🍂4.4 Kim Bu Kadın?🍂

20.3K 1.1K 108
                                    



İYİ BAYRAMLAR :)

İYİ OKUMALAR :)

Dila, boynunda asılı olan madalyanın üzerindeki şekillere bakarken mutlu hissediyordu. Özellikle ilk üçe giremeyen arkadaşlarına da rozet tarzı iğneli bir şey takmıştı öğretmeni ve buna da sevinmişti. Çünkü ne kadar kazanmayı sevse de diğer arkadaşlarının bir şey alamaması kendisini üzerdi. Yaptıkları maket okulunda kalmıştı. Sergi bölümüne koyulacaktı ve yapılan kermeste gösterilecekti. Çok güzel bir maket yapmışlardı arkadaşı Servan sayesinde. Aslında Okan'cığı yerine Servan'cığı geldiği için mutluydu. Çünkü arkadaşının hem resim hem de el becerisi çok iyiydi. Kazanacaklarını bu yüzden biliyordu önceden.
Arabanın durmasıyla kafasını madalyadan kaldırıp camdan dışarıya baktı. Eve gelmişlerdi ve annesi bahçenin kapısından kendilerine bakıyordu.

"Buyrunuz küçük hanım." Yekta uzanıp çocuğunun emniyet kemerini çözerken bakışlarını dışarıdan kendilerini izleyen kadından ayırmadı. Gözlükleri sayesinde ona baktığını da anlamayacaktı ki arabanın camı siyah filmle kaplıydı.

"Yayın göyüşüyüz Şeyvan'cım." Dila kemeri çözülür çözülmez uzanarak arkadaşının yanağına öpücük kondurdu. Sakalları yine batmıştı ve yüzünü istemeden buruşturmak zorunda kaldı.

"Şakallayını keşmelişin." Gerçekten kesmeliydi yoksa bu şartlar altında teşekkür öpücükleri veremeyecekti. Yekta ise kadından bakışlarını çekip kendisinden sakallarını kesmesini isteyen kızına baktı. Annesi sakallarını severken kızı beğenmemişti. Kızı için keserdi ama sakallarını.

"Senin için keserim tabii." Kendi boynunda da asılı olan madalyayı düzelten kızına tüm içlenliğiyle gülümsedi. Babalara da madalya verilmişti.

"Hayika biy takım olduk şeninle." Dila, arkadaşının ters dönen madalyasını düzelttikten sonra daha fazla annesini bekletmemesi gerektiğini fark etti. Küçük çantasını kucağına alırken arabadan inen adamdan bakışlarını çekmeden çantasını sırtına takmaya çalıştı. Arkadaşı kapısını açıp inmesine yardım ederken kendisini kucaklaması hoşuna gitmişti.

"Biyinci olduk Şeyvan'cımla." Dila, bağırarak madalyasını kaldırıp annesine bakarken Esin gördüğü manzaraya şaşırmamıştı. Kızıyla Yekta'nın arası çok iyiydi. Dila, babası olduğunu bilmediği halde aralarında bir bağ oluşmuştu.

"Tebrik ederim bebeğim." Esin , Yekta'ya bakmamaya çalışarak kucaktan inip kendisine doğru gelen kızına eğildi.

"Şeyvan bize gelebiliy mi? Ona odamı göşteymek iştiyoyum." Dila ellerini birleştirip çenesinin altında tuttu ve kocaman gözlerle annesine baktı. Hayır dememesini istiyordu çünkü.
Esin ise kızının bu haline dayanamıyordu. Ama içeriye gelirse babası hiç iyi şeyler söylemez ve Dila için de kötü olabilirdi bu durum.
Muhtaç bir şekilde adamın gözlerine baktı. Eve gelmesi hiç iyi olmazdı. Yekta anlayışla kafa sallayıp eğilerek Dila'yla aynı hizaya geldi.

"Benim çok ama çok önemli bir toplantım var...ödev gibi düşün bunu. Şirkete geri gitmem gerekiyor ama en kısa sürede senin odanı görmeye geleceğim." Yekta kızının yanağını okşayıp kendisine küsmemiş olmasını diledi.

"Şöz mü?" Annesinin gözlerine oranla bir tık koyu olan mavilikler merakla kendisine bakarken ufak bir kaçamak bakış attı Esin'e. Tepesinde topladığı saçları açıkken daha çok seviyordu. Omuzlarından dökülen ipeksi saçların kokusunu içine çekmek istedi. Esin'in yüzündeki belirsizlikten cesaret alıp geri kızına döndü.

"Söz veriyorum..." Yekta tekrardan hızlıca yanağına öpücük almıştı ve keyfi son derece yerindeydi.
Annesine doğru ilerleyen kızının ardından bedenini doğrulttu.

Kader Bağı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin