Kader Bağı (Tamamlandı)

🍂3.9 Babası🍂

İYİ OKUMALAR:)

EVRİM

Üstümdeki pikeyi kenara atıp döne döne ayaklarıma dolanıp uyuyakalan yeğenimi kucaklayıp başını yastığa koydum. İki gecedir annesine kızdığı için yanımda yatıyordu. Kızma sebebini söylesem ağlar mısınız güler misiniz bilemedim. Ona daha güzel toka almadığı içindi.
Esin ne derse desin yeğenimi ikna edememişti ama araya girip alacağımı söylediğim andan beri yanıma sokuluyordu. Saçlarını okşayıp uyuyan halini izledim. Yavaş yavaş büyüyordu ve gün geçtikçe Esin'e daha çok benziyordu. Babası gibi sadece keskin bir çeneye ve kahverengi saçlara sahipti. Onun dışında burnu ve gözleri Esin'di tam anlamıyla.  Yekta'dan 3 yıldır ses seda yoktu. Esin'in kesin kararından sonra ülkeyi terk etmişti. Sadece ülkeyi değil Esin'i ve kızını da terk etmişti aslında. Okan ara sıra Yekta ile konuştuğunu söylüyordu ama Esin'in tavrı ve tembihlemesi ile bebeği söylememişti. Yekta ne yaparsa yapsın çocuğunun olduğunu bilmesi hakkıydı ama kardeşim son derece ciddiydi bu konuda. En son adamın buraya gelmesinden 1hafta sonra her şeyi anlattı Esin. Yaptıkları ve söyledikleri yanlıştı ama yine de üzülüyordum ona. Okan'ın hem yeğenime hem de Esin'e olan koruma içgüdüsü bizi yakınlaştırmıştı. Eğlenceli biriydi ve onun yanındayken dünyadan kopup sadece beni mutlu etmesini seviyordum. Bana olan ilgisinin farkındaydım ve yaşadığımız birkaç olayın ardından duygu olarak ben de boş değildim. Ancak Cem'in ihaneti yüzünden istemeden de olsa koruma duvarları örmüştüm etrafıma. Okan bu duvarları yavaş yavaş yıkarken engel olmadım. Belki canım yanacaktı belki de çok mutlu olacaktım işin sonunda. Sadece bazı şeyleri akışına bırakmıştım. Ellerimi ipeksi saçlardan uzaklaştırıp yatağa uzandım. 2 gün  sonra büyük bir organizasyon vardı ve bütün sorumluluk bana yüklenmişti. İşimi seviyordum ama her şeyin en iyisini yapma isteğim beni yoruyordu artık. Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım ama Dila bu sefer koluma yapıştı. Zaten sıcaktı ayriyeten Dila'nın sıcaklığı uyumama engel oluyordu. Kaldırıp yatağına götürsem benimle de arayı bozardı. Bu hali kime çekmişti bilmiyordum. Ya Yekta'nın inadıydı ya da Esin'in.
Kolumu yavaşça çekip yataktan kalktım. Biraz hava alsam iyi gelirdi diye düşünüyordum. Sabahlığımı üstüme geçirip odadan çıkarken koridorun lambasını açık bıraktım. Dila uyandığı zaman karanlıktan korkup ağlamasın diye.
Koridoru geçip mutfağa gidecekken salondan gelen ışıkla oraya doğru ilerledim. Esin, laptopa odaklanmış kulaklığı takılı birini dinliyor gibiydi.
Yanına biraz daha yaklaştığımda beni görünce gülümseyip ekrana bakmaya devam etti.

"Hâlâ karar veremedim ben düğün için ne giyeceğime." Üzgünce dudak büzüp ekrana bakan kardeşime baktıktan sonra ben de ekrana baktım. Arkadaşı Eylül ile konuşuyordu görüntülü olarak. Doğumuna az kalan kadının güzelliğine güzellik eklenmişti. Eylül'ün sesini duymuyordum ama Esin'e ne giymesi konusunda fikir verdiğini az buçuk anlamıştım.

"Aslında evet yarın organizasyon için kıyafet almışken düğün için de bakabilirim bir şeyler." Yapılan organizasyona Eylül'ün kocası Kenan beyin şirketi de katılacaktı ve 1 yıldır onlarla çalışan kardeşim de orada olacaktı. Patronum Fırat bey neredeyse bütün en güçlü şirketlerle ortaklık yapıyordu diyebilirdim. Bir tek Yekta'nın sahibi olduğu şirket yoktu ortaklıkta. Neden bilmiyorum ama onunla anlaşma sağlayamamıştı.

"Tamam o zaman öğlen görüşürüz." Esin öpücük gönderip bilgisayarı kapattı ve ardın kulaklıklarını çıkardı.

"Uyku mu tutmadı seni?" Kocaman gülümseyip yaptığı kekten bir dilim uzattı. Keki ağzıma atıp afiyetle yedim. Limonlu keki gerçekten güzel yapıyordu bu çirkin.

"Evet çok sıcak." Uzanıp suyundan yudum aldıktan sonra bardağı geri masaya bıraktım.

"Ben de Dila uyutmadı sandım." Esin piç bir gülüş atıp yaptığı keki ağzına tıkadı.