Şu an Kim şirketlerinin önünde dikiliyorduk. Chanyeol elimden tutmuş bir şekilde kendimi hazır hissetmemi bekliyordu. Derin bir nefes aldım ve onu da kendimle birlikte büyük binadan içeri soktum.
İçerisi gerçekten büyük ve ihtişamlıydı. Zevk sahibi oldukları kesindi.
Kim Taehyung ile konuşabilmek için randevu almanız gerekiyordu ve Chanyeol kendi adına biraz da torpil yaptırarak iki gün sonrasına acil bir randevu almıştı. Neyse ki bu konuda şanslıydık. Danışmada ufak bir konuşmanın ardından Bay Kim'in odasının olduğu kata gelmiştik asansörle. Sanırım en üst kattı. Asansörden inince bizi çok tatlı ve tavşana benzeyen bir çocuk karşıladı. Sanırım Bay Kim'in sekreteriydi.
"Merhaba, ben Bay Kim'in sekreteri Jeon Jungkook, memnun oldum. Birazdan görüşmeye alacağım sizi. Ama biraz burada bekletmek zorundayım." Diyerek eliyle bizi yönlendirdiği odaya girdik. Burası gerçekten çok güzeldi. Bekleme odası bu kadar güzelken şirketin diğer kısımları eminim daha da göz alıcıdır.
Chanyeol ile birlikte koltuklara oturduk. Bay Jeon yanımızdan ayrıldıktan sonra bir kız bizim için iki tane kahve getirdi.
Sakinleşmek adına kahvemi azar azar yudumluyordum. Bir yandan da Chanyeol elimi tutmuş bana cesaret vermeye çalışıyordu. Böylelikle en az on beş dakikayı atlattık. Daha sonra Bay Jeon odaya tekrar girerek Bay Kim'in bizi görmeye hazır olduğunu söyledi ve onun eşliğinde odasına girdik.
Bay Kim bizi, daha doğrusu Chanyeol'u gördüğünde hemen gülümseyip selamlaştı. Ardından da benimle.
"Sizi buraya hangi rüzgar attı bakalım?"
"Aslında oldukça önemli bir konu hakkında konuşmak için buraya geldik."
Chanyeol ciddi bir ifadeyle konuştuğunda ben dahil odadaki herkesin gerildiğini fark ettim.
"Oldukça önemli ve özel."
Chanyeol cümlesini devam ettirince sanırım herkes ne demek istediğini anlamıştı ki Bay Jeon konuştu.
"Bay Kim isterseniz ben çıkayım. Zaten gözden geçirmem gereken dosyalar vardı."
Taehyung ufak bir gülümsemeyle onu onayladığında Bay Jeon herkese selam verip odadan çıktı.
Bay Kim, sizi dinliyorum, der gibi bakıyordu bize. Chanyeol ile birbirimize baktık. Bu durumu nasıl açıklardım bilmiyorum ama bunu da Chanyeol'a yıkamazdım. O yüzden derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım.
***************
"B-bu nasıl olabilir? Yani tamam, ben de hatırlamıyorum ama..."
Tahmin ettiğimiz gibi Bay Kim kabul etmekte oldukça zorlanıyordu. Ondan her şeyi kabul etmesini istememiştik zaten. Sadece bilmeye hakkı var diye düşünmüştüm. O yüzden şu an buradaydık.
"Dürüst olmak gerekirse sadece bilmeye hakkınız olduğunu düşündüğüm için söylemek istedim. Bebek doğduğunda kan testi yaptırırız ama doktorum şu an tehlikeli olduğunu söyledi. Bildiğiniz gibi biz Chanyeol ile evlendik ve o bizi kabul etti. Umarım siz de bu konuda bize zorluk çıkartmazsınız."
Kendimden emin bir şekilde konuştuğumda Bay Kim sadece kafasını sallamakla yetinmişti.
"Bana biraz süre verin lütfen düşünmek için. Bu... Bu kolay kabul edilebilir bir şey değil benim için. Tam da bazı şeyleri yoluna sokmaya başlamıştım oysaki..."
Son cümlesini biraz sessiz söylese de zar zor duyabilmiştim. Biz de sessizce onu onayladıktan sonra odasından çıktık. Kapıyı ardımızdan kapatınca karşımızda masasında olması gereken Bay Jeon yoktu. Onu sevmiştim aslında. Tavşan gibi bir çocuktu. Belki bir işi çıkmıştı diyerek boş verdim ve Chanyeol'un elini tutup yanağına bir öpücük kondurdum.
"Sahile gidelim mi?"
"Sen nereye istersen gideriz." O da eğilip dudaklarımdan öptü beni. İkimiz de mutlulukla gülümsüyorduk birbirimize. Sanki yıllardır içimde sakladığım mutlu olma isteği şimdi gerçek olmuştu. Biz üçümüz mükemmel bir aile olacaktık.
Zaten Bay Kim'in tepkilerinden de onun bu bebeği çok istemeyeceğini çıkarmıştım. Umarım tahminlerimde yanılmazdım. Çünkü hayatın bana verdiği en güzel iki şeyi de kaybetmek istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Miraculous Sky - Chanbaek - Mpreg
Fanfic"Sen bile bilemezsin gülüşün bende kaç bahar eder." Baekhyun bir gece yüzünü bile hatırlamadığı biriyle yatar ve hamile kalır. Ne yapacağını bilemeyerek en yakın arkadaşı olan Chanyeol'a sığınır. Chanyeol sayesinde bebeği kabullenir. Sonrasında ise...