Evet Arkadaşlar Yepyeni Bir Bölümle Karşınızdayım. Umarım Beğenirsiniz. Yorumlarınızı Bekliyorum. Keyifli Okumalar...🌸🌸Hera bakışlarını izlediği diziden kaldırırken aşağıdan gelen sesleri duydu, Filiz'in sesiydi bu ve konuşmalara Kurt'un sesi de eklenmişti. Hera kapıdan ayırdığı bakışlarını izlediği programa çevirdi.
Odaya giren ayak seslerini duyduğunda başını çevirip bakmamıştı bile. Kurt elindeki çiçeğe bir bakış atarken odaya hakim olan sesin sahibine bakmak için başını kaldırdı, mırıldandı."Komedi seviyoruz anlaşılan"
Hera bakışlarını televizyondan ayırmamış, sorulan soruyu da umursamamış diziyi izlemeye devam etmişti.
"Ortam feci soğuk, çiçekler de bende üşüdük" diye mırıldandı Kurt.
"Şirin olmaya mı çalışıyorsun?"
"Sanırım pek beceremiyorum"
"O zaman yapma ve sessiz ol" diye mırıldandı Hera gözlerini televizyondan ayırmadan.
"Yüzüme bakmayacak mısın?"
Hera "Anlaşıldı sen susmayacaksın" deyip oturdu koltuktan kalkıp kapıya doğru ilerliyordu ki Kurt kolundan tuttu.
"Gitme"
"Kolumu bırak"
"Canını acıtmak istemedim"
"Bir yabancı olarak canımı acıtman imkansız, tanışmıyoruz sonuçta" deyip oturma odasından çıkıp odasına giden merdivenelere yöneldi.
Odasına girip kapıyı kapattığında pencere kenarında bulunan ve denizi gören koltuklardan birine oturdu. Kalbinin tam ortasında anlamlandıramadığı bir ağırlık vardı, sızı gibi... Neydi bu şimdi? Neden bu kadar çok kırılıp tepki vermişti ki daha tanışalı bir ay olan bir adama karşı neden kendini bu kadar kırgın hissederken bulmuştu kendini? Ayağa kalkıp bakışlarını odada gezdirirken umduğunu bulamadı, çünkü telefonunu oturma odasında bırakmıştı. Kurt'tan orada olduğu düşüncesi aklına gelince odanın kapısına giden elini geri çekti. Dolaba yönelip kıyafet seçmek için bakındı sonunda karar kıldığı beyaz bluz ve siyah pantolonla üzerini değiştirdikten sonra saçlarındaki tokayı açıp saçlarının omuzlarına dökülmesine izin verdi. Ceketini ve çantasını alıp odadan çıktı. Merdivenlerden inerken ortama sessizliğin hakim olduğunu fark etse de odaya girip telefonunu almadan evden çıktı. Biraz sahilde dolaşıp sonra da alışveriş yapmaya karar verdi. Sahilde hafif bir şekilde esen rüzgar saçlarını usul usul savursa da umursamadan sahil boyunca ilerlemeye devam etti Hera.Kurt kendini bir kapana kısılmış gibi hissediyordu, bu neydi, neyin nesiydi? Kalbinin ucunda bir hançer vardı ve Hera'ya her bakışında onu paramparça ediyordu. Yanlışlığını bildiği halde kendine engel olamazken bunun vicdanıyla baş başa kalmıştı yüreği. Dakikalardır oturduğu koltuktan kalkıp sıkıntıyla soludu. Odasının olduğu koridora girdiğinde Hera'nın gittiğinden haberi bile olmadığı için onun odasına doğru ilerledi. Kapıyı çalıp çalmamakta kararsız kalırken kapının yarı açık olduğunu gördü.
"Hera, gelebilir miyim?"
"Hera Hanım çıktı Kurt Bey" diye mırıldandı Filiz tebessümle.
"Nereye gitti biliyor musun?"
"Hayır bilmiyorum"
"Kolay gelsin "
"Teşekkürler" deyip koridordan ayrılıp temizlik için başka odaya giren Filiz'in peşinden kapıyı yavaşça kapatıp kendi odasına gitti. Sinirliydi kendine mi? En başta kendineydi elbet bu, bu aşk mı gerçekten peki ya bunca zaman Elmira'yla yaşadıkları o güzel, tatlı anların açıklaması neydi? Havlusunu alıp kafasındaki düşüncelerden kurtulma umuduyla banyoya girdi. Sıcak suyun verdiği rahatlama beyni ve kalbi hariç bedenine rahatlama olarak gelmişti ama kafasındakilar, o uğultulu sesler, Hera'nın kırgın bakışları göğsünü acıtmaya adaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURSUZ İNTİHAR
RomanceSiz hiç masmavi okyanusta esarete mahkûm olduğunuzu hissettiniz mi kalbinizin en derinlerinde? O hissetti, tutsak kaldı o gözlere, o tene, o adama, Kurt'a; kocasının abisine. Kurt, masallara inanmayan bir adamdı fakat unuttuğu bir şey vardı aşk masa...