~24.Bölüm~

232 30 107
                                    

Evet, Arkadaşlar Yeni Bölümle Karşınızdayım. Umarım Beğenirsiniz. Yorumlarınızı Bekliyorum. Keyifli Okumalar...💚

Gecenin karanlığında salondaki kanepede birbirine sarılmış oturuyorlardı. Yanan şömine ateşi salonun havasını ısıtmıştı, Hera Kurt’un kolları arasından doğrulup üzerindeki monttan kurtuldu.

“Eve gitmeyecek misin?”

“Gitmek istediğimi sanmıyorum aslında senden uzak durmam lazım yan yana olmamız bu kadar tehlikeliyken ama gidemiyorum.”

“Gitme o zaman, sarılıp uyuyalım mı?” diye sordu Kurt huzur dolu bir sesle.

“Benim daha güzel bir fikrim var tabi uykun yoksa”

“Uyumadan yaşayabilirim sanırım”

“Gün doğuşunu izlemeye gidelim mi?” diye sordu Hera merakla. Kurt duyduğu bu küçük mırıltı karşısında gülümseyerek sevdiği kadının alnıyla saçlarının birleştiği o noktaya bir öpücük bıraktı.

“Gideriz güzelim gideriz sen iste yeter ki” diye fısıldadı karanlığın içinde onları izleyen o gözden habersizce sevdiği kadının dudaklarıyla buluşturdu dudaklarını. Fotoğraflarının çekildiğini, izlendiklerini farkında bile değillerdi. Dudakları birbirinden ayrıldığında Kurt mırıldandı.

“Sonra da güzel bir kahvaltı yaparız sonra da”

“Sonra da?”

“Seni bir yere götüreceğim”

“Nereye diye sorsam söyler miydin?” diye sordu Hera merakla kıpırdanırken.

“Benim senden önceki sığınağıma” diye karşılık verdi genç adam tebessümle.

“Daha çok merak ettim şimdi neresi acaba orası?”

“Senin gibi sıcacık bir, huzur dolu bir yer diyelim”

“Öyle olsun bakalım nasıl olsa gidince görürüz benden önceki kıymetli sığınağınızı Kurt Bey” diye mırıldandı Hera gülerek.

Sabaha karşı birlikte gündoğumunu izledikten sonra kahvaltı yapacakları bir mekâna gelmişlerdi.

“Ne alırsınız?”

“Ben fincanda çay istiyorum hatta kupanız varsa daha makbule geçer bir de menemen lütfen” diye mırıldandı Hera gülümseyerek.
“Bende fincanda çay alayım bir de omlet

“Tabi siparişleriniz hemen geliyor”

“Çok mu üşüdün?” diye mırıldandı Kurt eldivendeki ellerini ovuşturan Hera’ya bakarken.

“Biraz fazla üşümüş olabilirim ama burası sıcak ısınırım şimdi ya” diye karşılık verdi Kurt’u rahatlatmak amacıyla.

“Bir de şal alabilir miyiz lütfen?”

“Gerek yok gerçekten ısınırım şimdi zaten ellerim üşüdü sadece” diye mırıldanınca Kurt, oturduğu sandalyeden kalkıp Hera’nın yanındaki boş sandalyeye oturdu. Hera’nın şaşkın bakışları arasında ellerini avuçlarının arasına alıp sıcacık elleriyle sardı. “Düşündüm de birlikte ısınabiliriz” diye mırıldandı gülümseyerek. Omzuna eğilip fısıldadı. “Yan yanayken daha çok yanıyoruz gibi ama neyse biz şimdi fazla yakmayalım ortalığı”

“Siparişleriniz efendim” deyip tepsideki yiyecekleri masanın üzerine bıraktı. “Afiyet olsun”

“Teşekkürler”

“Yeterince ısındım bu ısı hizmeti için teşekkür ederim”

“Rica ederim her zaman büyük bir zevkle” diye mırıldanırken az önce garsonun getirdiği şalı Hera’nın omuzlarına bırakırken ayağa kalkıp kendi tarafına geçti.
İştahla ve keyifle kahvaltılarını yaptıktan sonra Kurt’un sürpriz mekânı için yola çıkmışlardı. Yaklaşık iki saatlik bir yolculuktan sonra ormanlık bir arazide şirin mi şirin bir mekânın önünde durdular.

KUSURSUZ İNTİHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin