41.Bölüm●🥀🦋🌹🖤🖤🔥●

146 14 200
                                    

@pile16  @dystinabell 🧡🧡

Saat dokuza geliyordu, onlar ise hala yataktaydı. İkisi de birbirine dönük bir şekilde yatıyordu. Hera'nın avuçları genç adamın avuçlarının arasında saklıydı. Sıcacık bir öpücük bıraktı Kurt onlarda karısının avuçlarına.

"Bu kadar saat oldu, kahvaltı da yapmadın"

"Acıkmış hissetmiyorum"

"Olmaz öyle şey karıcığım" diye mırıldanırken yattığı yerden doğrulup telefonunu aldı. Hera yattığı yerde doğrulup manzarasının tadını çıkartmakla meşguldü. Genç adam bedenini kaplayan kas yığınıyla tıpkı taş heykeller gibi görünüyordu.

"Sana dar tişört giymeyi yasaklıyorum kocacığım"

"Neden peki?"  diye sordu genç adam merakla.

Hera "Kasların ortaya çıkıyor böyle fırlayacak gibi oluyor ya" derken ellerini kaslarında gezdirdi.

"Benden başka hiç kimse görmesin... Fark etmesin" dedi ve ekledi. "Yoksa"

"Yoksa"

Genç kadın "Bakan o gözleri oyabilirim" dediğinde Kurt minik bir kahkaha atmıştı ister istemez. Bütün gün öpülmekten daha da dolgunlaşmış dudaklarını, kızarmış tenini izledi bir süre. Bir kadın nasıl bu kadar nefes kesici görünebilirdi, bilmiyordu.

"Çok güzelsin hem de nefessiz bırakacak kadar"

"Ne oldu?" diye sordu genç adam. Hera'nın gözlerine çöken  o tuhaf güzelliğin  sebebini merak etmişti.

"Bazen içimdeki bu kadına şaşırıyorum, bugün yaptıklarım falan ne bileyim?" dedi dudağını ısırırken.

"Bu vahşi, tutkulu kadını çok seviyorum ben"

"İçimde böyle birinin varlığından bile habersizdim ben... Şimdi her saniye tenin tenime değsin, karışsın istiyorum... İçimde gittikçe arsızlaşan biri var" diye mırıldanırken bakışlarını genç adamın alev mavisi gözlerine sabitledi.

"Benden utanma... Hiçbir zaman hiçbir şey için sakın yapma bunu"

"Utanmıyorum zaten buna şaşırıyorum ben de... Nasıl bu hale geldim bilmiyorum... İçimde yanmaktan korkmayan sürekli alev alan bir kadın var"

"Ben biliyorum sevgilim... Ben biliyorum, aşk bu... Bizim etten kemikten sıyrılan aşkımız" dedi ve ekledi. "Şu an dünyanın en güzel tablosu var karşımda... Öpülmekten daha dolgunlaşmış dudakların" derken dudaklarını genç kadının dudaklarına sürtmüştü. "Bütün gün dudaklarımın arasında kaybolan tenin" diye mırıldanırken dudaklarını iki göğsünün ortasına sürtmüştü.

"Hepsiyle öyle güzelsin ki... Seni alıp en kuytuda saklamak istiyorum ki hiçbir göz değmesin benim izlerimle bezenmiş tenine"

"Öyle zaten... Ben kendimi sende saklamıyor muyum zaten?"

Kurt genç kadının önünde diz çöküp yerdeki tişörtü aldı avuçlarının arasına. Tekrar ayağa kalktı ve tişörtü karısının başından geçirip giydirdi.

"Üşüme... Yemeğimizi yiyelim ondan sonra duş alırız"

Ardından kendi de kıyafetlerini giymişti ki odanın kapısına vurulmuştu o esnada.

KUSURSUZ İNTİHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin