Hera, arabaya unuttuğu telefonunu almaya giden Hilal'i beklerken bir yandan da parka doğru yürümeye başlamıştı ki sokak lambaları söndü. Hera etrafa bakındığında sadece parktaki sokak lambalarının söndüğünü görmüştü. Gecenin karanlığına teslim olan park nefes kesici Boğaz manzarasına eşlik ediyordu. Boğaz her zamanki gibi ışıl ışıl ve rengârenkti. Adımlarını merdivenlere doğru yönelttiğinde merdivenlerde yanan mum ve güllerle süslenmiş bir yol karşılamıştı onu. Yolun sonunda da diz çökmüş onu bekleyen sevdiği adam...***
Dünyanın en keskin duygularından biriydi belki de aşk... İnsanın birine güvenebilmesi onu kendine eş kalbine diğer yarı sayması kolay bir şey miydi? Değildi bence... Bir insanı herşeyiyle sevebilmek onunla yaşlanabilmek dünyanın en huzurlu en mutlu anlarından biri olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURSUZ İNTİHAR
RomanceSiz hiç masmavi okyanusta esarete mahkûm olduğunuzu hissettiniz mi kalbinizin en derinlerinde? O hissetti, tutsak kaldı o gözlere, o tene, o adama, Kurt'a; kocasının abisine. Kurt, masallara inanmayan bir adamdı fakat unuttuğu bir şey vardı aşk masa...