4.BÖLÜM

641 67 119
                                    


Arkadaşlar Yeni Bölüm Geldi, Umarım Beğenirsiniz. Yorumlarınızı Bekliyorum. Herkese Keyifli Okumalar...💜💜

Hera odaya girdiğinde Yiğit duşta olduğu için Hera yatağın kenarına tutunup yatağa oturdu. Ayağını yatağın üzerine kaldırırken bakışlarını ayak bileğine yöneltti. Bileğinin acısı ara ara zonklayarak kendisini belli ediyordu. Duyduğu kapı sesiyle bakışlarını bileğinden kaldırıp banyonun kapısında duran kocasına baktığında Yiğit'in şaşkın bakışlarıyla karşılaşması geç kalmamıştı.

"Hayatım sırılsıklam olmuşsun sen, ne oldu sana?" diye sordu şaşkınlıkla karışık merakla.

"Havuza düştüm ama nasıl becerdim bende bilmiyorum inan bana"

"Ayağına ne oldu?"

"Ve sanırım bileğimi burktum, acıyor bana buz getirebilir misin rica etsem?

"Ne ricası hayatım saçmalama ben hemen buz getiriyorum sana ama şu üzerini değiştirseydik ıslak ıslak hasta olacaksın"

"Ben hallederim ya"

"Kıyafetlerini vereyim sana burada değiştirirsin üzerini" deyip dolabın Hera'ya ait olan tarafına yöneldi. Askıdan aldığı uzun geceliği Hera'ya uzatıp odadan çıktı. Hera, Yiğit odadan çıktıktan sonra üzerini değiştirip ıslak kıyafetlerinden kurtuldu. Yavaşça ayağa kalkıp tutuna tutuna banyoya doğru ilerledi. Elini yüzünü yıkayıp yine aynı şekilde tutuna tutuna yatağa döndü.

Yiğit "Şöyle güzelce bileğine koyalım da bileğin şişmesin " diye mırıldanırken buz torbasını Hera'nın bileğinin üzerine yerleştirdi.

"Nasıl iyi geldi mi biraz?" diye sordu Yiğit merakla.

"Daha iyi gibi"

"Hilal'le konuşurken mi düştün havuza?"

"Yok telefonunu açmadı zaten uyudu herhalde gider gitmez"

"Hadi uzan şöyle ayağın yüksekte kalsın ağrısı geçer kendini toplar"

"Umarım"

"Güzeller güzeli karıma nazar değdirdiler ya evliliğimizin ikinci gününde."

"Öyle oldu galiba hadi sende yat canım, iyiyim ben gerçekten"

"Tamam canım "

Hera ve Yiğit ışıkları kapatıp kendilerini gecenin karanlığına teslim ederken Kurt hala uyumamıştı. Üzerindeki ıslak kıyafetlerden kurtulup üzerene geçirdiği eşofmanla kendini yatağın üzerine bıraktığı esnada telefona gelen bildirim sesiyle eli yatağın üzerindeki telefona uzandı.

"Seni seviyorum" diye mırıldandı Kurt telefondaki mesajı okurken ve elindeki telefonu çekmecenin üzerine bıraktı okuduğu mesajı cevapsız bırakırken. Gözlerini kapatıp uykuya dalmaya çalıştı bir süre hatta daldı da ama birden yerinden sıçrayarak uyandı. Anlık uyku denebilecek bir dalgınlık sırasında Hera gelmişti gözlerinin önüne. Havuzdaki en yakın halleri neden gelmişti ki şimdi gözlerinin önüne durduk durmadık yerde? Gözlerini ovalayıp yataktan kalktı ve odadan çıktı, uykusu kaçmıştı. Sessiz adımlarla oturma odasına yöneldi. Televizyonu açıp koltuğa uzandı. Kanallar arasında bir ileri bir geri ilerlerken dikkatini televizyona vermeye çalışsa da toplamıyordu aklındakileri. Oflayarak ayağa kalktı ve rafta duran viski şişelerinden birinin kapağını açıp yanındaki bardağa boşalttı. Az önce kalktığı koltuğa doğru ilerledi. Elindeki bardaktan bir yudum aldıktan sonra masanın üzerine bırakıp koltuğa uzandı.

Sabahın ilk ışıkları yalının pencerelerinden yansımaya başlamıştı. Hera bu sabah da erkencilerdendi. Bileği daha iyiydi, sanırım buz ve dinlenmek iyi gelmişti ama yine de dikkatli basmak da fayda vardı. Aynanın karşısında giydiği dizinin bir tık üzerinde biten elbisenin kemerini düzeltti. Saçlarını tokayla tutturup sağ tarafına attı ve odadan çıktı. Yiğit de hazırlanıyordu.

KUSURSUZ İNTİHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin