Aşk Tesadüfleri Sever

Bölüm 23

Medya: Duru ve Yiğit'in parti kıyafetleri

Fırat'ın ağzından

Kayra henüz uyanmamıştı. Bu iyi bir şeydi. Tüm hafta boyunca kendine çok yüklenmiş ve yoğun stres dolayısıyla doğru düzgün uyuyamamıştı.

Dün gece benim açımdan ilginç bir olay gerçekleşmişti. Babası aramıştı ve Kayra uyuyor olduğu için ben açmak zorunda kalmıştım.

Kız arkadaşınızın milyoner Fransız babasıyla telefonda tanışmak mı?

Mükemmel bir yöntem.

Neyse ki görüşme hayal ettiğim kadar tuhaf geçmemişti. Hatta babası konuşmayı bitirince annesi de benimle konuşmak istemişti ve yaklaşık yarım saat boyunca bana Kayra'nın komik anılarını anlatmıştı. İtiraf etmem gerekirse aile olarak gayet rahat ve eğlenceli bir tavırları vardı.

Asıl arama sebepleri ise tam geliş saatlerini belirtmekti. Tam olarak partiden bir saat önce.

Kayra yatakta dönerek beni düşüncelerimden sıyırdı.

Uykusuna devam etmek için doğru pozisyonu bulmaya çalışırken bana çarpınca gözlerini açtı.

"Günaydın."

Hafifçe gülümsedi.

"Günaydın."

Tam yataktan kalkacağı sırada onu belinden tutup geriye çektim.

"Fırat, yapılacak çok iş var gitmem gerekiyor."

"Aslına bakarsan yapılacak neredeyse hiçbir iş kalmadı bu yüzden gitmen gerekmiyor."

"Son kontroller-"

"On dakika. Sadece on dakikanı istiyorum."

"Beş."

"Sekiz."

"Altı."

"Yedi."

"Anlaştık."

Sadece yedi dakikayla sınırlı kalmayacağımı o da biliyordu.

Onu tam olarak bir saat boyunca oyalamıştım.

***

"Duru ve Yiğit için endişeleniyorum."

Ben de endişeleniyordum. Yiğit dün biraz hatta fazlasıyla büyük bir tepki vermişti.

Daha önce dersini aldığını düşünmüştüm. Yanılmışım.

"Endişelenmene gerek yok. Eminim aralarında çözerler. Hem Roma tatili de yakın."

"Bilemiyorum. Yiğit çok abarttı. Ayrıca Duru'nun en nefret ettiği şey."

"Haklısın ama birbirlerini seviyorlar. Atlatıcaklardır."

"Umarım haklısındır. Duru son günlerde çok mutluydu. Babasından dolayı bu yıl zor geçmişti onun için. Onu mutlu görmeyeli uzun zaman olmuştu."

"İki yıl boşuna birbirlerinden hoşlanmadılar sonuçta. Onlar barışmazsa biz barıştırırız."

Timéo elinde kahvesiyle yanımıza geldi.

Kış bahçesinde oturuyorduk. Kayra çiçeklere son bir kez bakmak istemişti. Her şeyin yerli yerinde olduğundan emin olmalıydı.

"Şimdi siz bana bu ikisinin daha tanışmadan iki yıl boyunca birbirlerinden hoşlandıklarını mı söylüyorsunuz?"