Evet Arkadaşlar Yepyeni Bölümle Karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı Bekliyorum. Keyifli Okumalar...💙💙
Hera sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanmıştı, gözlerini ovuşturarak açtığında tanıdığı bir odada olduğunu fark etti. Burası Kurt'un odasıydı, geçen gece beraber uyudukları odadaydı iyi ama buraya ne ara gelmişti, en son hatırladığı şey sahilde Kurt'la denize girdikleriydi. Yatakta doğrulurken yastığın üzerine iliştirilmiş küçük notu gördü.
"Bence o ağrı kesiciyi iç çünkü başın kötü derece ağrıyacak kadar sarhoştun sevgilim. Ayrıca beni ne kadar çok sevdiğini gözlerin bana her bakışında söylüyor zaten. Ama senden duymak başka tabi bu arada kıyafetlerini çıkarmak zorunda kaldım kuru bir şekilde koltuğun üzerindeler."
Hera üzerindeki battaniyeye sarılarak ayağa kalktı, koltuğun üzerinde duran kıyafetlerini alıp üzerini giydikten sonra odadan çıkıp merdivenlerden indi. Salona indiğinde Kurt yoktu, mutfakta da yoktu tamam ama yerinde şahane bir kahvaltı oradaydı peki kendisi nerdeydi? Bahçeye doğru yöneltti adımlarını. Az ötede bahçenin ortasında spor yapan Kurt'u buldu gözleri. Kapının yanındaki kolona yaslanıp en sevdiği şeyi yapmaya başladı; özgürce sevdiği admı izlemeye...
"Günaydın" diye mırıldandı Kurt son barfiksini çekip yere atlarken.
"Günaydın" diye mırıldandı Hera gülümseyerek kendisine doğru gelmekte olan adana bakarken. Kurt, genç kadının öpmeye doyamadığı saçlarına minik bir öpücük bırakırken mırıldandı. Yüzünde düşünceli bir hal vardı.
"İyi misin?"
"Başım ağrıyor ve merak etme ilacı içtim"
"Hadi o zaman kahvaltıya küçük hanım mutfakta şahane bir kahvaltı bizi bekliyor, kahvaltı yapınca daha da iyi hissedeceksin inan bana"
"Tamam inanalım bakalım ha bu arada" diye mırıldandı Kurt yarı çıplak haline bakarken.
"Kasları mı söyleyeceksen"
"Yok üzerine tişörtünü giysen daha iyi olur sanki sabah sabah kalpten gitmek istemiyorum"
"Hmm böyle iyi o zaman" diye mırıldandı Kurt gülerek.
"Gıcık mısın sen acaba?"
"Sadece çok aşığım bak giydim"
"Aferin benim sevgilime nasıl da sözümü dinlermiş?" diye mırıldandı Hera gülerek ve ekledi. "Şaka bir yana üşütüp hasta olmanı istemem"
"Haklısın"
Mutfağa geçip birlikte kahvaltı yapmaya başladılar.
"Çok saçmalamadım inşallah dün akşam"
"Hmm bilmem saçmaladın mı acaba? Bilemedim ki şimdi?" diye mırıldandı Kurt gülerek çayından bir yudum daha alırken.
"Kesin çok fena saçmaladım aşk olsun ya keşke sustursaydın"
"O kadar güzel konuşuyordun ki bunu yapmam imkansızdı"
"Ya dalga geçme"
"Dalga geçmiyorum öyle ama mesela dün gece çok güzel ve anlamlı bir aşk itirafı aldım" diye mırıldandı keyifle. Hera'nın yüzüne kapattığı ellerini tutup avuç içlerine öpücük bıraktı.
"İyi bari saçmalamadığıma sevindim"
"Aç bakalım ağzını " deyip elindeki bal kaymak sürdüğü dilim ekmeği Hera'ya uzattı. Hera Kurt'un verdiği dilim ekmeği yerken mırıldandı. "Yiğit ortalığı ayağa kaldırmış olabilir" deyip kalkıp kenarda duran çantasından telefonunu alıp masaya geri döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURSUZ İNTİHAR
RomanceSiz hiç masmavi okyanusta esarete mahkûm olduğunuzu hissettiniz mi kalbinizin en derinlerinde? O hissetti, tutsak kaldı o gözlere, o tene, o adama, Kurt'a; kocasının abisine. Kurt, masallara inanmayan bir adamdı fakat unuttuğu bir şey vardı aşk masa...