İyi okumalar :)
Gelen yorumlar ve mesajlar için çok teşekkür ediyorum. Ayrıca shoplar çok güzeller 🖤Bilgisayarın başında satış kayıtlarına bakarken kendisini parfüm banyosuna sokan Özge'nin şarkı mırıldanmasıyla kafamı kaldırdım. Her seferinde bu enerjiyi nereden bulduğunu merak ediyordum.
Siyah uzun saçlarını geriye savurup gözlüklerinin üstünden bana gülücük yollayıp telefonuna gömülürken şakaklarımı ovaladım. İşe zamanında gelmiş saatlerdir bilgisayar ekranına bakmaktan gözlerim ve başım ağrımıştı. Bir umut Yekta beyi görürüm sanmıştım ama ne kendisinden ne de isminden ses seda yoktu. Sanki ortaklık yaptığımız şirket sırlara gömülmüştü. Cem'i de görememiştim. Yoksa ona sorar bilgi almaya çalışırdım. Ayrıca bu adamı neden bu kadar merak ettiğimi bilmiyordum. Görüp ne yapacaktım sanki? Bakışlarım hızlıca Özge'ye kaydı.
Öğle yemeği arası gelmesine az kalmıştı ve Özge sevgilisi ile buluşmak için hazırlanmaya başlamıştı."Yeni patronu gördün mü?" Merakıma yine engel olamamıştım. Özge, bu kat olsun diğer katlar olsun insanlarla muhabbet içerisindeydi ve iyi dedikodu yapardı. Belki birinden duymuş olabilirdi.
"Canlı olarak göremedim ama evli olduğunu duydum. Zaten buradaki herkes ya evli ya yaşlı. Şans yok yeminle." Özge itiraz ede ede trençkotunu giyerken dudaklarımı birbirine bastırdım.
Sevgilisi olmasına rağmen burada bekar birini bulsa sulanacaktı. Özge'nin tek bir erkeğe bağlı kalamadığını biliyordum ama sevgilisi varken başka bir sevgili ihtimali düşünmek fazla değil miydi?"Evli yaşlı huysuz bir patron demek..." Diğer patronumuz Haldun amca iyi biriydi ama gerek karısı ile kavga ettiği zamanlar huysuz ve sinirli birine dönüşebiliyordu. Aynı durumun yeni patron Yekta beyde olmamasını isterdim.
"Cem beyin yardımcısı görmüş adamı ve son derece etkilenmişti ama evli. Karısı şanslı olmalı." Özge rujunu tazeleyip cep aynasından kendisine bakarken Yekta beyi daha çok merak etmeye başlamıştım. Orta yaşlarda dinç belkide kendisine bakan biri olduğundan yaşlı durmayıp genç kızların dikkatini çekebilirdi. Ama merakımın sebebi bu değildi. Asıl anlamadığım inşaat şirketiyle bizim ne işimiz olabilirdi? Bu adam ne diye ortak olmuştu bu fabrikaya?
"Ve sanırsam bugün toplantıları varmış. Tahminen buradadır." Özge çantasını koluna atıp bana öpücük gönderdikten sonra gitti. Demek Yekta bey buradaydı. Cem'in toplantıda olup olmadığını merak etmiştim. Umarım toplantıya katılmıştır çünkü haberleri ondan alabilirdim. Sandalyemi geriye çekecekken çalan telefonumla masaya geri uzandım.
Ekranda gördüğüm isim kısa süreli donmama sebep olurken etrafıma bakındım. Birinin telefonla konuşurken beni dinlemesinden hoşlanmazdım."Efendim?" Kurşun kalemle masaya küçük çiçekler çizerken duyduğum ses ile gülümsedim.
"Hadi yemek yemeye gidelim."
Kesinlikle böyle bir şey duymayı beklemiyordum. Kalemi bırakıp bilgisayarı kapatırken dediklerine anlam veremedim.
"Nasıl yani?" Ben ve saçmasapan sorularım yine kendisini göstermeye başlamıştı. Çantamı ve yağmurluğumu alırken hızlı adımlarla yürüdüğümün farkında değildim. İnsanlara çarpmadan ilerlemeye çalışırken orta yaşlarda bir adamı görünce adımlarım yavaşladı. Elinde dosyalar ve evrak çantasıyla uyumlu takım elbisesinin içinde olan adam yeni patronum olabilirdi. Hafif beyazlaşan saçları kendisine değişik bir görüntü yaratıyordu ve ben adamı sadece yan profilinden görebilmiştim. Telefonun diğer ucundaki nefes dikkatimi toplamaya yeterken adımlarımı tekrardan hızlandırdım.
"Yemek yemenin neresini anlamadın?" Servan ve mantıklı soruları beni nakavt ederken çıkışa ilerledim ve kendimi dışarıya atmamla kırmızı lamborghiniye yaslanan Servan'ı görmek nefesimi hızlandırmıştı. Gözündeki güneş gözlükleri ile ne kadar havalı durduğundan bir fikri var mıydı acaba?
Sportif görünümü bu adama çok yakışıyordu. Hâlâ kulağımda olan telefonu kapatıp çantama koyarken sabahın erken saatine oranla düzelen hava modumu yerine getirmişti. Yağmuru severdim ama rüzgarla beraber havanın soğuk olmasından hoşlanmazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader Bağı (Tamamlandı)
RomanceÇaresizce etrafına bakındı, küçük bir mucize istiyordu ve bu mucizeyi karşısındaki adamın sağlayacağını biliyordu. Belki çok iyi tanımıyordu bu adamı ama başka hiçbir seçeneği yoktu. Söylediği yalanı kurtarmanın başka yolu yoktu. Umut dolu gözlerle...