3.bölüm

20.8K 1K 95
                                    

*İyi okumalar :)

Son sınıf olduğumuz için kimse bize yüklenmiyordu. Katımıza öğretmenler bile çıkmayı bırakmıştı. Son döneme girmiştik ve bu yüzden herkes sınava hazırlık derdindeydi. 'Dersler bahane test çözmek şahane' diye tüm okul kitaplara gömülmüştü. Ben çalışmıyordum. Sınavı yukarıdakine bırakmıştım. Sbs'yi çalışmadan geçmiştim. Yks'den de beklentim aynıydı. Geçemezsem de ailem vardı. Baba parası yiyen bir zübbe gibi gözüktüğümü bilyordum.

Yapacak bir şey yoktu. Bazıları zeki doğardı, bazıları aptal. Bazıları şanslı olurdu, bazıları şanssız. Uzun lafın kısası, büyük olasılıkla benim için özel üniversite görünüyordu.

"Şu sıraları birleştirelim aburcubur stokladım, yeriz." diye harika bir öneri yapan Arya'ya öpücük attım.

Diğerleri yaza hazırlık diye diyete girmişti ve ayrı ruh olanlar sadece Arya ve bendim.

Sinem "Sağlıksız onlar yemeyin." diye nasihat verince ikimizde güldük.

"Hemşiremizde konuştu sonunda."

Bana dil çıkarıp başını tekrar sıraya yasladı. İlk 5 dersi uyuyarak tamamlamıştı. Akşam mesaiye kaldığını söylemişti ve ben şaka mı yapıyor yoksa ciddi mi emin olamamıştım. Sıraları birleştirip oturduğumuzda sınıfın kapısının açılmasıyla oraya döndük.

Yaren okuduğu kitabı bırakarak "Hiç gelmeseydin?" dedi. Bu arada onun sınıfta olduğunu yeni fark etmiştim.

Ruh gibiydi.

Bakışlarımı ondan Gözde'ye çevirdiğimde, onun da direkt bana baktığını görüp 'ne oluyor' diye kaşımı kaldırdım.

Sırıtarak "Bir şeyler duydum. Yoksa gelmezdim." dedi.

Bu sırıtmayı biliyordum. 'Piç' diye adlandırdığımız türdendi. Eylül "Ne duydun?" diye merakla atıldı. Bakışlarını umursamadan, cipslerden patatesi olanı yemeye başladım. Ne duyduğunu az çok tahmin edebiliyordum.

"Bugün Masal ve Tanem işi pişirmiş. Tanem sarışını çıtır çıtır yemiş. Aynı şu an yediği cips gibi" dediğinde de tahminim doğru çıktı.

Kızlar 'oooo'larken ben aburcuburlardan birini ona fırlattım. Havada kapmıştı.

"Okulda bile değildin, nasıl gördün!"

Planımdan onlara bahsetmemiştim. Almak istediğim reaksiyon tam da buydu işte. Tabi Gözde'nin anlatış şekli abartı dolu ve utanç vericiydi.

"Boşuna dürbün değil lakabımız kız düşkünü." demesiyle sıralardan atlayıp onun üstüne hücum ettim. O koridora çıkarken bende peşinden fırlamıştım.

"Kaçma! O dürbünü sokacağım biryerine şimdi!"

Koşarken merdivenlerden çıkan kişiye çarpışıp yeri boyladık. Kilişeye bak. Üstten ona bakarken oda şaşkınlıkla bana bakıyordu. İlk kendini toparlayan o oldu. Beni üstünden iterken kaşlarını çattı.

Üstünü silkelerken "Çocuk musunuz siz! Koridorda koşturuyorsunuz bir de." dedi.

"Azıcık kıyafetin buruştu ağlama." deyip göz devirdim.

Bana sinirle baksa da umursamadan ayağa kalktım.

"Hem senin burada ne işin var?"

'Çatı katı bizim mekanımız, sen hayırdır kızım?' demeyi çok isterdim ama Masal'ı tanıyorsam bunun cevabı 'Okul babamın.' olurdu. Ondan laflarımı yutuyordum.

Önce "Sanane." dese de sonra oflayarak tekrar konuşmaya başladı. Her ne için geldiyse bunu söylemek zorundaydı belli ki. "Nermin abla geldi az önce. Müdürün odasında. Ha-" o lafını tamamlamadan ben "Benim annem?" dedim. Kafasını sallayınca yanından hızlıca geçip aşağı inmeye başladım.

Annem niye gelmişti abi! Yanmıştım ben.

Bağırarak "Hey Tanem!" dediğinde durmadım.

"Ya beklesene beni!" diye arkamdan koşarken de yavaşlamadım.

Nermin Sultandı bu. Ben beklesem, o beklemezdi.

Kız Lisesi (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin