..Ben sana aşık olmadım ama seni gördüğüm ilk andan itibaren bir ses bu kızı sakın bırakma diyor."
"Ateş.. ne diyeceğimi bilemiyorum şuan. Düşünme şeklin çok ince ve çok hoş. Şuanda çok.."
"Karmaşık hissediyorsun?"
"Evet, birçok şey söylemek istiyorum ama doğru kelimeleri bulamıyorum. Bu arada son dediğine de katılıyorum. Ben aslında çok zor güvenen bir insanımdır, insanlara değer vermekten korkarım ya beni sırtımdan bıçaklarsa diye, kolay kolay sevemem de. Aşkın bir kere olacağına inananlardanım. Seni ilk gördüğüm anda, uyuz olman dışında, nedensizce güvendim sana. İkinci kere denize attığında beni geri yukarı çıkaracağına güvendim. Çok saçma belki ama sanki sen yanımda olunca bunca zaman aradığını buldun diyor içimden bir ses. Oysa ki senin adını, nerede yaşadığını, kaç yaşında olduğunu dün gece sarhoşken öğrendim. Ateş, bu güven beni korkutuyor, bu içimde ki sesin yanlış çıkma ihtimali beni korkutuyor."
Biz bir anda birbirimize içimizi mi dökmeye başlamıştık? Yanıma gelip ellerimi tuttu.
"Doğruluğunu ya da yanlışlığını benden kaçarak öğrenemezsin. Seni bugünlük serbest bırakıyorum. İstediğin kadar düşün ama yarın benimle birlikte Aquapark'a geliyorsun. Bugün benim yüzümden sahile gidemedin, yarın telafi edeyim." içten bir gülümseme yayıldı yüzlerimize.
Temasımız ve yaptığımız ufak ama biraz ciddi konuşma beni gerdiği için ellerimi çekerek tezgaha döndüm.
"Ben sana kek koyayım."
"Bunu evet olarak alıyorum." yüzümde ufak bir gülümseme oluştu ama bunu ona göstermedim.
"Al."
Ateş keki yedikten sonra evden gitmişti. Kafam kazan gibi olmuştu. Ne yapacaktım ben?
_*_
Ateş gittikten sonra evi temizlemeye başlamıştım. Oturmaktan sıkılıyordum, sıkıldıkça da düşünüyordum ve düşünmek artık hiç hoşuma gitmemeye başlamıştı. Gün batmaya başlayınca kızlar gülerek eve girdi.
"Aaa, bakın burada sarhoş ve yaptıkları yüzünden dışarı çıkamayan bir Asu var!" elimde ki bezi Aslı'nın kafasına fırlattım.
"Siz gülün gülün, zaten kaçmam da bir boka yaramadı." bilmiyormuş gibi yaparak bana baktılar
"Ne oldu?"
"Siz daha iyi bilirsiniz aslında, hainler!"
"Şov yapma Asu! Ne yaptık sanki, sonunda senin sevgili yaptığını göreceğiz çok mu?"
"Hem sen ne oldu onu anlat! Ne konuştunuz?"
"Ne konuşalım işte, gidip bir tek taş almış. Dedi sen beni öptün, namusumu aldın evleneceksin benimle. Sonra belinden bir silah çıkardı, ya benimsin ya kara toprağın dedi. Dayanamadım atladım boynuna, olur benim yakışıklı kabadayım, senin hatunun, çocuklarının anası, evimizin hanımı olmak istiyordum hep dedim. Tamam, yarın aşireti toplayayım 3 gün 3 gece düğün yapalım dedi. Sen nasıl istersen beyim dedim."
"Aşiret toplanan bir şey mi?"
"Geri zekalı Aslı, beynin enerji harcıyor diye fişini mi çektin? Tek takıldığın bu mu oldu?"
"Yok tek bu olmadı, sizin düğünde ne giysem, bir de ağa falan gelir mi? O sırada biriyle de ben evleneyim. Hep hayalimdi ya benimsin ya kara toprağın diyen bir erkek."
"Eğlendiniz mi iki salak?"
"Şimdi Asu, sen ne konuştuğunuzu anlatıyorsun! Yoksa evde sıkı yönetim yaparım! Adam olun!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
General FictionHer şey o kadar karmaşıktır ki bazen çözmek yerine kesip atmak istersiniz. Bazı hayatların içinde yalan o kadar çoktur ki gerçeği bulamazsınız. Bazı gerçekler vardır ki kanı aktıkça akar, öldürene kadar durmaz... _*_ Alıntıdır_*_ Yala...