İyi okumalar :)Cem'in hem ablama hem de babama yaptığı saygısızlıkla birlikte evdeki huzursuzluk gitmek bilmiyordu. Babamın bu sinirli hallerini ömrü hayatımda ilk kez görüyordum ve bir şeyler söylemeye çekiniyordum. Ancak Zehra abla bir kaç saat önce cesaret bulup babamla konuşmuştu ve onu halamın yanına yazlığa göndermeye ikna etmişti. Babam için kafa dinleme gibi bir durum olacakken Evrim'in sıkıntısı ve üzüntüsü bu evde kalacaktı. Kucağımdaki yastığı sıkıca kavrayıp çenemi yasladıktan sonra sıkıntıyla evin içinde dur atan babamı izledim. Dün evde olmama bir şey dememişti çünkü Cem'in yaptığı hareket dikkatini tamamen çekmesine yetmişti. Bakışlarım yavaşça diğer koltukta oturan ablama kaydı. Gözleri dolmuştu ama ağlamamak için kendisini tutuyordu. Ben olsam şimdi şarıl şarıl ağlıyor olurdum. Servan sayesinde yeterince ağlamıştım ve aklım o kadar saçma olaylarla doluydu ki şu anki durumum yine ağlamaya müsaitti.
"Haldun gibi bir adamdan nasıl böyle bir çocuk çıkmış anlamış değilim." Kapının ağzında duran küçük valiz babamın uzun süre yazlıkta kalmayacağına işaretti.
"Eğer size yaklaşmaya çalışırsa bundan haberim olacak." Tehditkâr bakışlarını hem ablama hem de bana çevirdi.
"Servan'a söyle arada size göz kulak olsun." Servan'ı düzgün biri sanıyordu babam ama yaptıklarını bilse onu da yaklaştırmazdı yanıma. Ancak Servan'ın söz dinleyeceğini sanmıyordum böyle bir olasılıkta."Kendi başımızın çaresine bakabiliriz." Servan'a gerek yoktu. Cem ne gibi bir zarar verebilirdi bize?
"Esin!" Babamın bağırmasıyla koltuğa daha çok yapıştım. Sinirli adama ters düşmek iyi değildi. Yardım dilenircesine Zehra ablaya baktım ama o bile korkmuştu.
"Tamam baba." İtiraz etsem hayatta gitmezdi ve biraz sakinleşip rahatlaması gerekiyordu. Nereden bilecekti Servan'a haber vermediğimi? Yalandan verdiğimi söylerdim malum yapmadığım bir şey değildi. Kabullenmemle birlikte babam kızgın bakışlarını bizden çekti ve valizine doğru ilerledi.
"Sana emanetler." Babam valizini kaptığı gibi Zehra ablaya dönmüş tembih verdikten sonra bize havadan öpücük gönderip salondan ayrılmıştı. O kadar çok sinirliydi ki bize sarılmamıştı bile. Kucağımdaki yastığı yanıma bıraktım ve ayağa kalktım. Babamı uğurlamaya yeltendim ama Zehra abla önüme geçerek durdurdu beni.
"Hiç gitme bence kuzum." Zehra ablanın tedirginliği beni de etkilemişti. Mantıklı düşününce gitmemin yanlış olduğunu idrak ettim. Keyfi zaten yerinde olsaydı bizi öpüp sarılmadan gitmezdi.
"Gidiyor zaten." Evrim ayaklanmış dışarıya bakarken babamın arabasının çalıştığını gördüm. Araba uzaklaşırken dudaklarımı büzdüm. Onu bu şekilde göndermek içimi rahatlatmamıştı.
"Sen de Servan'ı hasta haliyle yorma. Haber verirsen gelir buraya çünkü." Evrim'in düşünceli halini görünce gülmek istedim. Servan kendisini öyle bir acındırmıştı ki...ablam hasta olduğuna inanmıştı. Bir bilse öyle olmadığını onunla konuşmazdı Evrim.
"Yok zaten aramız bozuktu ben vicdanen dün bırakamadım onu." Kendimi mi yüceltmiştim şimdi? Sözde acıdığım için yanında kalmıştım ama oysaki ilişkimiz bitmek üzereydi(!)
Zehra abla gözlerini kısarak Evrim'in şaşkınlığına ortak olmuştu. Saçma bir cümle kurmuştum ve şaşırmaları çok normaldi.
"Sanırsam ayrılabiliriz." Toparlamaya çalıştım ama başarabildiğim söylenemezdi."Durup dururken neden böyle oldunuz?" Evrim kaşını kaldırmış bana dikkatle bakarken Zehra abla gerçekleri bildiğinden ayrılmaya değil yanında kalmama şaşırmıştı.
"Çünkü...-" Kapının sertçe vurulmasıyla yerimden sıçradım. Tüm gücüyle kapıya abananın kim olduğunu tahmin edemezken cama doğru ilerledim.
Evrim telefonunu ararken perdeyi hafifçe araladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader Bağı (Tamamlandı)
RomanceÇaresizce etrafına bakındı, küçük bir mucize istiyordu ve bu mucizeyi karşısındaki adamın sağlayacağını biliyordu. Belki çok iyi tanımıyordu bu adamı ama başka hiçbir seçeneği yoktu. Söylediği yalanı kurtarmanın başka yolu yoktu. Umut dolu gözlerle...