Kocamın Metresi

Kolay mı Sandın?

Şebnem konuşmaya başlamıştı.
Şebnem: Beni o gece yalının rıhtımında Merve öldürmeye çalışmadı. Beni öldürmeye çalışan kişi...

Ceren köşeye sıkışmıştı. Gerçekten Ceren adalete teslim mi edilecekti? Yoksa Şebnem'in adaletine mi bırakılacaktı?
Şebnem: İnci Yılmaz idi!
İnci: Ne!

1 gün sonra...
İnci o gün tutuklanmıştı. Ve İnci ne yaparsa yapsın suçsuzluğunu itiraf edemiyordu. Ceren ise odasında oturuyor ve gelecek olan felaketi bekliyordu. Eeee felaket geliyorum demezdi. Bu düşünceler ile boğuşurken Ceren bir ses ile irkildi. Odaya biri girmişti. Ve bu Şebnem idi!
Ceren gerçekten şaşırmıştı. Şebnem'i düşünüp onun yanına gelmesi çok ilginç idi.

Gerçekten Şebnem'in aklını mı okumuştu?

...
Merve aynanın karşısında makyajını yapıyordu. Bir yere hazırlanıyordu. Aynaya dikkatlice baktı. Havada ağır bir intikam kokusu vardı. Eline kan kırmızısı bir ruj aldı. Ve sürmeye başladı o sırada şu ana kadar başından geçen her şeyi düşünüyordu.
Evet Şebnem'in oyunu vardı. Ama iş birlikçisi kimdi?

O sırada aklına şu sözler gelmişti.
'Eğer suçu itiraf edersen buradan daha çabuk kalacaksın. Belki çocuğunun ilk okula gittiği günü göremeyeceksin. Ama eğer suçunu itiraf edersen çocuğunun mezuniyetini kaçırmayacaksın!'

Bu sözleri Ceren söylemişti. Kesin Şebnem'in iş birlikçisi Ceren idi! Merve ile oyuncak ile oynar gibi oynamışlardı!
Ve içinden sadece şu sözcükleri geçirdi.
'Hepsinden teker teker intikamımı alacağım!'

Merve ceketini giydi. Aşağıya indi. O sırada Kerim ona seslendi.
Kerim: Aşkım nereye gidiyorsun? Seninle hasret giderseydik.
Merve: Ufak bir işim var. Hemen gelirim. Beni merak etme.

Merve Kerim'e bir öpücük konmuş. Oradan ayrılmıştı.

...
Oya evinde oturuyordu ve planlarının bir sonraki parçasını düşünüyordu. Şu an ona bir yerden para gelmiyordu. Ve bu problemi çözmesi gerekiyordu. Evet Adnan'dan aldığı paralar onu uzun bir süre idare ederdi ama yine de ilerideki işlerini ufak ufak halletmeye başlasa çok daha iyi olacaktı.

Oya bunları düşünürken kapı çaldı. Oya gitti ve kapıyı açtı. Gelen kişi Merve idi!
Merve: Sürpriz!

....
Ceren: Direk sadede gel!
Şebnem: Ben de bir kahve içelim diyecektim ama madem öyle diyorsun..

Şebnem çantasından telefonunu çıkardı. Ve bir video oynatmaya başladı. Bu video Ceren'in Şebnem'i suya attığı görüntüler idi!

Ceren: Ne istiyorsun?
Şebnem: Şirketi!
Ceren: Ne!

...
Oya: Merve
Merve: Bir halini hatırını sorayım dedim.
Oya: Gel içeri.

Merve'nin elinde bir pasta vardı.
Oya: Onu alayim ben. Hemen servis edip yanına içecek bir şeyler getirip geliyorum.

5 dakika sonra..
Oya elinde tabaklar ile gelmişti. Tabağı Merve'yi verdi. Ve konuşmaya başladılar.
Oya: Ee söyle bakalım hangi rüzgar attı seni buraya?
Merve: Bilmem seni görmek istedim sadece. Artık aramızda bir sorun yok çünkü..

Oya pastadan bir lokma almıştı.
Oya: Hmmm. Gerçekten harika bana bunun tarifini...

Oya öjsürmeye başladı.
Oya: Sen...

Oya çayından içecekti ki bardağı yere düşürdü. Ayağa kalkmaya çalıştı. Merve kılını bile kıpırdamadan onu izliyordu
Ve artık hali kalmamıştı. Koltuğa yığılmıştı. Yavaş yavaş gözleri gidiyordu. O sırada Merve ayağa kalkmış ona doğru gelmişti.

Merve: Sen..

Oya artık yıkılmıştı. Her an bayılabilirdi.

Merve: Metres olmayı...

Ya bayılırsa ve bir daha uyanamazsa o zaman ölecek miydi?

Merve: Kolay mı sandın?

Ve artık Oya bayılmıştı....

Bölüm sonu...