~28.Bölüm~

208 27 68
                                    

Evet Arkadaşlar Yeni Bölümle Karşınızdayım. Umarım Beğenirsiniz, Yorumlarınızı Bekliyorum. Keyifli Okumalar...💗

Hera yorgun gözlerini araladığında sevdiği adamın kolları arasında
olmanın verdiği huzurla gülümserken kıpırdandı. Kurt'u uyandırmamaya çalışırken belini  kavrayan sıcacık elleri yavaşça üzerinden alıp yatakla buluşturdu. Yataktan kalkmak için hamle yapmıştı ki yarasına giren ağrıyla yüzünü buruşturmasına engel olamazken elini karnına bastırarak zorda olsa ayağa kalktı. Banyonun kapısını açıp içeri girdi. Yüzüne birkaç kez soğuk su çarptı, yüzü sapsarı görünüyordu gözüne. Çökmüş gözaltıları... kızarmış gözbebekleri... yorgun bir yüz ve beden... Ve tüm bunların içinde mutlu olmaya çalışan bir ruh taşıyordu avuçlarının arasında. Yarasının izin verdiğince derin bir nefes aldı. Bir eli karnında bir eli duvardan destek ala ala odaya döndüğünde ön bahçeyi gören pencereye doğru ilerledi yavaş adımlarla. Bahçenin etrafında siyah giyimli adamlar vardı.

"Günaydın" diye bir ses duydu Hera Kurt tarafından saçlarına minik bir öpücük bırakılırken.

"Günaydın" dedi Hera tebessümle.

"Güvenlik için... korkulacak birşey yok biliyorsun" diye mırıldandı Kurt.

"Anladım da bu kadar fazlasına gerek var mıydı?"

"Söz konusu sensen ben işimi şansa bırakamam Hera"

"Yanımdasın hem buraya herkesin olduğu yere gelecek kadar cesaretli olduğunu sanmıyorum"

"Sen düşünme şimdi bunları yaran nasıl ağrın yok demi?"

"Pek sayılmaz arada saplanan ağrıları saymazsak eğer" diye karşılık verdi Hera tebessümle.

"Bugün öğleden sonra pansumanın için hemşire gelecek"

"Hastaneye biz gitsek ben çok bunaldım evde"

"Ben yorulma diye demiştim ama istiyorsan gideriz hastaneye"

"Anlaştık"

"Hadi kahvaltıya inelim güzel bir kahvaltı yapalım birlikte"

"Tamam"

Hep birlikte kahvaltı ettikten sonra Hera dinlemek için odasına çıkmıştı.
Yatağa uzanmıştı ki kapı açıldı, gelen Hilal'di.

"Sana su getirdim" dedi elindeki bardağı yatağın yanındaki çekmecenin üzerine bırakırken Hera'nın yatağının kenarına oturdu.

"Bakmayın bana şöyle iyiyim ben" dedi ve ekledi Hera. "Gerçekten iyiyim Kurt da böyle sanki her an ölecekmişim gibi sürekli gözleri bende"

"Seni kaybetmekten çok korkuyor ve bunu çok belli ediyor farkında bile değil ya da farkındadır kim bilir?" dedi Hilal tebessümle.

"Bende onu kaybetmek çok korkuyorum"

" Siz ne ara tutuldunuz ya böyle birbirinize?" diye sordu Hilal gülümseyerek.

"Bir bilsem Hilal bir bilsem biz bile anlamadık ki neler olduğunu... ne olduğunu"

"Seni mutlu görmek çok güzel ne yaşanırsa yaşansın Kurt senin gözlerinin içinin gülmesinin tek sebebi gibi" diye mırıldandı Hilal gülümseyerek.

"Öyle Kurt benim kayıp parçammış onu buldum tamamlandım, onun o gök mavisi gözleri, umut dağıtan gözleri, kalbi benim en değerli varlığım ben onu çok seviyorum... çok seviyorum" mırıldandı Hera gülümseyerek.

"Canım umarım hep mutlu olursunuz hep"

"Her zaman yanımda olduğun için beni yargılamadığın için çok teşekkür ederim balçiçeğim" diye karşılık verdi kuzenine sarılırken.

KUSURSUZ İNTİHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin