Aşk Tesadüfleri Sever

Bölüm 40

13 Şubat - 23.08

Yiğit'in ağzından
Yarın 14 Şubat.
Evet, Duru'ya sürpriz yapmalıyım.
Düşününce çok romantik bir insan olabilirim ama maalesef aklıma hiçbir fikir gelmiyor.
Orijinal bir şey olmalı.
Dün akşamdan beri düşünüyorum ama sadece sinema, yemek veya yürüyüş geliyor aklıma.
Sürpriz değil ki bunlar!
Normalde olsa Kayra'ya sorardım ama...
Fırat yüzünden zaten bu sevgililer gününü hüzünlü olacak.
Bir de bizim sürprize kafasını yormasını istemiyorum.
Günlerini genelde yürüyüş yaparak, yatarak ve Fırat'ı ziyaret ederek geçiriyordu.
Okula gitmeyi çoktan bırakmıştı. Sanırım 6 aylıktı bebek.
Pardon Atlas.
Onun yanında ne zaman "bebek" desem

"Onun bir adı var Yiğit, Atlas!" Diye bağırıyordu.
Artık tek başımayken bile yanlış söylediğimde düzeltiyorum.
Her neyse konumuza dönelim. Duru'ya ne yapacağım ya?

Telefon çalıyor.
Nerede?
Bütün odamda sesi takip edip telefon kapanmadan bulabildim.

Duru.
İyi insan işte.

"Alo?"

"Yiğit, naber?"

"İyiyim?"

"Sorduğun için sağol bende. Her neyse, Kayra yanına gelmemi istiyor ama Beste'yle Ayberk abi Ankara'ya dönüyorlar. Onlarla havaalanına gideceğim. Sen bakabilir misin ona?"

"Duru ben ne yapacağım Kayra'nın yanında?"

"Ya bir bak dönersin. Lütfen. Yakın oturuyorsunuz zaten. Ben yola çıktım bile, lütfen..."

Aslında... Belki Kayra'ya sürprizi de sorabilirdim. Yani yardıma ihtiyacım var sonuçta.

"Tamam tamam... Görüşürüz."

"İyi ki varsın."

***
Kayralara geldiğimde onunla birlikte salona geçtim.
Sürekli ağzımı açıp sonra kapatıyordum. Sorup sormamak arasında kalıyordum.

"Çıkar ağzındaki baklayı Yiğit."

"Ya şey... Ben Duru'ya-"

"Sürpriz yapacaksın ama aklına fikir gelmedi değil mi? Hiç şaşırmadım. Romantik olmadığın için çok normal. Fikir veririm vermesine de niye çekindin sorarken?"

"Şey... Fırat'sız geçireceksin falan ya."

"Anladım. Dert etme. Siz mutlu olun yeter ki. Şimdi... vaktimiz biraz az. Sürprizi akşam yapman lazım. Ne yapsak..."

"Dünden beri böyleyim bende ya... Of aklıma hiçbir şey gelmiyor."

"Ya basit düşünelim. Çok zorlayamayız zaten. Buldum! Duru'nun çok hoşuna gider böyle şeyler. Bak şimdi..."

Duru'nun ağzından
Timeo yılbaşından 2 hafta sonra İngiltere'ye dönmüş. Kayra'nın ailesi de onunla birlikte Paris'e dönmek zorunda kalmışlard, neyse ki sadece bir hafta ortalıkta olmayacaklardı. Kayra'yı olabildiğince az yalnız bırakmaya özen gösteriyorlardı.
Yiğit'in babası tekrar seyahate çıkmış bu sefer ara tatili olduğu için İdil'i de yanına almıştı.
Annesi eski evlerini Yiğit'in şu an yaşadığı eve daha yakın olan bir yere taşımıştı.
Beste ve Ayberk ise ara tatillerini biraz daha uzatarak burada kalmışlardı.
Bugün ise dönüyorlardı. Onlarla birlikte havaalanına gitmiştim.

"Görüşürüz canlarım."

"Görüşürüz kuzum."

"Bir daha ne zaman geleceksiniz?"

"Duru bu yıl biraz fazla aksattık okulu. Bitmeden bir daha gelemeyiz."

"Yaa..."

"Üzülme... Zaman hızlı geçer. Haziranda buradayız."