İyi okumalar :)
Bu kez şarkı armağan ediyorum sizlere:)) radyoda çalan şarkıyı ekledim...mnfkaya85 ♥️
2 dürüm yemenin verdiği şişkinlikle mide spazmı geçirmeme az kalmıştı. Özellikle arabanın sallanıp durması yediklerimi daha çok ağzıma getiriyordu. Üstelik yanımdaki adamla konuşmuyordum çünkü kebabı çatal bıçakla yememi beklemiş hatta ellerle giriştim diye dalga geçmişti. Hangi allahın kulu lavaşa sarılacak ve içine bol bol salata ve ezme konulan dürümü çatal ve bıçakla yemek isterdi ki?
Nerenin beyefendisi sanıyordu kendisini?
Bu böyle olmayacaktı! Camı açıp hava almaya çalıştım ama nafileydi fazla bunalmıştım. Yağmurluğumun önünü açmaya çalışırken kolyemi de çekiştirmiştim ve saçıma dolanan kolye canımı fazlasıyla acıtmıştı. Acı dolu inleme ağzımdan kaçarken arabanın kenara çekilmesi ve aniden durmasıyla öne giden bedenim geri koltuğa yapıştı önümdeki el sayesinde."Ne oldu!" Servan dönerek çenemden yakalamış ve ona bakmamı sağlamıştı. Acıyla kısılan gözlerim onun yüzünü görmesiyle kendiliğinden açılmaya başlamıştı.
"Kolye saçıma dolanmış galiba." Telaşlı halinden bakışlarımı çekmezken onun bakışları hızlıca boynuma kaydı.
"Dön arkanı." Servan'ın isteğini uysalca yerine getirdim. Ormanlık alan yolu gibi bir yerdeydik ve ben buranın neresi olduğunu bilmiyordum. İş yerime ters düşen bir kebapçıya götürmüştü beni ve karşı çıkmama izin vermeden yola koyulmuştuk. Servan'ın parmağını boynumda hissetmemle düşüncelerimi yarıda bıraktım ve bakışlarımı bacaklarıma indirdim. Düzgün ve dikkatlice saçımı tutup tek omzumdan salarken nefesini hissettim.
"Boynuna dokunuyorum." Servan'ın sessiz fısıldayışında şaşkınlık nidasını yakalayabilmiştim. Parmaklarını artık tenimde hissetmiyordum.
"Dokunmak zorundasın zaten saçımı kurtarmak için." Acaba izin mi istemişti dokunabilmek için?
"Huylanmıyorsun..." Servan'ın nefesini şu an daha çok hissediyordum. Önüme dönüp yüzüne bakacaktım ama ensemde hissettiğim dudaklarla bedenim kitlendi. Nefes almayı bile unutmuş olabilirdim. Elleri tekrardan hafif dönmemden dolayı sırtıma düşen saçları toplarken parmakları boynumu okşuyordu. Tepki vermem lazımdı. Kendimi geri çekmem lazımdı.
Ama bedenim tepki olayını yanlış anlamıştı. Kafam geriye gidip omzuna düşerken Servan'a daha çok alan açmıştım öpebilmesi için. Bedenim kendiliğinden tepki veriyordu ve ben daha fazla buna dayanamıyordum. Ona doğru döndüğüm sırada dudaklarını boynumdan çekmiş, yüzünü yüzüme yaklaştırmıştı. Nefesi dudaklarıma çarparken bir şey söylemek istedim ama yapamadım. Kokusu...
Kokusu buram buram ciğerlerime doluyordu.
Elini saçlarımdan geçirip ensemi sıkıca tutarken ona baktım. Sadece dudaklarıma odaklanmış gözlerini gözlerime getirmemek için savaşıyordu. Sanki yüzüme baksa kendisini geri çekecekmiş gibiydi. Öpmesine dayanamazdım. Bu işin sonunda altından kalkamazdım. Oyun bittikten sonra kendime gelemezdim."Yapma..."
Dudaklarım başka kalbim ve bedenim başka konuşuyordu. Her ne kadar öpmesini istemediğimi dile getirsemde bedenim daha çok yaklaşmıştı ona.
Burnu burnuma değerken ensemi okşadı. Ne o kendisini uzaklaştırmıştı ne de ben...
İçerisi fazla mı sıcak olmaya başlamıştı yoksa bana mı öyle geliyordu? Oysaki cam da açıktı!"Servan." İsmi dudaklarımdan dökülür dökülmez kendisini hızlıca geri çekti ve kaşları çatık bir şekilde yüzüme baktı. Gözbebekleri deli gibi yüzümde dolanırken kuruyan dudaklarımı ıslattım.
"Esin..." Fısıldayışını zorlukla duymuştum. Neden bu kadar şaşırmış olduğuna anlam veremiyordum. Neydi yüzündeki bu karmaşa?
Kendimi geri çekip koltuğa yaslanırken bakışlarımı avucuma indirdim. Saatime baktıktan sonra gülerek yüzüne odaklandım. Sahte gülüşümü fark etmesini istemiyordum. Beni öpmediği için bozulduğumu göstermek istemiyordum."İşe geç kalacağım." Burukça gülüşüme devam ederken bakışlarını benden çekti ve saatine baktı. Kafasın tutturduğu gözlüğünü geri takarken önüne döndü ve arabayı çalıştırdı. Bir şey dememişti... ya da bir şey yapmamıştı. Kendisini geri çekmiş kısacası beni öpmek istememişti.
Gözlerim dolarken kafamı çevirip dışarıyı izledim. Dikkatim biraz olsun dağılsın istiyordum ama o kadar çok kötü hissediyordum ki... imkansızdı.
Dudaklarımı birbirine bastırıp yağmurluğumun önünü geri kapattım. Yağmur yine başlayacak gibiydi ve arabadan indiğimde ağlasam kimse anlamayacaktı. Ortamın sessizliğinden son derece rahatsızdım. Keşke başlamasaydım bu oyuna...ben böyle olacağını tahmin edememiştim. Biraz olsun hissetseydim bu işin sonunun nereye varacağını...işte o zaman kendimi geri çekerdim ama tamamiyle Servan'a bulanmış gibi hissediyordum.
Ellerimi göğsümde birleştirip gözlerimi kapatırken duyduğum müzik sesi ile kafamı koltuğa yasladım. Servan da sessizlikten rahatsız olmuş olacaktı ki çareyi radyoyu açmada bulmuştu.
Şarkının sözlerine dikkatimi verdim. Kafam dağılabilirdi bu sayede.
Şarkının 'koca bir aşk alev aldı' sözleri unutmama yardımcı olmamış daha çok üzülmeme neden olmuştu.
Tekrardan dışarıyı izlemeye çalıştım ve tanıdığım yerleri görmemle rahatladım...gelmiştik.
Kısa bir sürenin ardından arabanın durmasıyla yağan yağmura baktım ve yağmurluğumun şapkasını taktım."Teşekkür ederim yemek için...görüşürüz sonra." Yüzüne dahi bakamıyordum. Bir şey demesine izin vermeden dışarıya attım bedenimi ve arabanın kapısını kapattım. Kafamı hafif kaldırıp yüzüme düşen damlalara izin verdim. Şimdi ağlayabilirdim. Yavaş yavaş adımlar atarken tanıdık birini görmemek için dua ettim. Kimseyle konuşacak halim yoktu.
"Esin...!" Servan'ın bağırışı ile rüzgardan dolayı uçuşan saçlarımı tutup yüzümden çekerken arkamı döndüm. Arabasından uzaklaşıp bana doğru gelirken bir şey unuttuğumu sandım. Büyük ihtimal onu vermeye geliyordu. Aramızda çok bir mesafe yoktu ama yine de bir iki adım attım. Ağladığımı fark etmezdi umarım.
"Efendim?" Rüzgar yağmurluğun şapkasını kafamdan düşürürken geri kapatmaya çalıştım. Güzel olan havaya ne olmuştu böyle? Tekrardan Servan'a bakarken yaklaşmasına rağmen yürümesini kesmemişti. Eli havaya kalkarken kolyemi düşürdüğümü sandım. Ancak avucu kapalı bile değildi. Daha ne olduğunu anlamadan eli tekrardan saçlarımın arasına girmişti. Ensemde uyguladığı baskıyla kendisine doğru kafamı çekti ve dudakları dudaklarıma değdi. Küçük bir temastı sadece ama saniyeler sonra Servan'ın diğer eli belimi kavramış ve bedenlerimizi de yaklaştırmıştı. Tepkisizce duruşum nefes almak adına aralanan dudaklarımla öpücüğü alevlendirmişti. Asla nazik olmayan bir öpücüktü ve bu beni tüketmek üzereydi. Elimi kaldırıp ensemi tutan koluna koydum. Parmaklarım saatine değerken dili dişlerime çarptı. Yağmur damlaları yüzümüzü ıslatırken bundan rahatsızlık duymuyordum. O da duymuyordu çünkü ne olursa olsun öpmeye devam ediyor alt dudağımı kendisine doğru çekiştirip emdikten sonra küçük öpücükler konduruyordu. Yağmurun altında masum bir öpücük bekleyen biriydim ben. Ya da öyle bir hayali olan kişiydim ama şu an yaşadığım duyguyu asla değişmezdim. Çünkü Servan'ın şehveti ve arzusu benim de tüm bedenimde dolanıyordu.
Kendisini hafif geri çekip alnını alnıma yasladı. Ilık nefesi yüzüme çarparken üşüyen bedenimi ısıtıyordu. Kafasını oynatıp burnunu alnıma dokundurup saçlarıma götürdü. Derin nefesler alırken ona tutundum. İki avucuyla yüzümü kavramıştı ve ellerinin üstüne elimi koyarak destek aldım.
Kokumu içine mi çekiyordu? Neden bu duruma aşırı sevinmiştim?
İnip kalkan göğsünü izledim."Etrafta tanıdık mı var?" Çünkü daha önce beni isteyerek öpmemişti. Ya ablam ya da Zehra abla olduğu için öpmüştü beni. Şimdi neden yapmıştı böyle bir şey? Ya da ben neden bir tanıdık için olmamasını istiyordum? Kendisini geri çekip etrafa bakış atan adamı izledim. Yağmurun altında bile çok güzeldi.
"Plansız bir olaydı." Elinin tersiyle yüzünü ıslatan damlaları sildi. Tebessüm ederken bakışları beni buldu.
"Sonra görüşürüz." Sırıtmasıyla arkasını dönüp gitmesi bir olmuştu. Gülümseyip arkasından bakarken arabasına binen adamın uzaklaşmasıyla elimi cebime attım ve bilekliği çıkardım. Üstündeki harflere bakarken yağmurluğumdan görünen saatim dikkatimi çekti ve şaşkınlıkla dudaklarım aralandı. Servan'ın kolunda olan saat, o gün arabada gördüğüm saatle aynıydı. Gördüğüm saati gösterip sorduğumda arabanın sahibine ait olduğunu söylemiş, neyi sorduğuma bakmadan cevap vermişti.
Yalana başlayan ben nasıl bir yalan düşmüştüm?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader Bağı (Tamamlandı)
RomanceÇaresizce etrafına bakındı, küçük bir mucize istiyordu ve bu mucizeyi karşısındaki adamın sağlayacağını biliyordu. Belki çok iyi tanımıyordu bu adamı ama başka hiçbir seçeneği yoktu. Söylediği yalanı kurtarmanın başka yolu yoktu. Umut dolu gözlerle...