|•|37.Bölüm|•|Tabii Ki Erkeğim!

9.5K 979 251
                                    

     "Sessizce yol alıyorum, ruhun bile hissetmiyor terk edilişinin soğukluğunu.."

2. Gün

         "Nereye gidiyoruz şimdi?" diyen Tutku kendisini tutup çekiştiren adama bakıyordu.

       Asır heyecanlı heyecanlı genç kızı çekiştirirken gözleri deli gibi etrafta dönüp duruyordu. Asla ama asla hata yapmak istemiyordu. Son demleriydi.

       En son bindikleri taksiden inerken taksicinin garip bakışlarını gören Tutku, artık Asır gibi yaşıyordu hayatını.

      "Ay teşekkür ederiz canım..." diyerek çilek yemediğinden normal çıkan sesiyle elini "ayol" dermiş gibi havada sallayınca kaşları çatılan şoför ikili arabadan iner inmez gaza basıp gözden kaybolunca Tutku kahkaha atmıştı.

     Asır kaşlarını çatıp gülen kıza hafifçe gülerek baksa da belli etmemeye çalıştı.

     "Sen kime 'canım' dedin? " dediğinde Tutku gülerek genç adamın elini tuttu ve sinema salonuna doğru koşmaya başladı.

   "Aman sanki bir daha göreceğiz!"

.
.
.

         Tutku'nun seçtiği bir filme girmeden önce Asır bir mısır, iki soğuk çay, bir su bir de çikolata almıştı.

      Sinema koltuklarında yaşlanmayı düşünüyordu...

       Filmden önce yüksek sesli reklam verildiği sıra Asır sağ tarafına oturmuş, kucağında neredeyse kendisinden daha büyük bir  patlamış mısır kabına iştahla bakan çocuğa baktı.

      Sanırım şu an Tutku'ya Asır da böyle bakıyordu...

        Aksiyon filminin başlamasıyla birlikte iki genç filme kendilerini kaptırmışlardı. Arada bir fısıldaşıyor, ilerisinde ne olacağına dair kendince fikirlerini söylüyorlardı.

      Bir müddet sonra filmin duygusal kısmına gelince Asır başını yatırıp genç kızı izledi. Yeşil gözlerine vuran ışığın her renk değiştirişiyle yüzü farklı farklı parlıyordu.

      Sessiz sessiz onu izlediği sıra genç kızın bakışlarının bir an kendisine dönmesiyle utansa da gözlerini kaçırmadı.

       Sessizce uzanıp elinin üstüne elini koyduğunda Tutku iki kaşını da havaya kaldırmış, genç adama bakıyordu.

       Yarın gidecek miydi gerçekten?

       Bırakmak ya da terk etmek , ne fark ederdi?

    
       İnsan ardında iz bırakmadan gidebilir miydi ki?

       Ha iz yerde olsun, ha tende...her türlü acıtmayacak mıydı?

      İşte tam o sırada yandaki bücürükten bir ses geldi.

   "Anne, abiler neden el ele tutuşuyor?"

       Asır ve Tutku gülmemek için kendilerini sıkarken çok daha komik bir şey duydular.

     Ve koca sinemada, hiç kimseyi umursamadılar sonrasında ise kahkahaları yankılandı...

     "Ay! Yanlış görmüşsündür! Bakma evladım bakma!"

.
.
.

   Elindeki karton bardağa gülümseyerek bakan Berk'e imalı imalı bakan grup gerçekten de şaşkındı.

        "Sen iyi misin?" Dedi Anıl en son Rüya'ya göz ucuyla bakarak. En sonki kavgadan , daha doğrusu azarından sonra, pek kendisine bakmamıştı.

Tabii ki Erkeğim!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin