Kız Lisesi (gxg)

40.bölüm

*İyi okumalar :)

Verdiler gazı, aldım gazı kendimi Masal'ın sınıfının önünde buldum.

Ders bitimine yakın ilk yaptığım iş buraya gelmek olmuştu. Tabi ortadan kaybolmasın diye zileen bir kaç dakika önce gelmiştim.

Zil çaldığı anda kapının kenarına geçip çıkmalarını bekledim.

Bir kaç kişi çıktıktan sonra içeri bakmıştım ki gözüme topuklu ayakkabılar çarptı.

Yine mi ya...

Fizikçi bana doğru gelip önümde durmuştu. Çekilip ona yol açtım. Geçmek yerine bana doğru dönmüştü.

Derdi neydi bu avelin?

"Zil daha yeni çaldı. Yine mi dersiniz boştu?"

Bir yandan dışarı çıkanları kesip bir yandan da fizikçiye bakıyordum. Taktim takan tiplerdendi demek ki. Tenefüste bile bana sardığına göre çekeceğim vardı.

"Yok hocam. Ben koştum." dedim.

Yalandan kim ölmüş, sonra derse falan gelmeye kalkardı bu kadın. Hiç uğraşamazdım.

Bir şey diyecekken sınıftan çıkan Masal'la çekildim önünden.

"Size iyi dersler hocam."

Masal ve ekürileri yandaki lovobaya ışınlanmıştı.

Bir makyaj temizleme seansını bölecektik anlaşılan.

İçeri girdiğimde düşüncemde yanılmadığımı gördüm. Birbirlerine rujlarını gösteren iki kız ve aynada rimel çeken bir Masal vardı.

Kapıyı açmamla bana bakınca rimeli taşmıştı.

Heyecanlandırıyordum onu demek ki. Bu düşünceyle sırıtırken yanındaki kızlara hitaben "Bizi 2 dakika yalnız bırakın" dedim.

Daha küçük boylu ve kumral olan kız kaşlarını çatarak "işine baksana sen." demişti.

Atom karıncaya bakın hele. Masal'dan bir tepki bekledim ama sadece bana bakmakla yetiniyordu.

"Küçüksün herhalde. Hadi ablacım ikile." dedim.

Daha uzun olan ise "Canına susadın herhalde." diye atlamıştı.

Tabi asıl atlayan atom karınca oldu. Birden saçımda hissettiğim elle neye uğradığımı şaşırdım.

"Sensin küçük pislik!" deyip çekmeye devam ederken şokla karşılık veremedim.

Canım hafif acırken saniyeler sonra acı son bulmuştu.

Masal kızı çekmiş kaşları çatık ve gülmekten gülmemek arasında bir ifadeyle bize bakıyordu.

"Mera, Suna iki dakika bizi yalnız bırakın." demişti.

Adı mera olan karınca öfkesini kaybetmesede kraliçeyi dinleyip lavabodan çıktı. Ardından uzun olan da çıkmıştı.

Masal ise onların çıkmasıyla aynaya gidip taşırdığı rimeli düzeltmeye döndü.

Saçımı düzeltirken "Arkadaşların da aynı senin gibi." dedim.

Onun arkadaşlarının sadece sembolik olduğunu düşünüyordum. Tabi az önce onu yalnız bırakmak yerine bana diklendiklerinde bundan vazgeçtim. Seneler önceki gibi çevresinde sadece onu pohpohlayanlardan değillerdi. Gerçek dostlukarı olduğu belliydi.

"Kimse benim gibi olamaz." dediğinde ise alayla güldüm.

Egosu seneler öncekiyle aynıydı.

"Ona ne şüphe." deyip yanındaki lavaboya yaslandım.