•15. Bölüm•

102 6 0
                                    




Hep sevmek ve sevdiğimiz kadar da sevilmek isteriz. Hatta daha da fazla sevilmek isteriz. Her şeyimizi verebiliriz birinin en değerlisi olabilmek için. Alacağımız zararı ise hiç hesaba katmayız. Her şeyin bir bedeli vardır, her mutluluğunda. O anı o kadar derin yaşarız ki ilerisini göremeyiz. Kalbimiz bütün vücudumuzu fethetmiş, sadece kendi sözünü dinletir.

Bir de bunun yanında aşk vardır. Herkes için anlamı başkadır. Henüz aşık olmayanlar aşkı inkar eder. Bir kere aşık olanlar ise artık eskisi kadar kolay kullanamazlar o kelimeyi. Ağırlığını ve getirilerini bilirler çünkü. Bana göre bir kere gelir aşk. Diğer yaşadığımız her şey sevgidir.

Ölüm gibidir aşk, aldığın her nefes sonmuş gibi dolu dolu çekersin, suya hasretmişsin gibi kana kana içersin ve o suyun zehirli olup olmadığına dikkat etmezsin. Katilinin seni öldürmesine izin verirsin çünkü sen o katile aşıksındır.

Yaşam gibidir aşk, içinde her duyguyu en ince ayrıntısına kadar barındırır. Sen bir şeye takılı kalırken o devam eder, aldığınız her nefese şükrederken bir yandan da ne zaman bitecek dersiniz. Yaşam iki zıt kutuptur; delicesine yaşamak isterken bir yandan da bitirmek istersin. Yaşadığını hissedersin her an. Sen yaşama değil, seni yaşatana aşıksındır.

Peki ben şimdi ne yapacaktım? Bütün tabularımı yıkan, dengelerimi alt üst eden kişiye ne yapabilirdim ki? Sözünü hala geçirmeye çalışan kalbim sev diyordu, delicesine. Beynim ise kaç diyordu, durmaksızın. 

Dibimde ki Ateş'i ittirerek uzaklaştırdım. Yaptığımı beklemiyor olacak ki kaşları şaşkın bir ifadeyle çatıldı.

"Yapma! Bir anda sen gelince her şeyin rengi soluyor, sen konuşunca herkesin sesi kısılıyor, bütün kokular kendi köşesine çekiliyor. Sadece sen oluyorsun. Kulaklarımda sadece senin sesin, gözlerimde sadece senin ışığın, burnumda sadece senin kokun oluyor. Yapma bunu! Her şeyimi yıktın. Şuana kadar kendime kabul ettirdiğim her şey kayboluyor. Korkuyorum! Bütün korkularımı gün yüzüne çıkartıyorsun. Ben seni sevemem! Kalbim yarım, bu kalple kimseyi sevemem. Bu yarım ve yaralı kalp sana hak ettiğin değeri veremez. Yapma."

"Eğer gerçekten beni sevemeyecek olsaydın bir dakika bile burada durmazdın. Sen en sonunda acı çekmekten, yaşadığının hiçbir şeye değmemesinden geriye sadece birkaç parça kırılmış kalp kalmasından korkuyorsun. Sana söz veremem Asu bunların olmayacağı konusunda ama sana söz verebilirim ki seni sen istemediğin sürece bırakmayacağım. Benim kalbim ilk defa atıyor ve nabzımı bırakmak istemiyorum. Şimdi seni öpebilir miyim?"

Sözleri kalbimi hükümdarlığı altına almıştı bile bundan sonra mantığım tek bir söz bile söyleyemezdi. Kaybetmişti bu savaşı. Kalbim düşmanı ile işbirliği yapmıştı. Bir şey diyemeden içeriden gelen Fatma Turgut'un o güzel sesi cevabım olmuştu.

" Aman sakın öpme beni
Çok istesem de bir dur
Aşk bir zaman sorundur ki zaten
Ertelesek ne olur
Dur öyle bakma bana
Dayanamam orada bir dur
Hayat duraksadı neydi maksadı düşünmeyelim ne olur
Dağılalım olaysız anca gidersin
Sevgiline benden selam edersin
Sen oyna zalim ne olacak halim
Kendimi duyamıyorum bugün ben
Gözümde seller aktı rimeller
Dokunsan ağlıyorum" bende eşlik ettim bu güzel sese. 

Ateş ise çapkınca güldü. Son kısmı da söyleyerek içeriye kaçtım.

"Sen oyna zalim ne olacak halim
Ateşlere attı beni yaktı hain

Çöktü bulutlar söndü umutlar
Dokunsan ağlıyorum " gözlerimle Naz'ı ararken diğerlerine göre daha yavaş bir şarkı başlamıştı. 

Çiftler dans ederken bir köşeye geçip oradan bakınmaya karar verdim.

Ben onu bar kısmında ararken o Mert'in boynuna kollarını dolamış, birbirlerine bakarak dans ediyorlardı. 

YAKAMOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin