*İyi okumalar :)
"Yani biriniz sevgilim olur musunuz?"
Hayatımda edeceğim ilk çıkma teklifi de böylece 7 kişilik bir kız ortamında oldu. Ne mükemmel bir andı böyle. Telefonumda hafıza olsa ölümsüzleştirirdim.
Kızlar birbirlerine bakıp kahkaha atınca göz devirdim. Olayı anlattığımdan beri mal mal tepkiler veriyorlardı. Yardım da istenmiyordu! Birde kadın dayanışması derler. Palavereydi hepsi.
"Kızım sen nasıl bir cenabetsin!" deyip katılan Gözde'ye somurtarak baktım.
Bende anlamıyordum ki zaten. Abdestim olmasa neyse derim ama o da vardı.
Tersçe "Yardımcı olmayacaksanız gülmeyin bari." dedim.
Kızlar hala gülerken homurdandım. Böyle sınıf arkadaşları olmaz olsun. Gram yardımcı olmuyorlardı.
"Ben yardım ederdim ama hiç rol yapamam. Üzgünüm" diyen Hazel'e kafamı salladım.
Diğerlerine bakıp onlardan da bir cevap bekledim. Hepsi saçma sapan mazeretler üretirken ümidimi kesmek üzereydim. Buradan iş çıkmayacaktı anlaşılan.
"Aslında, ben yardım edebilirim." diye gelen sesle umutla sola döndüm.
Tabi dönmemle umudum sönmüştü. Denize düşsem bile bu psikopata sarılmazdım. Annem onunla sevgili olduğumu görse kafamı kırardı.
"Allah razı olsun Yaren ya ama daha normal birileri lazım." dedim.
Alınmayacağını biliyordum. Sonuçta o 'ben anormalim normal davranmamı nasıl beklersiniz?' diye okul savunması yazan biriydi. Omuz silkince oflayarak masaya eğildim. Kızlarda sahraya gelmişti ve bir kaç saattir onlara dert yanıyordum. Akşam ebeveyn sohbeti de çekecektim üstelik. Bugün, beynimi deşmek istiyordum.
Eylül "Üzülme Tanem. Buluruz birini." deyip omzumu pat patladı.
Rehberimdeki kişi sayısı on üçtü ve bunlardan beşi akrabaydı. Kimi bulacaksam artık.
"İnşallah canım ya." dedim oflayarak.
Dertler bir iki değildi ki. Birini çözemeden öbürü başlıyordu. Ekşından da nefret ederdim normalde. Şu an ise baya ekşınlı bir dönemdeyim.
Arya "Eski sınıfından kızlara sorsana." diye öneride bulundu.
Soramazdım. Zaten benim lezbiyen olduğumu düşünüyorlardı. Orada bana inanan olduğunu sanmıyordum. Şimdi gelip yardım edin dersem 'oy bono yovsodo' diye söylenti yayarlardı. Onunla da hiç uğraşamazdım.
"Orası yaş." dedim olumsuz anlamda kafamı sallarken.
Yine dertli dertli etrafıma bakarken derdin ana maddesini görmemle duraksadım.
Masal her zaman ki gibi ekürileriyle içeri girmişti. Üstündekini görmemle gözlerimi kıstım. Kırmızı straplez bir bustiyer giymişti. Sabahki dantelli iç çamaşırı da herkesin gözü önündeydi. 'Beni böyle görmelerini istemiyorum' deyip ağlayan kıza bakın hele. Gerçi onun bir oyun olduğunu da göstermişti.
"Sürtük" diye tısladım sinirle.
Ben burada onun yaptığı oyunların bedelini çekeyim. Ebeme girsinler. O hayatını yaşamakta gram gecikmesin.
"Masal mı sürtük?" diyen Arya'ya,
"Hepsi sürtük ama Masal en büyük sürtük." diye cevap verdim.
Oturduğu masayı görmemle ise sinirlerim iyice bozuldu. Bir kaç hafta önce buluştuğum çocukların yanına geçmişti. Onları nereden tanıdığını sorgulamadım bile. Masal, benim takıldığım insanlarla gezmekten zevk alan biriydi. Oturduktan bir kaç saniye sonra bana kaçamak bakışlar attığını fark edip güldüm. Bilerek yapıyordu. O çocuğu kıskanmamı falan bekliyordu herhalde. Saçmalık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kız Lisesi (gxg)
RomanceTAMAMLANDI 'Garip' insanlardan oluşan bir sınıfa düşen Tanem ve onu, o sınıfa düşüren Masal'ın hikayesi.