|•|35.Bölüm|•|Tabii Ki Erkeğim!

10.8K 1K 558
                                    

   [İyi yolculuklar tatlım! Bizi unutma... ( ꈍᴗꈍ) neistedimneyaptim ]

     "Gökyüzü de ağlar, bir bir damlayan yıldızlarıyla..."

    Elleri ovuşturdu ve sessizce aralanan Alice Harikalar Diyarı'na açılacakmış gibi duran kapıdan içeri girdi.

      Burası sanki zamandan, devirden ve en önemlisi dünyadan kopmuş bir parça gibiydi. Bambaşka bir dünyaya benziyordu belki de...

   
       Ayaklarının altındaki, gri ve siyah renk ile çizilmiş, taşlara basarak bir iki adım attı. Odanın ortasında duran yatak dışında her şey olağan dışıydı.

      "Buraya ne yaptın?" diyebildi şaşkınca.

        Rana, odasına her girenin verdiği tepkiye alışmıştı ama ilk defa bir yabancı bir erkek için bu kapıyı açmıştı. Ve verdiği her tepki için heyecanlanmıştı...

      Odanın tabanına sanki gökyüzünde uçan bir kaya parçası çizmişti ve yatağı da o kayanın üzerindeydi. Tavan kısmı açık bir maviye boyanmıştı ve odasını çevreleyen dört duvar da ise uçan birkaç süslü kuş, bembeyaz bulutlar vardı.

        Genç kız bununla da kalmamış, odasına alınan mobilyalarını da boyamıştı. Odasının tam ortasında durup bakınca mükemmel perspektif nedeniyle her şey çok gerçekçi duruyordu.

       "Sen yürüyen bir yeteneksin!" dediğinde Rana kızaran yanaklarıyla pencere kenarına gitti.

        Berk her yere parmağını değdiriyor , her şeyi tek tek inceliyordu.

      "Ressam mısın şimdi sen?" dedi en son oval  bir bardağı alıp incelerken. Su dolu bardağın için de sanki turuncu - kırmızı bir balık var gibiydi ama tepeden bakınca  sadece su gözüküyordu. "Allah'ım çok iyi!" diyerek bardağı incelerken balık çiziminin gerçekçiliği yüzünden bardağı eğince üzerine su döküldü.

      Aniden geri çekilip bardağı yerine koyduğu sıra Rana koşarak yanına geldi ve açtığı çekmecesinden birkaç peçete çıkardı.

     
       Berk, telaşla ellerini tutup silen kıza bakarken yutkunmadan edemedi. Çok heyecanlanmıştı ve hoplayıp zıplayan kalbi hiç yardımcı olmuyordu. Üstelik genç kızın ufacık parmaklarının sıcaklığı teninde bayram şenliklerinin başlatılmasına sebep olmuştu.

        "Su sadece..." diyebildi kaçmak için.

     Rana başını iki yana salladı.

      "Hayır, bazen boyları fırçalardan çıkarmak için asetonu suyla karıştırıyordum. Burada bırakmam benim hatam." dediğinde etrafa yayılan kokuyu fark eden Berk başını salladı.

      "Sanırım çilekliydi, çok güzel kokuyormuş. Sürekli bunu kullan bence. " dediğinde ellerini silen kızın bir anda durmasıyla gözlerini odadaki çizimlerden çeken Berk genç kıza baktı.

      Rana, yanakalarının kıpkırmızı olduğunu biliyordu ama bir anda ağzından kaçınca...

      "Hayır, o... benim duş jelim..." dediğinde eli ayağı titreyerek geri çekilen Berk kıpkırmızı olduğunu düşündü.

      Yandım...

      Allah...

      Yandım...

    "Ee...sen güzel sanatlar okuyor?"

      Bir anda Amerika'dan gelip altı aydır Türkiye'de yaşamış gibi konuşunca gözlerini kapattı.

Tabii ki Erkeğim!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin