Medya: Atlas
Kayra'nın ağzından
"Şimdi ben doğru mu anladım? Annen buraya geliyor? Paris'e? Bizde kalacak? Ve sen iş gezisine gidiyorsun?" Atlas'ı mama sandalyesine oturtmuş yemeğini yedirmeye çalışıyordum ve Fırat mutfağa gelip annesinin o iş gezisindeyken buraya geleceğini söylemişti.
"Kelebeğim söz veriyorum dönebileceğim kadar çabuk geri döneceğim. Annemi biliyorsun, tutturdu geleceğim, torunumu özledim diye." En azından Atlas'ı seviyordu, Fırat'ın DNA testi yaptırmasını istemediği zamanlarda...
Atlas büyük bir zevkle elimi ittiriyor ve ne yaparsam yapayım yemeğini yemeyi reddediyordu. Babasına çekmişti işte, brokoli sevsen ne olurdu yani? Ben seviyordum.
"Bebeğim, ben anneni seviyorum ve buraya gelmesinde hiçbir sıkıntım yok, nasıl olsa bir yerde benim de annem sayılıyor artık, ama annen benden nefret ediyor, biliyorsun."
Fırat yanıma gelip kaşığı aldı ve bir kolunu belime sararak Atlas'a yemeğini yedirmemde yardımcı olmaya çalıştı.
"Nefret biraz fazla güçlü bir kelime, sence de öyle değil mi?"
O Atlas'a yemeğini yedirdiği sırada kafamı omzuna yasladım ve onları izlemeye başladım. Bebeğin cinsiyetini öğrenmiş ve en sonunda ismine karar verebilmiştik, Pera Arielle Luna. Beşinci ayda olmama rağmen karnım daha yeni yeni büyümeye başlamıştı. Artık her şey yolunda olduğuna göre bu seferki hamileliğimde daha az stres halinde olurum diye düşünmüştüm ama işler ne yazık ki o yönde ilerlememişti. Üçüncü ayımı tamamlayana kadar Güneş Teyze beni bebeğimi aldırmak için ikna etmeye çalışmıştı... Hem de aşırı derecede ısrarcılık göstererek. Fırat'a henüz bundan bahsetmemiştim ve açıkçası bahsedeceğimi de düşünmüyordum. Benden hoşlanmadığını eline geçen her fırsatta belli ettiği için Fırat ile araları yeteri kadar açılmıştı ve annesi ile
arasına daha fazla girmek istemiyordum.Bildiğim kadarıyla hastaneden çıktıktan sonra Selin ve Berk ile de kavga etmiş ve Berk ona hayatımızı rahat bırakmasını söyleyince onlarla da konuşmayı kesmişti. Ne kadar olanlardan etkilendiğimi belli etmemeye çalışmış olursam olayım duygularımı saklamakta zorluk yaşadığımı inkar edemezdim. Fırat beni birkaç defa ağlarken yakalamış ve ne olduğunu sormuş "Annen ikinci bir torun istemiyor." diyemeyeceğim için de hormonlar deyip geçiştirmek zorunda kalmıştım.
"Annen tam olarak ne zaman gelecekti?" Kafamı kaldırıp Fırat'a baktım. Gözlerini Atlas'tan ayırmayarak cevap verdi.
"Yarın sabah burada olmuş olur- Gerçekten uçuşu yarına almaya çalıştım ama bu akşam gitmem gerekiyor, iyi olacağına emin misin? Birbirinizle Atlas'ın doğum gününden beri iletişim kurmadınız. Hiçbir şekilde. Gerçi sen ona ulaşmayı denedin, bilmediğimi düşünme, ama anladığım kadarıyla bu denemelerin başarıyla sonuçlanmadı."
Derin bir iç çektim.
"Haklısın. Her konuşmaya çalıştığımda beni hayal kırıklığına uğratmadı ve telefonu yüzüme kapattı! Bir kere bile dinlemedi. Belki yalnız kalmamız iletişimimizde bir gelişmeye sebep olur? Belki..." Gülümsemeye çalıştım ama Fırat'ı inandıramayacağımı biliyordum.
"Eğer istiyorsan geziyi tamamen iptal ede-"
Ne diyeceğini biliyordum, geziyi iptal edebileceğini söyleyecekti. Bunun olmasına izin vermemin imkanı yoktu. Bu onun için çok büyük bir adım olacaktı. Çok çalışmıştı ve sırf annesiyle anlaşamıyorum diye hepsini çöpe atamazdı.
"Fırat! Gezini iptal falan etmeyeceksin. Eminim ki annenin burada olduğu sürede aramızdaki buzları eritmenin bir yolunu bulabiliriz? En azından böyle umuyorum..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Tesadüfleri Sever
Chick-LitDuru, 15 yaşındayken yazlıkta gördüğü çocuğa aşık olmuş, fakat sonraki sene yaşanan bir trajedi yüzünden yazlığa gidememişti. Onu ilk görüşünün üzerinden tam iki yıl geçmişken, duygularının karşılıklı olup olmadığını görecekti. Bu sırada en yakın a...