|•|20.Bölüm|•|Tabii Ki Erkeğim!

12.4K 1.2K 360
                                    

        "Karanlık olmasaydı Aydın olmanın anlamı da kalmayacaktı.   "

      Yalan...

      İtaat...
  
      Kime itaat edilirdi?

      Kimden vazgeçilirdi?

      Kim için yaşanırdı?

       Peki kendisi kimdi? Neyin nesiydi?

      Ayağının ucuna gelmiş taşa gelişi güzel bir tekme attı.

        "Babam." diye mırıldandı.

        "Baba?"

        "Babacağım?"

        "Hepsi yabancı birer kelime gibi..."

          Sırtındaki çantasının kollarını tutarken ayaklarını sahilin kumlu yollarına sürttü. Şimdi o çakıllı yol bitmiş ,kumsalın kumlarına ulaşmıştı.

        "Belki de vazgeçmelisin!" diye bağırdı.

        "Pes etmek de bir seçenek!"

      Hava iyice kararmıştı. Karanlık ona resmen kol kanat geriyor, diğer herkesten koruyup kolluyordu.

       Başındaki şapkasını çıkardı ve peruğunu havalandırdı. Şapkasını ters bir şekilde taktıktan sonra derince nefes aldı.

       "Kaçabilirsin!" diyerek dalgalara doğru bağırdı.

       "Bir iş bulabilirsin!"

        Deniz sanki ona cevap veriyor gibiydi. Dalgalı ve onun gibi hırçındı.

       "Senin yaptıklarını yapamayacak milyonlarca insan var!"

       Avazı çıktığı kadar bağırdığı sıra kollarını açtı.

      "Bir kere!"

  
      Sanırım sesi kısılacaktı. Zaten yediği çileklerin etkisi geçmişti.

       "Sadece bir kere!"

        Üşüyen ellerini yumruk yaptı.

       "Diğer herkes gibi ol!"

        Dedikten sonra en son tüm gücüyle bağırdı.

        "Pes et!"

        Dağılmış saçları rüzgar ile havalanırken bir anda duyduğu sesle olduğu yerde hızla arkasına döndü.

       "Olmaz!"

        Tutku, şaşkınca açılmış yeşil gözleriyle genç adama bakıyordu.

       "Beni nasıl buldun?" dedi merakla.

        "İzin vermiyorum!" diyerek bağıran adam da denize dönmüş tıpkı onun gibi duruyordu.

        "Diğerleri gibi olamazsın!"

        Hissetsin istiyordu. Onun yanında olduğunu, ona inandığını, ona değer verdiğini bilsin istiyordu.

       "Diğerleri gibi olursan..." diye son kez bağırdıktan sonra ayakları kuma bata çıka genç kızın yanına yürümeye başladı.

       Tutku, dinmiş  ve bir köşeye çekilmiş olan öfkesi nedeniyle onu geri çevirmiyordu.

      
        "...eğer pes edersen, seni sen yapan en güzel şeyi kaybedeceksin..." diyerek yanına iyice yaklaştı.

           Kızarmış burnu, dağılmış sarı saçları, belki de dolduğu için parlayan yeşil gözleriyle harika bir manzaraydı.

Tabii ki Erkeğim!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin