Bu bölümü ilahi anlatımla okuyacaksınız çünkü her iki tarafın duygularını net bir şekilde yazıya dökmek istedim. Bir de farklılık olsun diye çünkü açıkçası ilahi anlatıma daha yatkınımdır ve beni ilk kez bu kitapta tanıyanlarınız var. Onlar da bir görsün ilahi anlatımımı :)Sizleri seviyorum ve 125K için çok teşekkür ediyorum. Her bölüm oyunu ve yorumunu esirgemeyen herkese kucak dolusu sevgiler ♥️
busrabozkurt__2002 mnfkaya85 Hilalay638 xwxwgece kitapkurdu8265 yoldasmnr 06kanar (unuttuğum varsa affola)
Her bölüme yorum yapıp eğlenceli bir sohbet başlattığınız için sizlere de çok teşekkür ederim yüreği güzel arkadaşlarım 🌸İYİ OKUMALAR :)
3 Yıl Sonra
Elindeki davetiyeyi dosyasının arasına koyup ekrandaki uçuş saatlerini inceledi. Yarım saat sonra uçuşu vardı ve yıllar önce ayrıldığı yere dönecek olmanın hem heyecanını hem de hüznünü yaşıyordu Yekta. Kalbini yıllar önce çıkarıp bir kutuya kilitlemiş ve tüm pişmanlığı, yalnızlığıyla gitmişti doğma büyüme ülkesinden. Gitmezse yapacaklarından korkmuştu aslında. Mavi gözlü ve güzel kokulu kadını...kadınını görmek için elinden geleni yapardı ve sonuçları kendisini korkutmuştu. Esin'in o zamanlar gözlerinde gördüğü nefreti bir saniye bile olsun unutmamıştı. Her gözünü kapattığında karşısına çıkıyordu nefretle bulanmış kırgın mavi gözler...
Esin'in kırgınlığı onu Bade'ye benzetmesiydi ama durum bu değildi. O gün sadece Esin için korkmuştu. Telaşı, siniri Esin içindi. Ama kadın bunu yanlış anlamıştı. Bebekle ilgili söylediği sözleri her hatırladığında yutkundu. Yutkunması boğazına takılıyor ve nefes alamayacak boyuta getiriyordu. Dememeliydi...söylememeliydi o iğrenç lafları.
Son kez canlı kanlı gördüğü kadınla yaşadığı anı ürpermesine neden oldu. Huzursuzca yerinde kıpırdanırken terapistinin söylediği kelimeleri kendine hatırlattı.'Geçmişi değil geleceğe bakıp yeşerecek hayaller kurmalısın.' Öyle yapması gerekiyordu. Bade'nin olayını zor atlatmıştı kabul ama kadına olan sevgisi sadece takıntıydı. Yekta sadece aldatılmayı yedirememişti...ve kendisini aldatan bir kadını unutmayıp başka biriyle başladığı aşkına dahil etmişti. Yapmaması gereken yerde burnunun dikine gidip küçük bir oyuna kanmış büyük yalanlar söylemişti.
Ancak Esin'i ne yaparsa yapsın unutamıyordu. Ondan sonra tek bir kadına bile dokunmamıştı...başka koku koklamamıştı.
Yekta şu an acizdi ve yavaş yavaş tükeniyordu. Nasıl dayanmıştı 3 yıl?
Sahi 3 yıl geçmişti değil mi?
Eğer o akşam o olaylar olmasıydı şu an ne yapıyor olacaktı? Bebeğini gezdiriyor ya da Esin'le güzel bir tatile çıkıyor olabilir miydi?"Sir, your paper has fallen." Yanında oturan adam Yekta'nın kıpırdanmasıyla düşen kağıdı gördü ve söyleme gereği duydu. Ama Yekta daldığı yerden ne bakışlarını kesmişti ne de kulak vermişti. Bu yüzden adamı dürtüp kağıdı gösterdi ve cümlesini tekrar etti.
Yekta, yanındaki adamın söylediklerini anlarken hangi kağıdın düştüğünü görmek için eğildi elindeki dosyasını sıkıca tutarak.
Her akşam bakarak uyuduğu kağıdı avucunun içine alıp derin bir nefes verdi."Thanks a lot!" Yanındaki adama teşekkür edip ultrason görüntüsün ceketinin cebine koydu. Dosyanın içine koymak iyi fikir değildi ama çalıştığı vakit o resme bakmak içini yakıyor ve işine daha sıkı bağlanmasına neden oluyordu. Gerçek dünyaya dönmesine yardım ediyordu.
Geri döneceğini kimseye söylemişti. Okan'la bile görüşmüyordu. Son yaptığı olaydan sonra arkadaşının da tepkisi ağır olmuştu. Aydan aya sadece facetime görüşmeler yapmışlardı. Herkesin öfkesi Yekta'nın boynuna dolanıyordu.
Gelme gibi bir düşüncesi de yoktu ama Kenan'ın kardeşi evleniyordu. Kenan'ın düğününe bile gidememişti ve şimdi yine gitmese ayıp olacaktı. Biraz kafa dağıtması gerekiyordu ve belki...
Belki Esin'i görebilirdi...şans eseri ya da planlı şekilde. Yapmaya hakkı yoktu ama kalbi mantığını ele geçirmişti. Duyduğu anons dikkatini dağıtırken kafasını kaldırıp ekrandaki yazılarıla okudu. Uçuş saati geliyordu. Küçük valizini tutup ayağa kalkarken heyecan tüm bedenini sarmıştı şimdiden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader Bağı (Tamamlandı)
RomanceÇaresizce etrafına bakındı, küçük bir mucize istiyordu ve bu mucizeyi karşısındaki adamın sağlayacağını biliyordu. Belki çok iyi tanımıyordu bu adamı ama başka hiçbir seçeneği yoktu. Söylediği yalanı kurtarmanın başka yolu yoktu. Umut dolu gözlerle...