Sevdiğine Dayanamamak

868 65 24
                                    




Umarım beğenirsiniz :)






Chanyeol

"Bilmiyorum Luhan, tamam mı? Gerçekten bilmiyorum."

"Ona aşıksın Chanyeol ve Baekhyun da artık seni arkadaşı olarak sevmiyor. Bunu herkes anlayabilir. Seni sevmesine, karnındaki bebeğin biyolojik babası olmaman bile engel olmuyorsa gerçekleri öğrendiğinde kim bilir sana nasıl tutunur?"

Sıkıntıyla ofladım ve oturduğum koltukta dirseklerimi dizlerime yaslayarak öne eğildim.

"Ben ona gerçekten aşığım Luhan. Evet, belki ilk başta gizlemem hataydı. Hem de çok büyük bir hataydı. İnan bana onun gözlerinin içine her baktığımda içimden bir şeyler koptu. Ben onu kaybetmek istemedim. Ben en iyi arkadaşımı kaybetmek istemedim sadece. Ama o gece olan her şeyin bizi duruma getirebileceğini düşünemedim. O gece Baekhyun sarhoş olup beni de kendimden geçirdiğinde kendimi durdurmadığım için kendime kızıyorum."

"Hayır Chanyeol. O gece olanlar senin suçun değil. Ama sonrası için yaptıkların doğru değildi. Zaten zor bir hamilelik geçirecek olan kişiyi çok zor bir duruma sokacaksın."

Son sözlerimizin ardından uzun bir sessizlik takip etti bizi. Baekhyun'a en kısa zamanda söylemeyi aklımın bir köşesine kazıdım.

"Baek nerede kaldı? Tuvaleti yapmak bu kadar uzun sürmemeli."

"Haklısın. Ben bir gidip bakayım."

İçimde belirmeye başlayan panikle hızlıca odadan çıkıp koridorun sonundaki tuvalete doğru ilerledim. İçeri girdiğimde kimseyi görememiştim. Teker teker kabinlere bakmaya başladım. Yoktu. Yoktu işte. Bizi duymuş olamazdı değil mi? Eğer bizi duyduysa bitmiştim ben. Her şey bitmişti.




Baekhyun


Ben az önce neler duymuştum? Benim bebeğimin biyolojik babası Chanyeoldu. Kendi ağzı ile söylemişti bunu. Aylarca bana yalan söylemişti. Beni kandırmıştı. O gece benimle nazikçe sevişen oydu. Ve şu an aşık olduğum adam da oydu...

Bana yalan söylediği anlar bir bir gözümün önüne geliyordu. Ben nasıl bir aptaldım!

Şu an yolda boş boş yürüyordum. Nereye gittiğimi ya da ne için gittiğimi bilmiyordum.





Chanyeol


"GİTMİŞ!"

Luhan'ın kapısını hızla açıp içeri girdim. O da telaşlanıp ayağa kalkmıştı.

"N-ne demek gitmiş?"

"Yok, yok işte. Kesin duydu konuştuklarımızı. Kesin duydu. Yoksa niye durduk yere gitsin ki?"

Telaşla odada bir sağa bir sola gidiyordum. Ne yapacaktım ben şimdi?

"D-dur. Bir sakin ol önce tamam mı? A-ara onu."

The Miraculous Sky  - Chanbaek - MpregHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin