İlk Anı

1.1K 90 30
                                    






Bazı şeyleri yoluna koyduktan sonra kahvaltıyı o hazırlamıştı. Kahvaltıdan sonra hazırlandık ve ufak sohbetlerle dışarı çıktık. Ben kullanmak için arabanın diğer tarafına gidecektim ki adımları zaten benden büyük olduğu için önümden geçmiş ve sürücü koltuğuna oturmuştu çoktan. Bir şey demeden ben de yanındaki koltuğa oturdum. Beni gerçekten düşünüyordu ve ben onun bu iyiliklerini ona ters tepki vererek değil de teşekkür ederek vermek istiyordum.

 Beni gerçekten düşünüyordu ve ben onun bu iyiliklerini ona ters tepki vererek değil de teşekkür ederek vermek istiyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bundan sonra arabayı ben kullanacağım. Kendine daha çok dikkat etmen gerek. İstersen bir asistan da ayarlayabiliriz sana. Sette yardım eder."

O eşyalarını torpidoya koyayken aynı zamanda konuşmaya da devam ediyordu. Ben de beş yıllık arkadaşımın bir anda bu hale gelmesine alışmaya çalışıyordum.

"Kemerini bağlamayı düşünüyor musun?" dedi.

O konuşana kadar bön bön yüzüne baktığımın farkında değildim. Dediğini anlasam bile hala ona baktığım için sağ tarafıma uzanıp kemerimi bağladı.

"Bu kadar dikkatsiz olmanı hamile olmana veriyorum. Ayrıca yarın izin günüm. Çok iyi bir arkadaşımdan randevu aldım. Alanında çok iyi bir doktordur. Ona gideceğiz."

"Chan, bu kadar şeye gerek yok... Gerçekten." dememle kaşları çatıldı.

"Hayır, Baek. Senden tek isteğim bana itiraz etmemen. Lütfen... İzin ver senin için her şeyi kolaylaştırayım. Sizin için..." dedi, ellerimi ellerinin arasına alırken. Gözlerimin dolduğuna emindim. Şimdiden hassaslaşmıştım. Bu yolda beni yalnız bırakmayacak bir arkadaşım olduğunu bilmek güzel hissettirmişti.

"Tamam" diyebilmiştim sadece. Ondan sonra yol boyunca da bana planlarından bahsetmişti.

Sete geldiğimizde arabadan inecekken onu kolundan tutup durdurdum. Bana meraklı gözlerle bakarken daha fazla bekletmemem gerektiğini anlayıp konuşmaya başladım.

"Bundan sonra neler olacağını bilmiyorum ama yaptıkların ve yapacakların için teşekkür ederim Chanyeol. Senden çok güzel bir baba olurdu. İlk tecrübeni benimle değil de aşık olduğun kişiyle yaşamanı isterdim."

"Ben halimden memnunum Baekhyun. Sen de daha fazla düşünme. Kendini çok yorma." dedi ve arabadan indi.

Eğer bu bebeği doğurmaya karar verdiysem ona iyi bir hayat sunmam gerekiyordu. Ve ben bunu yapacağımdan artık emindim. Çünkü yanımda Chanyeol vardı.

Güzel düşüncelerimi bir kenara bırakıp ben de arabadan indim. Set her zamanki gibi çok kalabalıktı. Herkesin telaşı farklıydı. Chanyeol'u makyaj için aldıklarını görünce ona kahve almak için içi sadece mutfak olan karavana girdim. Ben varsam eğer Chanyeol hazır kahve içmezdi hiç.

(Chanyeol ve Baekhyun'un üniversite yılları.)

Baekhyun hayallerindeki okulun kapısından girince yüzünde büyük büsbüyük bir gülümseme oluştu. Hayallerindeki mesleğe sahip olabileceğinin ihtimali onu daha fazla mutlu ediyordu. Oyuncu olmayı çok istemişti ama fazla utangaç olduğu için de yönetmen olmaya karar vermişti. Şimdi ise okulun koridorlarında kayıt yaptıracağı yeri arıyordu. Birçok koridordan geçmişti ve kaybolduğunu düşünmeye başlıyordu. Biraz daha bakınmaya karar verdi ama hala bulamayınca oflayarak durdu.

"Bu gidişle asla bulamayacağım." dedi. Tam arkasını dönecekken aldığı darbeyle poposunun üstüne hızla yere düştü.

"AH!"

Düşmenin verdiği acıyla inledi. Sızlanarak eliyle poposunu okşuyordu. Karşısındaki gencin de ondan pek bir farkı yoktu ama o daha hızlı toparlanmıştı.

"İyi misin?" dedi, elini yerde hala acıyla söylenen çocuğa uzatırken. Baekhyun kendisine uzatılan eli fark edince yardım alarak ayağa kalktı. Henüz karşısındakine bakmamıştı ama karşısındaki genç çoktan onu süzmüştü bile. Baekhyun ona teşekkür etmek için kafasını kaldırdı ama bir yüzle karşılaşmak yerine gri bir tişörtle karşılaştı.

Anlaşılan karşısındakinin boyu ondan baya uzundu. Bu yüzden bir adım geri gidip kafasını kaldırdı.

"Teşekkür ederim." dedi. Karşısındaki çocuk çok yakışıklıydı. Büyük kepçe kulakları bile onu komik göstermek yerine çekici gösteriyordu.

"Sakar bir insanımdır. Üzgünüm."

Chanyeol mahcupça söylendi. Ama karşısındaki çocuğun büyüleyici derecede masum olan güzelliği onu çoktan etkisi altına almıştı. İkisi de saf saf birbirlerine bakmayı sürdürürken Chanyeol konuşmaya başladı.

"Okulda yeni misin? Daha önce seni hiç görmedim."

"Evet. Bu gün kayıt yaptırmam gerekiyordu. Tabi kayıt odasını bulabilsem daha iyi olacaktı."

Baekhyun hala kayıt yaptırmadığını hatırlayınca aceleci tavrına geri dönmüştü.

"İstersen sana eşlik edebilirim." dedi, Chanyeol. Baekhyun ışıldayan gözlerini ona dikince Chanyeol hayatı boyunca yaptığı bir şeye bu kadar sevindi.

Daha sonra Chanyeol onu bütün gün yalnız bırakmadı. Tabi bu sırada ona hayatını da anlatmıştı. Aslında Baekhyun onun adına üzülmüştü. Sırf ailesi de ünlü olduğu için onu kibirli gören insanlara çok kızmıştı. Çünkü ona göre Chanyeol dünyanın en ponçik kalpli insanı olmuştu bir günde. Zaten o günden sonra da aralarından su sızmamıştı. Bir aile olmuşlardı. Her şeyi birlikte yapmaya karar verdiler. Chanyeol ünlü olunca da Baekhyun onun menajeri oldu. Böylece Chanyeol onu uzun yıllar yanında tutabilecekti. 

The Miraculous Sky  - Chanbaek - MpregHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin