Yepyeni bir hikaye ile merhabalar :))
Şu an kurgu olarak tamamladığım hikayeyi sizlerle paylaşıyorum ve umarım beğenilir.
Yorumlarınızı bekliyorum
İyi okumalar :)Saatin kaç olduğundan en ufak bir fikrim yoktu çünkü kendimi uykunun kolların bırakmak ve ruhumu uykuya satmak, kalkıp işe gitme fikrinden daha cazip geliyordu. Nitekim bende öyle yapmayı düşünüyordum. Yatağın içinde bedenimi daha çok gerdikten sonra istemeyerek gözlerimi açtım ve beyaz tavana baktım. Evet evet istemeyerek de olsa uyanmıştım ve hazırlanıp işe gidebilirdim. Ama sıcacık rahat yatağımı bırakmayı zerre istemiyordum. Ayaklarımı yataktan sarkıtıp sıkıntıyla nefesimi dışarıya verdikten sonra yataktan kalktım. Lavaboya gideceğim sırada gözüm cama takıldı. Aslında dışarıda oturan babama ve üvey ablama. Babamın ilk evladı sayılmazdım ama asla ayrım yapan bir insan değildi. Sadece benim işime son derece bağlı ve sevdiğimi düşünüyordu. Ah hadi ama! kim evde tüm gün oturup, tıkınmak ve uzanıp hantal hayat yaşamak yerine işe gitmeyi seçerdi ki? Ben kesinlikle tüm gün yataktan çıkmayan insanları destekliyordum. Ablamın ayağa fırlaması ile daldığım yerden bakışlarımı çekip ona baktım. Harika bir elbise giymiş, güne yine son derece enerjik başlamıştı. İçeriye giren ablam Evrim'in ardından babamın mutlu bir şekilde kahvesini içmesini izledim. Annemin ölümünden sonra kendisini daha yeni yeni toparlamaya başlamıştı. Uzun süre kendi köşesine çekilmiş kimseyle konuşmamıştı. Annem erken yaşta vefat etmişti bendeki boşluğu çok fazlaydı. Doya doya birlikte vakit geçirememiştik. Gözlerimin babamı bulanıklaştırması ile kendimi toparladım. Ağlamanın sırası değildi çünkü iş bekliyordu beni. Torpilli bir insandım ama emeklerimle girmiştim işime. Babamın yakın bir arkadaşının yanında çalışıyordum ama bilgisiz bir şekilde değildi. Bir hevesle matematiğe olan ilgim yüzünden sayısalcı olmuştum ve muhasebe bölümünü bitirip staj gördüğüm yerde kalmış ve işimden, ortamdan keyif almıştım. Ama annemin vefatından sonra hevesle yaptığım, başladığım işlere ilgim azalmış hatta yok olmuştu. Babamı mutlu etmek adına devam ediyordum. Tabii bir de Cem için gidiyordum iş yerine. Patronumun oğlu ve en yakın arkadaşım. En önemlisi kendisine arkadaşlık dışında daha yoğun duygular beslediğim ama kendisinin asla haberi olmayan kişi içindi bu direnişlerim. Son derece yakışıklı biriydi ve çok iyi bir insandı. Uzun zamandır süren arkadaşlığımız boyunca ona bir kez bile olsun hislerimi anlatamadım. Çünkü...
"Sen hâlâ hazırlanmamışsın bile Esin. Umarım ileride çocuğum senin gibi uyuşuk olmaz." Evrim'in aniden ona girmesi ile korkudan sıçradım ve kaşlarımı çatarak ona döndüm. İnsan bir kapıyı tıklatırdı değil mi!
"Bence benim gibi güzel bir kızın olcağı için sevinmelisin." Alayla sırıtıp camın önünden çekilirken Evrim odama girdi ve dağınık olan yatağın üzerine oturdu.
"Sevimsiz şey seni. Şu esmer oğlan mı alacak seni arabasıyla? Hani gülerken gözleri kısılan ve senin de bu durumu çok sevdiğin kişi. O yüzden geç hazırlanıyorsun değil mi?" Evrim sinsice sırıtırken esmer oğlan kısmına takıldı kafam. Evet Cem'in cem olduğunu söylemeden bazı şeyler anlatmış ve yaptığı her küçük hareketten kendime pay çıkarıp coşkulu bir şekilde anlattığım için hayatımda birinin olduğu imajı çizmiştim. Evrim'e her şeyimi anlatırdım ama bu konuyu gizlemiştim çünkü bazen boş boğazlık yapabiliyordu. Ayrıca Cem ve babası bizim eve akşam yemeklerine gelen insanlardı ve Evrim çok rahat bir şekilde ağzından kaçırabilirdi gizli şeyleri.
Üvey olması bir şey ifade etmiyordu çünkü o ablamdı ve beni sevdiğini biliyordum. Uyuz olmasına rağmen ben de onu seviyordum."Müsaade edersen eğer hazırlanacağım." Kibarca Evrim'i odamdan kovarken şüpheli gözlerle yatağımdan kalktı ve karşımda dikildi. Sorgusunu neden sabah sabah yapıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader Bağı (Tamamlandı)
RomanceÇaresizce etrafına bakındı, küçük bir mucize istiyordu ve bu mucizeyi karşısındaki adamın sağlayacağını biliyordu. Belki çok iyi tanımıyordu bu adamı ama başka hiçbir seçeneği yoktu. Söylediği yalanı kurtarmanın başka yolu yoktu. Umut dolu gözlerle...