10K çok teşekkürler herkese ♥️
İyi okumalar :)
Evrim'in getirdiği küçük süs eşyasını hediye paketi yapıp poşete koyarken duvarda takılı olan saate baktım. Yemek için vakit geliyordu ve ben hiç hazır değildim. Görünüş olarak değil ruhen hazır hissetmiyordum. Poşeti sıkıca tutup Evrim'in gelmesini bekledim. Zehra abla tepside pirinç ayıklarken kendi kendine mırıldandığı parçayı söylemeyi kesmiş bakışlarını bana çevirmişti.
"Sen bu oyun bitti dedin şimdi ne bu durum?" Merakına hak veriyordum. Ben de bitti diye düşünmüştüm ama pek öyle durmuyordu.
"Bilmiyorum Zehroş...Evrim'e pat diye anlatmaktan ve vereceği tepkiden çok korkuyorum." Ablama Cem'i bir zamanlar sevdiğimi söylesem neler olurdu kim bilir!
"Ablana düzgün bir dille anlattığın vakit senden nefret edeceğini düşünmüyorum kuzum." Zehra abla tekrardan pirinçlerle uğraşmaya devam etti.
"Asıl neden bu değil bence." İmali ses tonu gülüşüyle birlikte çok iyi uyum sağlamıştı.
Doğru söylüyordu. Evrim sadece bir iki gün kızgın olurdu sonrasında yumuşardı. Kızgınlığı da ona en başından anlatmadığım için olurdu ama bu benim aklıma ve kalbime söylediğim bir bahaneydi.
Servan'dan kopmak istemiyordum. Tutunduğum tek gerçekti bu yalan ve bahane."Hayır sadece ona alıştığım için zor geliyor bitirmek hepsi bu kadar." Beni eski karısına benzettiği için yanımda olduğunu söylesem Zehra ablanın da bakış açısı değişecekti ona karşı. Evdekilerle arası çok iyiydi ve ben bunun bozulmasını hiç istemiyordum.
"Okan ne iş peki?" Zehra abla göz kırpıp üst katı işaret etti. Henüz Okan'ın niyetini bende tam anlamıyla bilmiyordum. Sadece Evrim'i beğenmişe benziyordu. Kafasını duvara çarpacak kadar çok beğenmişti.
"Onunla da yeni tanıştık çok tanımıyorum." İyi biriydi hatta aşırı eğlenceliydi ve bu gecenin kurtarıcısı belki de o olacaktı.
"Hadi hayırlısı." Zehra abla yine imalı imalı bakış atıp tepsiyi alıp mutfağa giderken gözlerimi kıstım. Okan ablamla birlikte olsa güzel olurdu aslında.
Evrim'i üzeceğini sanmıyordum ama en son bu kelimeleri Cem için düşündüğümü hatırlayınca yüzümü buruşturdum.
Kimin ne olduğu belli olmuyordu ve Servan da bunun en büyük örneğiydi."Hazırım ben çıkabiliriz." Sesin geldiği yöne bakınca Evrim'in gayet şık olduğunu fark ettim. Ne giyerse giysin harika duruyordu. Saçlarımı tek omzumda toplayıp ona doğru ilerledim. Ona oranla daha sade giymiştim ve süslenecek havamda değildim.
"Senin arabanla mı?" Sorumla birlikte hızlıca kafasını salladı. Akşamın stresine boyun eğip kapıya doğru ilerledim.
-
Okan'ın geldiğimizden beri elinden düşürmediği süs eşyasından bakışlarımı çektim ve kaçamak bakışlarla Servan'a baktım. Telefonuyla uğraşıyordu ve ben meraktan kuduruyordum. Biriyle konuştuğu için değildi aslında kudurmam. Sadece öğlen yediğimiz yemekten sonra daha ilgili olur diye düşünmüştüm.
"Çok güzel bir zevkiniz var." Okan elindeki eşyayı bırakmadan tüm içtenliğiyle Evrim'e gülümsedi.
"Teşekkür ederim." Ve Evrim'den atak gelmişti. Aynı Okan gibi içten gülümseyip utandığını çok net görebiliyordum.
"Yemeğe geçsek mi artık?" Servan sonunda telefonunu elinden bırakıp ortama dönebilmişti.
"Olur geçelim." Okan ayaklanıp mutfağına doğru giderken Evrim'in de ayaklanışını izledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader Bağı (Tamamlandı)
RomanceÇaresizce etrafına bakındı, küçük bir mucize istiyordu ve bu mucizeyi karşısındaki adamın sağlayacağını biliyordu. Belki çok iyi tanımıyordu bu adamı ama başka hiçbir seçeneği yoktu. Söylediği yalanı kurtarmanın başka yolu yoktu. Umut dolu gözlerle...