|•|23.Bölüm|•|Tabii Ki Erkeğim!

11.8K 1.1K 480
                                    

      "Unutamadığımız tek şey unutulduğumuz..."

           "Hocam? Ben Kaya ile kalabilir miyim acaba?" diyerek yavru köpek bakışlarını yapan Tutku asla ama asla , Asır'ın kendisini öpüşünden sonra, onunla aynı delikte kalmak istemiyordu.

        Ayşegül hoca kaşlarını havaya kaldırsa da genç kızın omzuna bir elini koydu ve hafifçe gülümsedi.

       "Utku, biliyorum sen bizim okulumuzun  en iyi öğrencilerindensin ve birkaç özel talebin var ama bir düşünsene; sen yer değiştirdiğinde bunu fırsat bilen diğer öğrencilerde yer değiştirmek isteyecek ve yaygara çıkacak. Eğer sana izin verip onlara izin vermezsek ne o olacak?" dedi kaşlarını kaldırarak Utku'ya bakarken. "Bu seferde öğrencileri ayırdığımız için bize kötü düşecekler. Bu yüzden..." derken omzuna iki üç kez vurdu. "Ayrıcalık bekleme!"

          Tutku yanından bir asker gibi geçip giden kadına bir müddet şaşkınlıkla baktı.

        Gerçekten delirmek üzereydi.

        "İzin vermedi sanırım. Yüzünden düşen bin parça."

        Kaya'nın sesiyle hafifçe irkilerek arkasına döndüğünde onun kendisine bakan bakışlarıyla dudaklarını büzdü.

        "Sanki asker kampı!"

         Kaya onun bu mızmız hâlini ilk kez görüyordu ve bu durum ile oldukça eğleniyordu ama yine de canını sıkan bir şeyler vardı. Genç kızın gözlerine bakarken gülümsese bile ne zaman gözleri Asır'a dönse yüzü bir buz dağından farksız bir hâl alıyordu.

        Asır'da hoşuna gitmeyen bir şey vardı. Özellikle Tutku ile bu zamana kadar yakınlarken şimdi neden ikisi farklı yönlere koşup saklanbaç oynuyordu?

      Bu durum gerçekten canını sıkmıştı.

        "Kaya? Kaya! Ne düşünüyorsun böyle?"

      Minik bir elin gözleri önünde sallanmasıyla birlikte görüş açısına bir girip bir çıkan küçük yüzle istemesizce gülmüştü.

       "Zıplamayı kes, düşeceksin!" diyerek Tutku'nun son zıplayışıyla elini beline atıp gıdıkladı.

        "Hayır! Dur...."

       Tutku refleks ile Kaya'nın ellerinden kaçıp kurtulunca ağır çantası yüzünden geri geri düşücek gibi olmuştu. Hemen dengesini koruyup koşmaya başladı.

        "Ya! O hareket de neydi? Kung fu panda mısın sen?"

      Genç kız,  Kaya'nın arkasından koşarak söylediği şeye kahkaha atarken omzu üzerinden ona bakıyordu. Yerler hafif çimliydi ama solmaya yakın garip bir rengi vardı.

         Ağaçlar ve çevre ise turuncu ile kırmızının tüm tonları arasında giden bir renge sahipti. Özellikle son bahar güneşi, göz alıcı şekilde güzeldi.

           Nefes nefese kalmış bir şekilde kendisini kovalayan Kaya'ya tekrar baktı ve istemsizce kıkırdadı. Çok mutluydu!

            -ki...

           Çantasını yakalayan birinin kendisini yukarı çekişiyle kendini portmantoya asılmış mont gibi hissetti.

        Gözleri ilk önce kısılıp kapansada merakla kendisini kimin tuttuğunu görmek için açtı.

       Kapkara gözleriyle onu öldürmek istermiş gibi bakan Asır ile zavallı kız korkudan resmen hıçkırmıştı.

         "Ne yapıyorsun be!" diyerek çirkefleşti istemeden. Sonuçta erkek adamın yakasından böyle tutup sarkıtamazdı, değil mi?

Tabii ki Erkeğim!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin