Sabah erken uyanabilmek için alarm kurduğum halde alarmımın o rahatsız edici sesini duymama henüz yarım saat varken gözlerimi açmıştım. Gece yatağıma yattığım andan itibaren Yiğit'i düşünüyordum. Uyku, sinema salonlarındaki ufak ara gibiydi. Acaba o da benden hoşlanıyor muydu? Acaba o da iki yıl önce ben onu ilk gördüğüm zaman beni fark etmiş miydi? Onu her ne kadar tanımıyor olsam da ona karşı olan duygularımın bir işaret olması gerekiyordu. Onu her görüşümde sanki yıllardır tanıyormuşum gibi hissediyor, kalbimin kanatlanıp uçmasını zar zor engelliyordum.
"Abartma bence" Servis arkadaşım Billur'a anlattığımda bana söyledikleriydi bu kelimeler. Fırat ise bana onu takmamamı tembihlemiş ve Kayra da bu olay karşısında elinde çikolata dolu olan bir kutu ve Titanik DVD'si ile kapımda belirmişti. Her ne kadar onlara belli etmesem de bazen Kayra ve Fırat'ın ne kadar tatlı bir çift olacağını düşünmeden edemiyordum.
Keşke Fırat'ta burada olsaydı diye içimden geçirdiğim sırada telefonuma gelen bir bildirim sesiyle irkildim.
Yiğit.
"Günaydın Duru. Umarım buluşmamızı unutmamışsındır."Nasıl unutabilirdim ki? Aklımdan bir saniye bile çıkmadı. Tam cevap verecektim ki uyandığımda kapatmayı unuttuğum alarmım çaldı. Neden kapatmamıştım ki şu lanet şeyi? Saat 9.00'du. Ne kadar 9.30'da buluşacak olsak da tanımadığım biri için uykumdan feda edecek değildim. Üzgünüm Yiğit, seni seviyorum ama hiç kimse uykunun yerini tutamaz.
Saçımdaki tokayı çıkartıp koşar adımlarla banyoya girdim. Kısa bir duş alıp dişlerimi fırçalamaya başladım.
Birazcık makyaj mı yapsam acaba? Çok mu abartı olur? Acaba Kayra uyanık mıdır? Fırat? Umurumda değil ikisini aynı anda arayabilirim.
House Party'e girip ikisini de aradım. İlk açan Kayra oldu. Yeni uyandığı belliydi mutfakta kahvaltı yapıyordu. Saçlarına vuran ve gözlerinin parlamasına sebep olan gün ışığı onu birazcık rahatsız etmiş olsa gerek bana "günaydın" bile demeden sinirle kalkıp perdenin tülünü kapattı. Kayra kalktığı sırada Fırat'ta telefonunu açtı. İkisinin böyle tanışmasını istemezdim ama yardıma ihtiyacım vardı.
Fırat önce bana sonra Kayra'nın boş koltuğuna baktı. Tam bir şey söylemek için ağzını açtığı sırada Kayra koltuğa geri oturdu.
İkisinin de gözleri kocaman açılmıştı. Şaşkınlıklarını istemeden de olsa belli etmişlerdi. Kayra gözlerini Fırat'tan çekip suçlayan bakışlarla bana baktı ve küçük bir kahkaha patlattı. Yanakları kızarmıştı ve çok tatlı gözüküyordu. Kayra'nın gülüşünden sonra Fırat'ta gülümsemeye başlamıştı.
İlk görüşte aşk? Hayır mı? Hiç zannetmiyorum.
"İkinize de günaydın çok sevgili arkadaşlarım."
İkisinin de söz söylemesine zaman kalmadan konuya girdim.
"Makyaj yapayım mı? Yapmayayım mı? Çok kararsız kaldım."
Kayra ve Fırat hala birbirlerine bakıyordu
"Alooo? Kime diyorum?"
Kayra utangaç bir tavırla yüzünü bana çevirdi.
"Neden makyaj yapıyorsun ki güzelim?" Ay salak ben. Söylemeyi unuttum tabi bunlara.
"Yiğit'le sahile gidiyoruz da."
"NE?!" İkisi de aynı anda dehşetle bana baktılar.
"Neyse en iyisi yapmayayım."
Telefonu yüzlerine kapattım. Sabah sabah trip yemek istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Tesadüfleri Sever
Literatura FemininaDuru, 15 yaşındayken yazlıkta gördüğü çocuğa aşık olmuş, fakat sonraki sene yaşanan bir trajedi yüzünden yazlığa gidememişti. Onu ilk görüşünün üzerinden tam iki yıl geçmişken, duygularının karşılıklı olup olmadığını görecekti. Bu sırada en yakın a...