Bölüm 6

68 5 0
                                    

Just Because I'm a Woman - Dolly Parton

Falling - Trevor Daniel

3 GÜN SONRA

Bugün Fırat buraya gelecekti. 2 gün sonra ise ablam. Tatil çok güzel ilerliyordu. Yiğit ile çok mutluyduk, Kayra ve Eylül ile de iyice kaynaşmıştı. Kardeşi İdil ile tanıştım. Çok tatlı bir kız. Yiğit'i anneme anlattım. İki yıldır anlatmadığım için biraz bozuldu. Sonra düzeldi ve Yiğitle tanıştı. Çok şeker buldu. Bende onun ailesiyle tanıştım. Onlarda çok şeker insanlar. Birlikte denize girdik, sahilde yürüdük hemde defalarca, her gün sahile birlikte gittik ve birlikte eve döndük. Birlikte Kumsal'la oynadık. Kayra,Eylül,Yiğit ve ben voleybol maçı yaptık. Yiğitle ben kazandık. Bize dondurma ısmarladılar. Haftaya bir gün birlikte Bodrum'un merkezine inmeye karar verdik. Beste bizi arabasıyla bırakacaktı. Bu arada Fırat ve Kayra'yı da telefondan birkaç kere konuşturdum. Umarım birbirlerini severler.

- 9.57 -
Uyanıp yataktan kalktığımda annem bana sesleniyordu.

"Duru! Hadi gel kahvaltı hazır"

Hızlı adımlarla balkona çıktım. Hava güzel olduğundan balkonda kahvaltı ediyorduk. Annem pankek yapmıştı.

"Duru, Fırat bizim evde kalacak değil mi?"

"Evet, salondaki koltuğa yedek çarşaflardan yatak hazırlamayı düşünüyorum. Sıkıntı olmaz değil mi?"

"Yok yok, kaç yıldır tanıdığımız çocuk."

Sohbet ederek kahvaltımızı ettik. Sonra Fırat mesaj attı.

"Duru uçağa binmek üzereyim şimdi, geldiğimde direk sahile mi geleyim yoksa eve mi?"

"Sahile gel biz orada olacağız"

Tabağımı mutfağa bırakıp odama geçtim ve bikinimi giydim. O sırada Yiğit'te mesaj atmıştı.

"Günaydın bebeğim, bugün İdil'le havuza gitmem gerekiyor ama 2 saate falan sahilde olacağım öptüm"

"Tamam canım."
Üstümü giyinip sahile indim. Kayra hemen yanıma geldi tabii. Biliyor Fırat'ın geleceğini.

"Duru duru duru! Bugün geliyordu değil mi?"

"Aa söylemeyi unuttum. Son anda işi çıkmış gelemiyor"

Yüzündeki değişim görülmeye değerdi.

"Nasıl ya!"

"Şaka şaka! 2-3 saate burada olacak"

"Salaksın gerçekten!"

Önümüzdeki iki saat boyunca üçümüz takıldık. Sonra Yiğit geldi.
Hemen sarıldım tabii. Kafe de oturmuş sohbet ediyorduk ki telefonum çaldı. Fırat'tı.
Allahım geldi demek ki!

"Alo? Canım geldin mi?"
"Aa bekle orada geliyorum"

Telefonu kapattım.
"Fırat gelmiş, kapıyı açtırmam gerek. Gelin isterseniz" diyerek beklemeden kapıya koştum.
Çok özlemiştim kankamı.

Yiğit'in ağzından
Bu Fırat işi fena halde canımı sıkıyordu. Evet kankasıydı belli ama ne bu canımlı cicimli konuşmalar? Flörtleşir gibiler. İki yıldır bekliyorum bu kızı.
Duru koşarak kapıya doğru gitti. Bizde peşinden yürüyorduk.
Bize doğru gelen genç çocuğu gördüm. Muhtemelen Fırat oydu.

Neden bu kadar yakışıklı olmak zorundaydı ki?

"Fıraaaat!" Diye bağıran ve Fırat'ın kollarına atlayan Duru'yu gördükçe sinir katsayım artıyordu.
Nedense sinir olmuştum bu çocuğa. Tam bir zengin züppe tipi vardı.

"Bu Fırat. Duydunuz zaten. Bu Eylül. Bu Kayra konuştunuz zaten siz. Bu da Yiğit. Erkek arkadaşım"

Zoraki bir gülümsemeyle Fırat'ın elini sıktım.
Kıskançlığım yüzünden biraz önyargılı davrandığımı kabul ediyorum. Belki değişir ileride.

Duru'nun ağzından
Bütün arkadaşlarım ve hayatımın aşkıyla tekrar kafeye geçtik. Fırat'ı tanıttım onlara. Herkes kaynaşmaya çalışıyordu. Yiğit yine Fırat'a karşı biraz mesafeliydi ama bir şey deyip daha da sinirlendirmek istemedim.

***

Akşam olmuştu. Hatta gece. Fırat ile odamda sohbet ediyorduk.
Yiğit'ten mesaj geldi.

"Bebeğim biraz yürüyüş yapalım mı?"

"Yiğit yürüyüş yapmak istiyor Fırat. Sorun olur mu?"

"Asla sen git aşkının yanına"

Gülümseyip, annemden de izin alarak evden çıktım. Güvenli bir site olduğu için izin veriyordu.
Yiğit'i gördüm ve gülümsedim.
Yanağından öptükten sonra yürümeye başladık.

"Yiğit şu banka oturalım mı?"

"O-oturalım"

Yolun başından beri bir şey söylemek istiyor gibiydi. Of kesin Fırat ile ilgili.

"Söyle"

"Efendim?"

"Bir şey söyleyeceksin belli , söyle işte Fırat'la ilgili değil mi?"

"Aslında..hayır. Artık birbirimize güvendiğimize göre geçen sene neden yazlığa gelmediğinizi söyler misin? 2 yıllık süreç ikimiz için de daha kısa sürebilirdi."

"Benim seçimim değildi Yiğit."

Anlatabilirdim artık. Ama hala çok zor geliyordu. Belki kendimi açarsan ilişkimiz daha rahat olur diye anlatmaya karar verdim.

"Peki neden?"

"En baştan anlatacağım. Benim babam çok sigara ve alkol tüketirdi. Çok ama. Yani günde 2 paket rahat bitirirdi. İstemezdi aslında içmek ama bağımlı olmuştu artık. Yıllarca içti. Benim bütün çocukluğum babamın sigara kokusu ve alkol aldığı çok belli olan gözlerine bakmakla geçti. Her şeye rağmen çok iyi bir babaydı. Çok. Bana ve ablama karşı hep iyiydi. Sarhoş dahi olsa hiçbirimize kötü davranmadı. Hiçbir zaman."

Gözlerim dolmuştu.

"Sonra ben 10 yaşındayken babama akciğer kanseri teşhisi konuldu. 2.evrede idi. Tedavi gördü yıllarca ve kanseri yendi. Fakat sonra ben 12 yaşındayken karaciğer yetmezliği başladı. Çünkü karaciğerini de akciğerini de feci halde tüketmişti. Karaciğer yetmezliği iyileşemeyecek bir seviyeye ulaşmıştı artık. Karaciğer nakli gerekiyordu. Ancak uygun donör bulunamadı.
Karaciğer yetmezliği ile mücadele ederken geçen sene kanserin geri döndüğünü söylediler. Yaşlı bir adam, hayatı boyunca kendine iyi bakmamış, sigara içmiş, alkol kullanmış ve iki hastalık ile savaşıyor."

Durdum. Gözlerimden akan yaşları elleriyle sildi Yiğit.

"S-sonra kanser yayıldı. 4.evreydi zaten. Dayanamadı. Geçen yılın Haziran ayında babamı toprağa verdik. V- verdiğimiz gün benim...Doğum günümdü."

Şaşkınlığı ve üzgünlüğü gözlerinden okunuyordu.

"O yüzden geçen sene gelmedik. Ama beni o anlarda ayakta tutan tek şey sana duyduğum aşktı Yiğit. Bir ay sonra babamın ölümüne dayanamayan büyükannemi de kaybettik. Onunla yakın değildim çok etkilememişti. Ama sen olmasan, fark etmeden de olsa bana o kadar yardımcı oldun ki. Sen olmasan bir yılda toparlayamazdım. Teşekkür ederim." Dedim ve iyice ağlamaya başladım. Yiğit'inde gözleri doluydu. Başımı göğsüne yasladı. 3 gün önce gecenin karanlığında öpüşüyorduk. Bugünse hüznümüzü paylaşıyoruz.
İyi varsın Yiğit. İyi ki...

Aşk Tesadüfleri SeverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin