Final

51 3 0
                                    

Atlas'ın Ağzından

"Anne bu hikayeyi 17 yıllık hayatım boyunca neden doğru düzgün anlatmadın ve şimdi anlatmayı seçtin?"

Pera kucağımda uzanarak benimle aynı şeyi düşündüğünü belli edecek şekilde başını salladı.

Yılbaşı için Bodrum'daki yazlığımıza gelmiştik, Dayımlar, Amcamlar, Duru Ablalar, Beste Ablalar kısacası herkes buradaydı ve işler How I Met Your Mother'a dönmüştü. Kumsalda ateş yakmıştık, yeni yıla girmeyi beklerken Lidya annemlere nasıl tanıştıklarını sormuştu, Mercan ve İndigo'da ısrar edince anlatmak zorunda kalmışlardı. Olayları parça parça biliyordum ama tüm hikayeyi daha önce hiç anlatmamışlardı.

"Atlas bu olayların yarısında zaten sen de vardın, hani 18 yaşındayken doğurdum ya seni bir tanem?"

"Anne nereden hatırlayayım ben olayların hepsini? Mesela babamın 9 ay boyunca komada kaldığını bilmiyordum! Koma deyip geçiştirmiştiniz. Duru Ablaların düğününden öncesi yok."

Annem gözlerini devirdi. Tam bir şey söyleyeceği sırada Dayım araya girdi.

"Kardeşime rahat verin, toplamda 10 kişisiniz, hepinize birden aynı anda anlatmak istedik. Gerçi Sera'ya tekrar anlatmamız gerekebilir ama son beş saatimizi bu hikayeyi anlatarak geçirdik ve Meriç ve Mercan'ın doğumuna gelmedik bile-"

Meriç, Timéo'nun (Ona dayı dememizden hoşlanmıyordu) lafını keserek Yiğit Abi'ye baktı.

"Babacımmm lütfen diğer bölümleri atlayıp bizim bölüme gelebilir miyiz? Lütfeeeen."

Duru Abla kızının tavrına gülüp saçlarıyla oynamaya başladı.

"Her şeyin bir sırası var Meriç'cim."

Anneme geri döndüğüm sırada babam kucağında küçük kız kardeşim Sera ile geri gelmişti, Selin'in (Hem halamız hem yengemiz olduğu için aklı karıştığından ona Selin dememizi istemişti.) yaptığı pastadan çok yediği için kusmuş babam da onu eve üzerini değiştirmeye götürmek zorunda kalmıştı, o yüzden hikayenin son kısımlarını o anlatamamıştı. Böyle şeylere alışkın olduğumuzdan çok sorun etmemiştik, 6 kardeşin en büyüğü olunca tek yapabildiğim şey Sera'nın kıyafetlerini değiştirmek için eve gönderilenin ben olmadığıma sevinmekti. Hazır geçmişten konuşuyorlarken şu uzun isim mevzusunu da sormam gerekiyordu. Anladığım kadarıyla annemin tarafından gelen bir gelenekti ama hala hiçbirimiz nedenini tam olarak çözebilmiş değildik. Kardeşlerim, Pera Arielle Luna, İndigo Honoré Youssef, Lidya Orbella Colette, Arel Urbain Enzo, Sera Vivianne Rosa ve kuzenim Irmak Mirabelle Monet. Bu kadar isme ne gerek var şimdi? Babannem her seferinde bu tepkiyi verip anneme kızıyordu.

"Abi benim aklım karıştı şimdi annem sana 17 yaşındayken mi hamile kalmış? İyi de reşit değilmiş ki? Sadece yetişkinler hamile kalamıyor mu? Hem annemler 19 yaşında evlendi o zaman nasıl sen onlar evlenmeden doğdun."
Arel namı diğer Arel Urbain Enzo Couture Aksoy, zeki ama bir o kadar da saf kardeşim. Evet tabii bir de annemle babamın üç isim yetmezmiş gibi ikisinin de soyadını almamızı sağlamaları vardı... Küçükken buna hiç anlam veremiyordum ama şirket için modellik yapmaya başladığımdan beri annemin aslında o soyadı bize vererek geleceğimizi her ne olursa olsun garantiye aldığını fark ettim.

Mesela Timéo, o da annem de benim yaşımdayken şirket için çalışmışlar fakat ilerleyen zamanda annem şirkette kalmayı seçerken dayım hukuk okumaya karar vermişti. Ki ben de muhtemelen modelliği hobi olarak yapmaya başlayacaktım çünkü asıl hayalim yönetmen olmaktı. Şimdilik şirket Pera'ya veya İndigo'ya kalacak gibi gözüküyordu ama bunun olmasına çok uzun bir süre vardı. Annem zaten yeterince ünlü olan şirketimizin başına geçip onu dünyanın en başarılı 5 markasından birine dönüştürmeyi başarmıştı, yaşadığı onca şeye rağmen kimseyi dinlemeyip bunu yapabildiği için onunla gurur duyuyordum.

Aşk Tesadüfleri SeverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin