biri Karadeniz'in hırçın kızı, diğeri ise parıltılı bir hayatın içinde olan ünlü bir oyuncu. İmkansızlıkları olur hale getiren bir hikaye. Bu satırlarda tanıyacak olduğumuz bir...