Bölüm 41

20 4 1
                                    

17 MART

"KAYRA'NIN DOĞUM GÜNÜ"

Kayra'nın Ağzından

"Hayır, Ateş. Bu yıl bir şey yapmak istemiyorum."

Ateş beni doğum günüm için plan yapmak amacıyla aramıştı ama bu yıl içimden kutlamak gelmiyordu. Sadece Fırat'ın yanına gidip günümün devamını orada geçirmek istiyordum.

"Kafana saksı düşmediğine emin misin? Doğum günlerine bayılırsın!"

Ateş'le hamileliğimi öğrendiğimden beri daha iyi bir ilişki içerisindeydik. Eskiden olan yakınlığımız ve samimiyetimizi geri döndürmeye çalışmış ve başarılı olmuştuk. Aramızdaki arkadaşlık her zamankinden daha iyiydi.

"Doğum günlerini sevmiyorum diye bir şey demedim. Sadece bu yıl içimden kutlamak gelmiyor."

"Kutlamanın içinden gelip gelmemesi umurumda değil saat altıda benim evimde ol. Rahat giyinmeyi unutma. Yeni aldığın kazağı giyebilirsin, üzerinde nasıl duracağını merak ediyordum zaten."

"Ateş ha-"

"Nokta."

Ve telefonumu yüzüme kapattı.

Mükemmel.

Duş almak için hazırlanırken Duru ve Yiğit'i aradım çünkü yalnız gitmek istemiyordum ama ikisi de açmadı.

Gerçekten harika.

Duştan çıktıktan sonra saate baktığımda  çoktan beş olduğunu gördüm ve isteksizce hazırlanmaya başladım.

Eskiden yaş olayına çok takardım. Hayatımda yapacağım her şeyi belli yaş aralıklarına bölmüştüm. Çocuk olayı tabii ki de 18 değildi... Bu yıl yaşadıklarım bana, yaşamın ne zaman karşınıza ne çıkartacağını, hayatınıza ne katacağını asla tahmin edemeyeceğimizi öğretmişti.

Üstümü değiştirdikten sonra taksi çağırıp Ateş'in evine gittim.

Yalının kapısı ben daha çalmadan açıldı ve Ateş beni içeriye çekiştirmeye başladı.

"Ateş! Biraz yavaş ol! Burada neredeyse yedi aylık hamileyim."

"Özür dilerim ama biraz hızlı zaten geç geldin."

Sarkastik bir şekilde cevap verdim "Kusura bakma canım, zaman su gibi akıp geçiyor işte."

Ateş beni bıraktığı saniyede arkamdan yumuşak ve melodik bir ses duyuldu.

"Biri bana mı seslendi."

Sevinçle arkamı dönüp arkadaşıma tüm gücümle sarıldım. Göbeğim bunu ne kadar engellese de elimden geleni yapmıştım.

"Su!"

"Kayra! Bebeğim seni ne kadar özlediğimi tahmin bile edemezsin."

Su, Norveç'e taşınan ortaokuldaki en yakın arkadaşımdı -okuldan olan-. Sekizinci sınıftayken abisi Uzay ile sevgili olduğumda yakınlaşmıştık. O taşındıktan sonra konuşmayı hiç bırakmamıştık ama birbirimizi uzun zamandır görmüyorduk.

Ateş'i gösterip konuştu.

"Bu şerefsiz benimle konuşurken sana küçük bir doğum günü sürprizi yapmayı planladığını söyleyince ben de gelmek istedim. Hem seni uzun süredir görmemiştim."

Bir saniye, bir saniye...

Ateş ve Su birbirlerinden nefret ederlerdi. Aynı isimleri gibi. Bir yerde biri varsa öbürü yoktu.

Aşk Tesadüfleri SeverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin