Ömer uçaktan inip yere ilk bastığında aklına yine Yaprak geldi. İtiraf etti, onu aklından atamıyordu. Ne kadar inkar etmeye çalışırsa çalışsın Yaprağı ne aklından ne de kalbinden çıkaramıyordu. Eğer gitmeseydi belki de şimdi el ele inecektiler uçaktan. Ya da karşıda olan kalabalığın arasında bekliyor olacaktı onu. Valizini elinden atıp, etraftakileri umursamadan ona koşacaktı. Sıkıca sarılıp boynunu koklayacaktı. İnatçı saçlarını okşayacak ve gözlerine bakacaktı dakikalarca. Sonra elinden tutup onu dışarı çıkaracak "Bak sana geldim " diyecekti. Ama şimdi tanımadığı insanların arasında göremeyecek olduğu yarasına bakıyordu. Biliyordu orada olmayacağını. Kendine engel olamadı insan kalabalığı içinde onu aramaya. "Belki" diye geçirdi içinden, "Belki gelmiştir". Fakat kalbi gibi gözleri de onun yokluğunda kayboldu. Yoktu. Gelmemişti işte. Gelseydi tüm çektiği acılara inat yine giderdi ona. Sarılırdı ona. Ve bir daha bırakmasına asla izin vermezdi. Hayatında sadece sayılı saatler içinde olan kadın için hala umut ettiğinden dolayı kendine kızdı. Ve yeni kız arkadaşını aradı. İndiğini söyleyip kapattı telefonu. O gittikten sonra yaptığı her şeyi ondan intikam almak için yaptığının farkında değildi. Kalbinin onu yanlış yönlendirmesine izin veriyor ve daha çok acı çekmesine sebep oluyordu.
UNUTMA; UNUTTUM DEMEK, ONU ARTIK BİR KEZ DAHA HATIRLAMAKTIR ASLINDA
CAN YÜCEL
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIRÇIN DALGALAR (Kavak Ağacı) (Tamamlandı)
RomanceÖyle bir aşk düşünün ki! Birbirlerini görmeleri ve kavuşmaları imkansız. Biri Karadeniz'in hırçın kızı, diğeri ise parıltılı bir hayatın içinde olan ünlü bir oyuncu. İmkansızlıkları olur hale getiren bir hikaye. Bu satırlarda tanıyacak olduğumuz bir...