~20.Bölüm~

257 32 154
                                    

Evet Arkadaşlar Yeni Bölümle Karşınızdayım. Umarım Beğenirsiniz. Yorumlarınızı Bekliyorum. Keyifli Okumalar...💖💖

Hera, uykulu gözlerini göğsünde uyuduğu adama çevirdi. Kurt, yüzünü Hera’nın saçlarına gömülü bir şekilde uyuyordu. Hera yavaş bir şekilde genç adamın kollarından sıyrılıp minderlerin üzerinden kalktı. Kurt’un saçlarına minik bir öpücük bırakıp kıyafetlerini üzerine geçirip yukarı çıkan merdivenlere yöneldi. Banyoya girip günlük rutinlerini halledip duşunu aldıktan sonra odaya geldi. Dolaptan seçtiği kalın askılı beyaz kazağını ve siyah şortunu giyip makyajını yaptıktan sonra odadan çıktı. Mutfağa inip buzdolabından revani için malzemeleri çıkartıp hazırlıklara başladı. Bütün malzemeleri birleştirip revaninin kekini yapıp fırına verdi. Şerbetini de hazırlayıp kenara bıraktı. Telefonunu alıp bahçeye çıktı, Hilal’le konuşmalıydı. Kısa bir çalıştan sonra telefonun diğer ucunda Hilal’in sesini duydu, Hera.

“Bal çiçeğim nerdesin sen ya? Öldük meraktan halam da Yiğit’te seni çok merak etti”

“Hilal sakin iyiyim ben gayet iyiyim merak etmeyin Yiğit’e gelince hala oradaysa aradığımı söyleme sakın”

“Hayır, burada değil az önce çıktı ama çocuk perişan olmuş ya kavga mı ettiniz? O da bir şey söylemedi”

“Sonra konuşuruz bunları zaten yanınıza geleceğim”

“Şimdi nerdesin kuzum hiçbir otelde bulamamış seni Yiğit”

“Bir arkadaşımın yanındayım evi boştu buraya geldim merak etme diye aradım yanınıza geleceğim”

“Tamam, kuzum gelince konuşuruz o zaman”

“Görüşürüz”

“Görüşürüz” deyip telefonu kapatıp içeri girdiğinde fırının süresi dolmuş fırın kapanmıştı. Eldivenle fırının kapağını açıp tepsiyi çıkarıp dilimledikten sonra soğuk şerbeti sıcak revani kekiyle buluşturdu.  Portakallı revaninin kokusu bütün evi sarmıştı, Kurt burnuna gelen bu tatlı kokuyla gözlerini açarken elleri yatağın diğer minderlerin üzerinde gezindi ama Hera’yı bulamamıştı. Yattığı yerden doğrulup gece yere fırlattığı eşofman altını üzerine geçirdi. Bütün evi saran kokuyu takip edip mutfağa girdiğinde Hera kahve makinesinin başında fincanını dolduruyordu. Yavaşça yaklaşıp sıcak kollarını beline doladı.

“Günaydın güzel gözlüm” diye mırıldandı sevdiği kadının kazağın açıkta bıraktığı boynuna minik öpücükler bıraktı.

“Günaydın uykucu biraz daha uyanmasaydın su dökerek uyandırabilirdim” diye mırıldandı gülerek.

“Sabaha karşı uyuduk sevgilim olsun o kadar” diye karşılık verdi Kurt gülümseyerek.

“Sana revani yaptım ve benim çıkmam lazım”

“Nereye birlikte yeseydik?”

“Hilal’in yanına gideceğim çok merak etmişler haliyle bir de”

Kurt soru dolu bakışlarını Hera’nın gözlerine sabitlerken Hera konuşmaya devam etti. “Yiğit bütün gece oradaymış belki gelirim diye beklemiş”

“Hala orada değil, değil mi?”

“Yok, eve gitmiş sanırım”

“Ben bırakayım seni bekle biraz”

“Kurt sakin ol alt tarafı eve gidip geleceğim sonra da eşyalarımı alır halamlara geçerim”

“Şirkete gelecek misin?”

KUSURSUZ İNTİHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin