250+K harikasınız...tek kelimeyle harikasınız♥️İYİ OKUMALAR :)
Eylül, garip bir şekilde birbirine odaklanmış ikiliden bakışlarını çekemiyordu. Ama biraz daha ayakta dikilirlerse açlıktan bayılacaktı. Arkadaşının kolunu hafifçe sıkıp Yekta'ya döndü.
"Hoş geldin Yekta...nasılsın?" Eylül, Esin'i yemek masasına doğru yavaş yavaş ilerletirken Yekta'nın gayet keyifli olduğunu fark etmişti.
"Sofraya buyur lütfen." Eylül boşta kalan eliyle masayı gösterip adamın geçmesini işaret ettikten sonra kendi sandalyesini çekti.
"İyiyim ve teşekkür ederim. Seni de gayet iyi gördüm." Yekta, Eylül'e gülümseyip kendisine kısık gözlerle bakan Esin'e döndü. Üstüne giydiği dar bluz ile bütün kıvrımları belli oluyordu. Üstelik kadının kesinlikle göğüsleri büyümüştü ve Yekta onlara dokunmayı özlemişti.
"Evet evet gayet iyiyim ve çok açım." Eylül, yemekleri beklerken Esin'in ayaklanmasını şaşkın gözlerle izledi.
"Ben...ben bir lavaboya gideyim." Esin, masadan hızlıca kalkıp lavaboya doğru giderken Yekta'nın bakışları sırtında dolandı. Eylül, hâlâ şaşkınca olanları izlerken Yekta'nın da ayaklanmasıyla şaşkınlığı daha çok arttı.
"Telefon çalıyor...müsaadenle." Adamın da aynı hızla kalkışıyla gülümsedi Eylül. Telefon olayı eski bir numaraydı ve Eylül asla yutmazdı.
"Herkes nereye kayboldu?" Kenan'ın sesi kulaklarına vardığında oturduğu yerden arkaya baktı baktı Eylül. Kocası masaya doğru yaklaşırken nasıl bir açıklama yapacağını düşünüyordu.
"Yekta'nın telefonu çaldı. Esin de..." Lavaboda demesi iyi olur muydu? Çünkü arkadaşını biriyle fingirdeşiyormuş gibi göstermek istemiyordu.
Kenan sandalyesini çekip karısının yanına oturduğu sırada saatini lavaboda unuttuğunu hatırladı.
"Saatimi unuttum lavaboda." Kenan ayaklanacağı an Eylül, kocasının koluna yapıştı. Büyük ihtimal şu an diğer ikili lavabodaydılar ve Kenan'ın onları basması hiç iyi olmazdı.
"Olmaz çünkü...seni ne kadar özlediğimi görmüyor musun?" Eylül yakaladığı kolu şimdi de okşamaya başlamıştı. Kocasının dikkatini ne kadar hızlı dağıtırsa o kadar iyiydi. Kenan'ın bakışları yüzünden aşağıya, eline doğru indi. Eğilip elinin üstüne öpücük kondururken oyuna gelen Eylül olacaktı adam biraz daha öpmeye devam ederse.
"Sen benim ne halde olduğumu göremiyor musun?" Kenan, karısının eline bir öpücük daha kondurup kafasını kaldırdı. Utanmadan dudaklarını karısının dudaklarına bastırırdı ama her an Yasemin hanım gelebilirdi yemekleri bırakmak için. Bu yüzden sadece uzanarak karısının yanağına öpücük kondurdu.
Eylül ise aşık olduğu adamı izledi sadece.__
Esin, lavaboya varır varmaz arkasından kapıyı kapatacaktı ama bir şey engel olmuştu. Ne olduğuna dönüp baktığında karşısında Yekta'yı görmeyi beklememişti. Kendisini içeriye itekleyen adamın gücüyle birlikte kalçası ve sırtı duvara çarptı. Ne olduğunu idrak ederken Yekta da içeriye girmiş ve kapıyı kapatmıştı. Esin, adamın bu yaptıklarına anlam veremiyordu. Oysaki birkaç gün önce gayet anlaşılır konuştuğunu düşünüyordu. Neden zorluyor ya da köşe kapmaca oynuyordu kendisiyle?
"Biri gelecek şimdi." Esin, nerede olduklarını fark ettiğinde endişe kaplamıştı içini. Kenan'ın, Eylül'ün ya da başka birinin görüpte yanlış anlamalarını istemiyordu. Sanki ne yapıyorlardı! İçindeki diğer sesi bastırıp kapıya doğru ilerledi. Eli kapının kulbuna dokunacağı sırada Yekta tek bir hamleyle bunu engellemişti. Esin, kolunu kavrayan adama ters bir şekilde bakarken bedeni tekrardan duvara çarptı. Ama bu kez onu engelleyen bir diğer şey ise adamın vücuduydu. İki sert zemin arasında sıkışıp kalmıştı. Ağlasa mı? Sevinse mi? Bilemiyordu. Kafasını eğip dikkatini dağıtan yüzden bakışlarını çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader Bağı (Tamamlandı)
RomanceÇaresizce etrafına bakındı, küçük bir mucize istiyordu ve bu mucizeyi karşısındaki adamın sağlayacağını biliyordu. Belki çok iyi tanımıyordu bu adamı ama başka hiçbir seçeneği yoktu. Söylediği yalanı kurtarmanın başka yolu yoktu. Umut dolu gözlerle...