Evet Arkadaşlar Yeni Bölümle Karşınızdayım. Umarım Beğenirsiniz. Yorumlarınızı Bekliyorum. Keyifli Okumalar...❣❣Kurt ve Hera biribirine sarılmış Hera, Kurt'un çenesiyle boynunun arasında huzuru kucaklıyordu sanki. Kurt için de durum bundan farksızdı, daha bir kaç saat öncesine kadar dokunmasının bile imkansız olduğu kadının saçlarından yayılan kokuyla mest oluyordu adeta. Kolları arasında kıpırdanan kadın masanın üzerindeki telefona uzanıp alırken mırıldandı.
"Artık gitsem iyi olacak bence"
"Keşke gitmene engel olabilsem, keşke zorunda olmasan"
"Belki bir gün gitmem" diye mırıldandı gülümseyerek.
"O gün geldiğinde seni asla bırakmayacağım tıpkı şimdi sarıp sarmaladığım gibi sarmalamayacağım seni" diye mırıldanırken ayağa kalkmış ve kollarını Hera'nın karnının üzerinde birleştirmişti. Omzunun üzerinden kulağına fısıldanan cümleyle Hera içini bir sıcaklığın sarıp sarmaladığını hissetti.
"Seni seviyorum hayatıma anlam katan kadın "
"Ya sen nasıl bir adamsın böyle ya?" diye mırıldandı gülümsemesiyle.
"Sayende artık aşktan bir adamım, içim senin aşkınla dolu" diye karşılık verdi gülerek. Bu eşsiz dakikalar Hera'nın öpücüğüyle daha da yakıcı bir anlam kazanmıştı. Kurt dudaklarına dokunan bu sıcak dokunuşa karşılık verirken solukları birbirine karışmıştı.
"Eve ne zaman geleceksin?"
"Birkaç saat sonra olabilir"
"Tamam evde görüşürüz o zaman"
"Artık daha zor olacak” diye mırıldandı Kurt.
“Zor olan ne?”
“Seni Yiğit’in yanında görmem, sana dokunması”
“Dayanmak zorundayız ikimizde onu kırmak istemiyorum beni sevmekten başka bir suçu yok ki”
“Öyle”
Hera evden ayrılıp kapıya park ettiği arabasına binip yalıya doğru ilerledi. Kurt pencereden Hera’nın gidişini izledikten sonra az önce şehirden ayrılmak üzere toparladığı valizini açıp koyu mavi bir gömlek ve siyah pantolon seçip üzerini değiştirdi. Arabasının anahtarlarını alıp evden çıkıp otoparka park ettiği arabasına binip sahil boyunca ilerlemeye başladı, anahtarcı arıyordu. Hera için bir anahtar daha yaptıracaktı.
“Kolay gelsin”
“Sağ olun”
“Şu anahtardan bir yedek istiyorum”
“Tabi, biraz bekleteceğim” deyip kendisine uzatılan anahtarı alıp tezgâhın arkasına geçip anahtardan bir yedek daha bastıktan sonra ikisini de Kurt’a verdi. Kurt’ta ücreti ödeyip anahtarcıdan çıktı. Hera eve gelmiş duş almış şimdi de kıyafet seçmeye çalışıyordu. Uzun arayışların sonunda tek koldan askılı mavi renkteki elbisede karar kılmış ve giymişti. Yaptığı hafif makyajdan sonra aynanın karşısında kendisine bakarken içinde kelebeklerin dans ettiğini fark etmişti, içi kıpır kıpırdı.
Yiğit “Sevgilim” diye mırıldandı yatak odasının kapısını açıp içeri girerken.“Hoş geldin” diye mırıldandı Hera gülümseyerek.
“Hoş bulduk ne bu güzellik?”
“Her zaman ki halim”
“Çok güzel görünüyorsun” diye mırıldandı Yiğit, Hera’yı kollarının arasına alırken.
Hera huzursuzca kıpırdanıp gözlerini kaçırırken Yiğit’in yanağına sade bir öpücük bırakıp mırıldandı. “Çok acıktım hadi üzerini değiştir de yemek yiyelim” deyip kollarının arasından sıyrılıp odadan çıktığında rahatlamıştı. Oturma odasına doğru ilerlerken akşam yemeği hazırlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURSUZ İNTİHAR
RomanceSiz hiç masmavi okyanusta esarete mahkûm olduğunuzu hissettiniz mi kalbinizin en derinlerinde? O hissetti, tutsak kaldı o gözlere, o tene, o adama, Kurt'a; kocasının abisine. Kurt, masallara inanmayan bir adamdı fakat unuttuğu bir şey vardı aşk masa...