Kız Lisesi (gxg)

43.bölüm

*iyi okumalar

Derste ruhum çekilmişti. Biraz daha kalırsam öleceğime inanmıştım ki zil sesiyle rahatladım. Şu an okuldan beni atsalar, ağzımı açmadım. Hatta hemen atılmak istiyordum. Hoca çıktığında peşinden fırladım.

"Hocam telefonum?"

Topukluların üzerinde dönüp "Ne telefonu?" dedi.

Ya sabır.

"Derste aldığınız."

"Derste sen telefonla oynarken aldığım. Evet."

Kafamı salladım. Altı üstü 3 saniyeliğine Masal'a mesaj atacaktım. Lazer gözleriyle görmüştü gul yabani.

"Velini çağır" deyip gittiğinde "yuh" dedim.

"Hocam!" diye peşinden koşsamda sonradan vazgeçtim.

Buna laf anlatacağıma anneme anlatırdım. Oflaya puflaya merdivenlerden inip Masal'ın sınıfına yöneldim. Mesajı tam aramıştım bile. Sınıfına girdiğimde bana dönen kafaları umursamadan içeriye baktım. Yoktu.

"Masal tuvalette"

Alttan gelen sesle kafamı eğdim. Bu atom karınca tanıdıktı.

"Bu sefer üzerime atlamadın." diye alay ettiğimde sahtece güldü.

Masal'ın ekürilerinden yere yakın olandı. Uzun olan onunla birlikte olmalıydı.

"Öyleyse tuvalete gideyim. Görüşürüz" dedigimde benimle çıktı sınıftan.

"Sen nereye?"

"Masal'ın yanına"

Bende diyordum bunlar nasıl ayrıldı. Tuvalete birlikte girdiğimizde Masal ve uzun kızı aynanın karşısında makyaj yaparken gördüm.

"Bir kere de şaşırt beni!" dediğimde gülümseyip yanıma gelmişti.

Dudağını bir saniyeligine dudağıma değdirince şok oldum. Kızlara baktığımda hiç şaşkın durmuyorlardı.

"Biliyorlar" dediğinde kendime geldim.

"Hemen anlatmışsın"

Atom karınca "biz hep biliyorduk" diye çemkirdiğinde tek kaşımı kaldırdım.

Bu biraz beni şaşırtmıştı. Masal'ın bunlarla dost olduğunu anlasam bile yakınlıklarından emin değildim. Ama onlara bir şeyler anlatıyorsa bu sandığımdan daha yakın olduklarını gösterirdi.

"Dışarda konuşalım mı?" dediğimde "Tamam" deyip makyaj çantasını uzun olana verdi.

"Kanka çantama koyarsın."

Onay aldıktan sonra birlikte tuvaletten çıkmıştık. "Bahçeye inelim"

Aşağı inerken koluma girdiğinde kabim hızlandı. Sanırım bunlara alışacaktım. Onun bu rahatlığı beni de rahatlatıyordu. Bazılarının şaşkın bakışlarını görüyordum. O da görüyor olmalıydı. Ama hiç umursamıyordu.

Bankın birine geçip oturduk.

"Sabah baban bir şey dedi mi?"

Ben gittikten sonra olanları anlatmasını bekledim. Bacağını dizlerimin üzerine attığında elim istemsizce eteğine gitti. Biraz aşağı çekip konuşmasını bekledim.

"Biraz köpürdü ama sen gidince dindi"

"Demedi mi bir şey?"

Omuz silkip "demedi" dedi.

"Bunun ne işi var, o ne haldi falan diye sorup kızmasını falan beklemiştim."

Gülümseyip elimi tuttu. "Bana kızmaz. Büyük ihtimal akşam ilişkimizi sorar."