Gözlerimi rahatsız eden ışığın yanına bir de beni sıkan kollar eklenince rahatsız olmuştum. Yerimde kıpırdamaya çalışsam da başarılı olamadım.
"Günaydın Baek." dedi Chanyeol esneyerek. Sanırım onu uyandırmıştım.
"Günaydın. Şey... Chanyeol dün için özür dilerim. İyice bana bakıcılık yapmak zorunda kaldın. Çok sorumsuzca davranıyorum."
Chanyeol kollarıyla beni iyice kavradı ve kafasını boynuma gömdü.
"Bu akşam için güzel bir lokantada masa ayırttım. Akşam altıda seni almaya bir araba gelecek. Sana haber verirler. Onun dışında bu gün için güzel planlar yaptım. Önce denize gideriz. Oradan da spaya."
Konuşurken bir eli karnımı okşuyordu. Bebeğimi seviyordu. Bu yüzden ona minnettardım.
"Ama bunları yapabilmek için önce yataktan çıkmalıyız değil mi Chanyeol?" dedim imayla. Çünkü şu an mayıştığını az çok tahmin edebiliyordum.
"Bebeğimi biraz daha sevmeme izin ver babası." Dediği şeyle kalbim hızlanmaya başladı. Bu kadar sahiplenici olması normal miydi? İçimde patlamak için bekleyen bir bomba varmış gibi hissetmiştim. Söylediği şeyler beni mutlu ettiği kadar endişelendiriyordu da.
Kafamdaki düşünceleri ertelemeye karar verdim ve kokumu resmen sömürmüş olan Chanyeol'a biraz daha izin verdim.
******************
Nihayet yataktan çıkabilmiştik. Şimdi ise kahvaltımızı yapmış sahile doğru ilerliyorduk. Burası cidden çok güzeldi ama Chanyeol işi biraz abartmıştı galiba. Çünkü şu an yanımızda bir kovayla oturuyorduk. Neden bir kova aldığını sorduğumda ise bana, kusabilirsin, demişti. Gerçi pek haksız da sayılmazdı. Bu aralar neredeyse her şey midemi bulandırıyordu. Buna sahilde neredeyse çıplak dolaşan kızlar da dahildi.
İlk bulduğumuz boş şezlonglara çantalarımızı ve havlularımızı koyduk. Chanyeol benim yerime havluları şezlonga bir güzel serdi. Güneş ışıklarının tenime gelmesini pek sevmediğim için daha gölgeli olan şezlonga ben yatmıştım. Güneş gözlüklerimi de taktıktan sonra biraz uzanıp denizi izlemeye karar verdim. Tam da bu söylediğimi uygulayacaktım ki Chanyeol beyefendi bir anda üzerindeki tişörtü çıkarıp fırlattı. Tanrım! Bu çocuk deli miydi? Plajda o kadar çapkın kız ve erkek varken bu yapılır mıydı!
"Chanyeol çok güneş var, istersen tişörtünü giyin, sonra kızaracaksın."
Kafasını bana çevirip gözlüklerinin üstünden kısa bir bakış attı.
"Aslında ben de tam sana, bana krem sürer misin, diyecektim."
"Tabi." diyerek oturur pozisyona geçtim. Chanyeol çoktan benim şezlonguma oturmuş ve bana arkasını dönmüştü. Şu an o denize dönük oturuyordu ve bu daha fazla insanın ona bakmasına neden oluyordu.
Bana uzattığı güneş kremini elime sıktıktan sonra sırtında yaymaya başladım. Aslında Chanyeol'un mükemmel bir fiziği vardı. Boyu uzundu, bebek yüzlüydü ve kasları vardı. Bende bir ara kas çalışmalarına başlamıştım. Ama iş çok yoğun olunca spor salonuna gidişlerim seyrekleşti, en sonunda da bıraktım işte. Ben bunları anlatıyorum da şu an bize doğru yürüyen iki mükemmel bikinili ve mükemmel fiziğe sahip kızlar Chanyeol'a mı gülümsüyordu!
"Merhaba."
Evet, şu an dibimizde ayakta duruyorlardı. Chanyeol'un arkasında kısa kaldığım için biraz yana eğilerek bakmak zorunda kalmıştım.
"Merhaba." Aferin sana Chanyeol, hiç tanımadığın insanlarla selamlaş.
"Şey, biz sizi otururken gördük de sanırım arkadaşınla yalnız tatile gelmişsin. Biz de yalnızız ve düşündük ki belki birlikte bir şeyler yapmak istersin? Bu arada ben Bogyeol, bu da arkadaşım Ahhyun."
Kızdaki yüzsüzlüğe bak ya! Resmen konuşmasına siz diye başlayıp sen diye bitirdi. Üstelik resmen ayaküstü Chanyeol'a yürüyor ve bizimki de sanki farkında değilmiş gibi kıza gülümsüyordu!
Chanyeol'un gülen yüzünden olumlu bir cevap vereceği kesindi. Eğer hemen işe el atmazsam çok farklı boyutla gidebilirdi. Ayağa kalktım ve tek elimi Chanyeol'un omzuna koydum. Üçü de şaşırmış gözlerle beni izliyordu. Yapmacık bir gülümsemeyle konuşmaya başladım.
"Ah, sanırım ufak bir yanlış anlaşılma oldu. İlk olarak şu an yanımda oturan kişi benim arkadaşım değil eşim. İkici olarak da siz her yalnız gördüğünüz erkeğe böyle sarkacak kadar karaktersizsiniz demek ki. Yanımda gördüğünüz kişi benim KOCAM ve biz balayındayız."
Kızlar iyicene kızarıp bozarınca hemen arkalarını dönüp gitmişlerdi. Ben de derin bir nefes verip kalktığım yere geri oturmuştum. Chanyeol bana kocaman olmuş gözlerle bakıyordu. Ne var dercesine kafamı salladım.
"Sen az önce bana kocam dedin!"
"Evet."
"Az önce beni kıskandın!"
"Aslında tam olar-" daha açıklamamı yapmadan Chanyeol bana kocaman ve kaslı kollarıyla sarılmıştı. Gerçekten bu kadar mutlu mu olmuştu?
"Sen söylemeseydin ben derdim zaten Baek. Evli olduğumun ve bunun getirdiği sorumlulukları farkındayım, ne seni utandıracak bir şeye izin veririm ne de aramıza girecek birilerine... Elimdeki mutluluğun kıymetini biliyorum..."
Park Chanyeol... Bu kadar güzel sevmenin nedeni ne? Ve neden bu sevgi bana sadece arkadaşlıktan ibaretmiş gibi gelmiyor? Neden ben Park Chanyeol'u kıskanıyorum? Ne zamandan beri arkadaşlarımı bu kadar kıskanır oldum ben?
Şu an kalbimin bu kadar hızlı atmasının nedeninin Chanyeol'un kolları olmasını umuyorum çünkü başka bir açıklamayı ne ben kaldırabilirim ne de duygularım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Miraculous Sky - Chanbaek - Mpreg
Fanfic"Sen bile bilemezsin gülüşün bende kaç bahar eder." Baekhyun bir gece yüzünü bile hatırlamadığı biriyle yatar ve hamile kalır. Ne yapacağını bilemeyerek en yakın arkadaşı olan Chanyeol'a sığınır. Chanyeol sayesinde bebeği kabullenir. Sonrasında ise...